Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1179 E. 2022/494 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

…..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2020
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/02/2020 tarih ve 2018/209 E. – 2020/61 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı ile davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin aynı zamanda ticaret unvanının da bir parçasını teşkil eden … kelime markası ile tanınmış … şekli markaları bulunduğunu, dava konusu “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının Markalar Diaresi Başkanlığı tarafından kabul edilerek başvurunun reddine karar verildiğini, bu karara karşı davalı başvuru sahibinin itirazının ise YİDK tarafından kabul edildiğini, oysa davaya konu marka başvurusunun esas “…” ibaresi ile birlikte bu ibare içerisinde kullanılan ve müvekkilinin … şekli markalarının taklit edilmesi suretiyle oluşturulduğunu, söz konusu … şeklinin özellikle alt ve üst gövdelerinin ve başvuruda yer alan yaprak şeklinin müvekkiline ait … şekli markasının birebir aynısı olduğunu, davalı başvurusunda yer alan yaprak şeklinin de aynen müvekkilinin markasında kullandığı gibi … şeklinin üst kısmında sağa doğru asılı bir şekilde kullanıldığını, bu kullanımın müvekkili ile özdeşleştiğini , dava konusu başvuruda yer alan … şeklinin alelade bir … şekli olmadığını, konsept olarak tam anlamıyla müvekkilinin tanınmış … şekli markalarının kopyalanması suretiyle oluşturulduğunu, başvuru sahibinin sıradan bir … şeklini çok farklı biçimlerde kullanabilecekken müvekkiline ait sağa yatık asılı yaprak bulunan … şeklini bilinçli olarak tercih ettiğini, davalının kötüniyetli olduğunu, SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların da bulunduğunu davaya konu başvurunun müvekkili markasının ayırt ediciliğine zarar vereceğini ve haksız yarar elde edeceğini ileri sürerek 2018-M-2882 sayılı YİDK kararının iptaline ve dava konusu marka başvurusunun tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, SMK’nın 6/5 maddesindeki koşullarında oluşmadığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiş, davalı vekili katıldığı celse de markalar arasında benzerlik bulunmadığını, “…” ibaresinin “…” anlamına geldiğini, markadaki … şeklinin bu sebeple kullanıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu marka ile davacının markalarının benzer olduğu, zira davacı ile özdeşleşen … figürünün grafik olarak aynısının/benzerinin davalı markasında kullanılmasının davacı markaları ile davalı başvurusu arasında iltibas ve seri marka imajı yarattığı, bu bağlamda markaların aynı/aynı tür veya benzer mal veya hizmetlerde kullanılmaları halinde halkın bu markalar arasında bağlantı kurmasının mümkün olduğu,“…” markasını gören tüketicinin bu markayı, davacının “… şekli”ni içeren markalarının serisi yahut yeni bir versiyonu sanabileceği, tüketicilerin bu bağlamda davacının … şeklini esas alan yeni bir marka türettiğini yahut markanın kullanımı konusunda davalıya bir hak ve/veya lisans verildiğini düşünebiliceği, marka sahibi işletmelerin ilişkilendirilmesinin de bağlantı kurma ihtimali kapsamında olduğu, davalı markasının kapsadığı 44/01 sınıf “Tıbbi hizmetler.”, ve 44/02 sınıf “Güzellik bakımı hizmetleri. Türk hamamı hizmetleri, sauna ve buhar banyosu hizmetleri, masaj hizmetleri, spa hizmetleri (şifalı sular ile yapılan bakım hizmetleri).” hizmetleri yönünden taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nun 6/1 maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunduğu, davacı markalarının “…/cep telefonu ürünleri ve hizmetleri” üzerinde dava konusu başvuru tarihi itibariyle tanınmış marka olduğu, ancak dava konusu marka kapsamında yer alan 44/03 “Veterinerlik ve hayvan üretme, besicilik, nalbantlık ile ilgili hizmetler.”, 44/04″ Tarım, bahçecilik ve ormancılıkla ile ilgili hizmetler; peyzaj tasarımı hizmetleri.” 44/05″ İşyeri ve personel sağlığı ile ilgili danışmanlık hizmetleri” yönünden SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların oluşmadığı, ayırca kötüniyet iddiasının da ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile YİDK’nın 13/04/2018 tarih 2018-M-2882 sayılı kararının davacının itirazının reddi yönünden kısmen 44/01, 02 hizmetler yönünden iptaline, (“44/01 Tıbbi hizmetler, 44/02 Güzellik bakımı hizmetleri. Türk hamamı hizmetleri, sauna ve buhar banyosu hizmetleri, masaj hizmetleri, spa hizmetleri (şifalı sular ile yapılan bakım hizmetleri).”, dava konusu markanın sayılan hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, reddedilen hizmetler yönünden de SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların gerçekleştiğini, müvekkiline ait tanınmış … şekli markasının dava konusu markada aynen kullanıldığını, taraf markları arasında yüksek derecede benzerlik bulunduğunu, dava konusu markanın 44. sınıf hizmetlerde kullanılması halinde müvekkili markasının ayırt ediciliğini zedeleyeceğini ve markanın sulanmasına sebep olacağını, davalının müvekkili markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, ayrıca dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesinin kararının kısmen redde ilişkin kısmının kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, dava konusu marka ile davacının itirazına mesnet markaları arasında benzerlik bulunmadığını, her ne kadar dava konusu markada bulunan “… şekli” ve davacıya ait markaların ayırt edici unsurunu oluşturan “… … … şekli” belli ölçüde görsel ve kavramsal benzerlik taşısa da başvuru konusu işaretin “o” harfi … şeklinde tertip edilmek suretiyle “…” biçiminde okunup algılanmak suretiyle tamamen farklı bir görsel ve sescil etki bırakan fantezi bir sözcük oluşturulduğunu, bu görsel ve sescil farklılığın markaların bütününde gerek okunuş ve gerekse görünüşte yeteri derecede farklılık yarattığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kısmen kabulüne ilişkin kısmının kaldırılmasını ve davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkilinin dava konusu marka ile “… ” verdiğini, bunun dışında faaliyetinin bulunmadığını, davacının ise bu alanda faaliyetinin bulunmadığını, dolayısıyla hizmetlerin benzerliğinin söz konusu olmadığını ,dava konusu “…” ibaresinin … anlamına geldiğini, dava konusu markada yer alan … şeklinin bu anlama katkı sağlamak için kullanıldığını ayrıca … şeklinin davacının tekelinde bulunmadığını, taraf markaları arasında benzerlik olmadığını, imaj transferinin mümkün bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kısmen kabulüne ilişkin kısmının kaldırılmasını ve davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet markaları arasında, davacı ile özdeşleşen ve tanınmış … şeklinin grafik olarak ayırt edilemeycek derecede benzerinin dava konusu başvuruda yer almasından kaynaklı olarak, uyuşmazlık konusu olan 44. Sınıf “Tıbbi hizmetler, Güzellik bakımı hizmetleri. Türk hamamı hizmetleri, sauna ve buhar banyosu hizmetleri, masaj hizmetleri, spa hizmetleri (şifalı sular ile yapılan bakım hizmetleri).” yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, bunun dışında kalan hizmetler yönünden ise böyle bir tehlikenin olmadığı, iltibas değerlendirmesinde marka kapsamları esas olduğundan, tarafların fiilen farklı sektörlerde faaliyet göstermelerinin sonuca bir etkisinin olmadığı, davacı markalarının “…/ceep telefonu ürünleri ve hizmetleri” yönünden tanınmış oldukları, ancak dava konusu marka kapsamında davacı markalarının tescil kapsamlarından farklı olarak yer alan 44. Sınıf “Veterinerlik ve hayvan üretme, besicilik, nalbantlık ile ilgili hizmetler., Tarım, bahçecilik ve ormancılıkla ile ilgili hizmetler; peyzaj tasarımı hizmetleri., İşyeri ve personel sağlığı ile ilgili danışmanlık hizmetleri” nin, davacının tanınmış olduğu mal ve hizmetlerden oldukça farklı ve bu mal ve hizmetlerin birbirinden oldukça uzak olması sebebiyle başvuruda farklı olarak yer alan hizmetler yönünden SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların oluşmadığı, kötü niyet iddiasının da ispatlanmadığı anlaşılmakla taraf vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Taraflardan ayrı ayrı alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, taraflarca istinaf başvurusunda yatırılan 54,40’ar TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin taraflardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,

3-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 07/04/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/04/2022

…..

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.