Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1187 E. 2022/572 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2019
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, … Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07/03/2019 tarih ve 2015/474 E. – 2019/127 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı Şirketin 2014/30739 sayılı … … ibareli … başvurusuna yaptıkları itirazlarının nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini oysa dava konusu markanın müvekkilinin tescilli olan “…” markasını içerecek şekilde oluşturulduğunu, markanın baskın unsurunun “…” ibaresi olduğunu, müvekkilinin tanınmış … markasına dayanan “…” ve” … …” ibareli seri markalarının bulunduğunu, … … … “…” isimli bir peynir türü olmadığını, … ibaresinin bir peynir çeşidi ya da peynir üretmek için uygulanan bir yönteme verilen bir ad değil, müvekkilinin hak sahibi olduğu patentli bir yöntem ile ürettiği peynir nevinden ürünler için ilk defa kullandığı bir … olduğunu, dava konusu markada yer alan “…” ibaresinin müvekkilinin “… …” ve “…” ibareli markaları ile iltibas teşkil ettiğini, davaya konu markanın tüketici nezdinde müvekkilinin tanınmış markalarını sulandırıcı nitelikte olduğunu, davalı markası ile müvekkilinin markaları arasında işletmesel bağ kurulacağını, davalı başvurusunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek YİDK’nın 19/10/2015 tarih ve 2015-M-9890 sayılı kararının iptali ile dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … ve … Kurumu vekili, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, markalarda ortak olarak yer alan “…” ibaresinin süt ürünlerinde sıklıkla kullanılan tanımlayıcı bir ibare olduğunu, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, taraf markalarının benzer bulunmadığını, müvekkili markasının asli unsurunun “…” ibaresi olduğunu “…” ibaresinin tanımlayıcı ve tasviri nitelikte bulunduğunu, markalar arasında iltibas oluşmayacağını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…” ibaresinin uyuşmazlık konusu 29.sınıfta yer alan “süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil)” emtiaları için zayıf karakterli, tanımlayıcı olduğu, dava konusu 2014/30739 sayılı … … ibareli markanın, davacı tarafından itiraza ve hükümsüzlüğe gerekçe olarak gösterilen “…” ibareli markalarla 556 s. KHK m.8/1-b anlamında iltibasa neden olacak bir benzerlik teşkil etmediği, 556 sayılı KHK 8/3 ve 8/5 şartlarının da oluşmadığı, davalı yanın başvurusunun kötüniyetli bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, “…” ibaresinin bir peynir cinsi olmadığını, anılan ibarenin dava konusu başvuru tarihinden önce müvekkili ile özdeşleştiğini ve ayırt edici hale geldiğini, dava konusu … ile müvekkilinin “…” ve “… …” ibareli markaları arasında iltibas bulunduğunu , müvekkilinin sadece “…” ibaresinden oluşan markalarının bulunduğunu ve anılan markalarının tescilli … korumasından yaralanması gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve … hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tarafların karşılaştırma konusu markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin, uyuşmazlık konusu 29. Sınıf “süt ve süt ürünleri (tereyağ dahil)” emtiası açısından nitelik bildiren bir kelime olduğu, anılan emtia yönünden ortalama tüketicinin bu ibareyi nitelik belirten bir kelime olarak algıladığı, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/2241- 2020/368 E/K sayılı ilamında da “…” ibaresinin sayılan mallar bakımından tanımlayıcı olduğunun kabul edildiğini, davacının “…” ibaresini kullanım sonucu ayırt edici hale geldiği iddiasını ispatlayamadığı,29. sınıf “süt ve süt ürünleri (tereyağ dahil)” emtiası yönünden taraf markalarının sahip olduğu ayırt edici karakterler ve özellikle davalı markasının içerdiği “…” ibaresi nedeniyle, markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 21/04/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/05/2022