Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
…..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2020
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
İle Sicilden Terkin
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 16/07/2020 tarih ve 2019/186 E. – 2020/190 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … ibaresini ilk kez 1990 yılında tescil ettirdiğini ve bu marka üzerinde yatırımlar yaparak marka sayısını arttırdığını, … markalarını geliştirmekte, yaygınlaştırmakta ve çeşitli şekillerde marka başvuruları yaparak seri marka oluşturmak amacıyla hareket ettiğini, çeşitli ülkeleri de kapsar şekilde tescil alarak global bir koruma sağlamaya çalıştığını, 1990 yılından itibaren kesintisiz ve aktif bir biçimde kullanılan, reklam, satış ve pazarlama çalışmaları ile geliştirilmiş toplum nezdinde güvenilir ve tanınmış marka halini aldığını, müvekkilinin 29 yılı aşkın süredir … markalarını kullanması sebebiyle bütün sektörde bilindiğini ve tüketiciler tarafından sevildiğini, tüketicilerin hali hazırda sahip oldukları … marka imajını dava konusu “… … …” markasına transferinin iltibasa sebebiyet vereceğini, dava konusu “… … …” markasının müvekkilli adına tescilli … ibareli markalar ile iltibas oluşturabilecek düzeyde benzer bulunduğunu, dava konusu markanın esas unsurunun … ibaresi olduğunu, dava konusu markanın davacı markası ile aynı ve benzer sınıflar bakımından tescilinin istendiğini, dava konusu markanın davacının seri markaları arasında sızma ve davacı markasını erezyona uğratma ihtimali olduğunun değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek YİDK’nın 25/03/2019 tarih ve 2019/M-2591 sayılı kararının iptalini, 2018/17638 sayılı “… … …” ibareli markanın tescili halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin yasal başvuru şartları tamamlanan hak etmiş olduğu markasını iyi niyetli şekilde kullandığını, davacının kötü niyet iddialarının gerçeği yansıtmadığını ve soyut iddialardan ibaret olduğunu, müvekkilinin sadece … … … markalı ürünleri pazarlamadığını, bunun dışında 243 adet ürün üretimi ve pazarlamasını yaptığını, ürün ve sektörlerin farklı olduğunu, taraf markaların karıştırılmasının mümkün bulunmadığını, iltibas ihtimanin olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu 2018/17638 sayılı “… … …” ibareli marka başvurusu ile davacının mesnet markaları arasında işaret benzerliği bulunmadığı, markaların karıştırılma ihtimali olmadığı, taraf markalar arasında işaret benzerliği bulunmadığından tanınmış markalarla ilgili kuralların uygulama koşullarının oluşmadığı, YİDK’nın 25/03/2019 tarih ve 2019/M-2591 sayılı kararının iptali şartlarının ve hükümsüzlük koşullarının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, markaların iltibasa neden olacak düzeyde benzer olduğunu, birden fazla unsurdan oluşan markalarda sözcük unsurunun daha baskın bulunduğunu, davalı markasının müvekkilinin … ibareli markalarının esas unsurunu hiçbir değişiklik yapmaksızın markanın esas unsuru olarak yerleştirdiğini, markanın esas unsurunun … ibaresi olduğunu, kararın emsallere aykırı bulunduğunu, yerel mahkeme kararında markaların tescil sınıflarının benzerliğinin iltibası arttırmaya yönelik etkisine değinilmemesinin eksik inceleme olduğunu, mahkemece iltibas incelemesi yapılırken ortalama tüketici kriterinin adeta yok sayıldığını, davalı başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili YİDK kararının iptali, marka hükümsüzlüğü ile sicilden terkin istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı …’ın başvuru konusu yaptığı 2018/17638 sayılı “… … …” ibareli marka ile davacının “…” ibareli mesnet markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında, biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek şekilde bir benzerlik bulunmadığı, zira … ibaresinin öne çıkarılmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin “… – …” ibareli markalara ilişkin verdiği 2018/4042 Esas, 2019/5421 Karar ve 16/09/2019 Tarihli, “… – …” ibareli markalara yönelik verdiği 2018/962 Esas, 2019/2860 Karar ve 10/04/2019 Tarihli ve “… – … … VE … …” ibareli markalara yönelik verdiği 2017/3692 Esas, 2019/817 Karar ve 04/02/2019 Tarihli kararlarının da bu yöne ilişkin bulunduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 14/04/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/05/2022
…..
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.