Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/05/2019
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 16/05/2019 tarih ve 2018/41 E. – 2019/256 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “… … …” markasını 41. Sınıfta yer alan emtiada 2017/12065 başvuru numarası ile tescil başvurusuna konu ettiğini, başvurunun 6769 sayılı SMK’nın 5/1-b ve c bentleri uyarında reddine karar verildiğini, müvekkilinin markasının reddine gerekçe olarak … ibaresinin, bir ülkenin ve hatta o ülkedeki bir vilayetin adı olmasının gösterildiğini, Kurumun vermiş olduğu kararın son derece hatalı olduğunu, bu kriterin, müvekkilinin kazanılmış haklarını da yok saydığını, zira müvekkilinin ilk tescilinin 2016 yılına dayandığını, … ibaresinde hem görsel hem de işitsel ayırt ediciliğin mevcut olduğunu, Kurumun daha önce müvekkilinin “…” markasını tescil ederken, sonraki başvuruyu … … …’nı gerekçe göstererek reddetmeye çalışmasının hukuka uygun olmadığını ileri sürerek YİDK kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu ibarenin “… … …” şeklinde üç ayrı kelimenin bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş bir sözcük kombinasyonu markası olduğu, “…” ibaresinin dilimizde karşılığı dahi bulunmayan bir kelime olduğu göz önüne alındığında, markanın çizimle görüntülenmiş, tüketicinin algılayabileceği, ayırt ediciliği bulunan bir ibare olduğu ve 5/1-b maddesi anlamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, uyuşmazlık konusu markasının 5/1-c bendi uyarınca “… ve öğretim hizmetleri” emtialarında reddedilmesi gerekçesinin temelinin, “…” ibaresinin “… … …” ibaresinin kısaltması olması, buranın …’da bulunan bir ada olması ve …’nın ise … alanında dünyanın sayılı ülkelerinden biri olmasını yer aldığının görüldüğü, bu bağlamda öncelikle “…” ibaresinin gerçekten de tereddütsüz bir şekilde dünyanın pek çok ülkesinde uygulanan, bilinen, tanınan bir … modelinin doğrudan adı olup olmadığının belirlenmesi gerektiği, … ibaresinin …’daki bir adanın isminin kısaltması olarak arama sonuçlarında çıkıyor olması bu ibarenin tüketici nezdinde tereddütsüz bir şekilde “… – öğretim hizmetleri” ile ilişkilendirilmesi gibi bir sonuç doğurmayacağı, söz konusu ibarenin doğrudan tanımlayıcı bir ibare olarak algılanmasının mümkün bulunmadığı, anılan ibarenin 5/1-c bendi uyarınca reddedilen “… ve öğretim” hizmetleri bakımından tasvir edici, tanımlayıcı, coğrafi kaynak gösterir bir ibare olduğundan bahsedilmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, YİDK’nın 01/12/2017 tarih 2017-M-10246 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, “… … …” ibareli başvurunun 41. Sınıf hizmetler bakımından kaynak gösterme fonksiyonu bulunmayan tanımlayıcı ibare olduğunu, alıcılar nezdinde marka algısı yaratmayacağını, YİDK kararının hukuka uygun bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının başvurusuna konu “… … …” ibaresinin çizimle görüntülenmiş, tüketicinin algılayabileceği, ayırt ediciliği bulunan bir ibare olduğu ve SMK’nın 5/1-b maddesi kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, diğer yandan anılan ibarenin SMK’nın 5/1-c bendi uyarınca reddedilen “… ve öğretim” hizmetleri bakımından tasvir edici, tanımlayıcı, coğrafi kaynak gösterir bir ibare olduğundan bahsedilemeyeceği anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Kurumundan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davalıdan …ndan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı … üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 14/04/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/05/2022
….