Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1173 E. 2022/607 K. 29.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2020
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/02/2020 tarih ve 2018/339 E. – 2020/128 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … …. tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili, asıl davada müvekkilinin davalı … … satın aldığı biletle, davalı … … … 30/06/2014 günü seyehat etmekte iken aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasında yaralandığını, bu nedenle maddi ve manevi yönden zarar gördüğünü ileri sürerek, şimdilik 2.000,00-TL maddi ve 20.000,00-TL manevi tazminatın 30/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline (davalı … şirketlerinin sorumluluğunun maddi tazminat talebi ile sınırlı olması kaydıyla) karar verilmesini talep ve dava etmiş, 20.02.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 239.359,27 TL’na yükseltmiştir.
Davalı … … vekili, maddi tazminat taleplerinin reddinin gerektiğini ve istenen manevi tazminatın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … … … … Şirketi vekili, müvekkili tarafından dava konusu … için Zorunlu … … Mali Mesuliyet … Poliçesinin düzenlendiğini, tedavi giderlerine ilişkin talebin reddinin, kusur ve maluliyet durumunun belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasının gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı İl-… …. …. Ltd. Şti. vekili, kazanın araç sürücüsünün ani rahatsızlığından dolayı meydana geldiğini, kazanın oluşumunda araç sürücüsünün ve müvekkilinin bir kusurunun olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … … … …. vekili, gerek kazanın oluşunda gerek üçüncü kişilerin uğradığı zararda müvekkilinin hiçbir kusurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … …. Nak. …. vekili, müvekkilinin hiçbir kusurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … … …. vekili, dava konusu aracın müvekkili tarafından zorunlu trafik poliçesinin düzenlendiğini, maddi tazminat taleplerinin öncelikle zorunlu … … mali sorumluluk sigortacısına yöneltilmesinin gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru nispetinde ve teminat limiti ile sınırlı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … … …. vekili, kazaya karışan aracın müvekkili şirket tarafından … … zorunlu koltuk ferdi kaza … poliçesi ile sigortalı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, kazaya karışan otobüsün zorunlu mali sorumluluk poliçesinin davalı … … …. tarafından, birleşik kasko … poliçesinin davalı … … … … Şirketi tarafından düzenlendiği ve manevi tazminat taleplerinin teminat kapsamında olduğu, aracın zorunlu … … … poliçesinin de davalı … … … … Şirketi tarafından, … … zorunluk koltuk ferdi kaza poliçesinin ise davalılardan … … …. (… … ….) tarafından düzenlendiği, davacın 30/06/2014 tarihli trafik kazasına bağlı sekel mahiyetinde bir arazının bulunmadığından maluliyet tayinine mahal olmadığı, kaza nedeniyle tedavisine başlanmasından itibaren, mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince bakıcı ihtiyacının olmadığı, geçici iş göremezlik süresinin iki ay olduğu, davacı vekilinin davalı … … … Şirketi ile yapmış oldukları ödemeye dayalı ibraname ve sulh anlaşmasının bir suretini dosyaya sunduğu ve asıl davada maddi tazminat yönünden davalarından feragat ettiğini, davanın manevi tazminat yönünden devam ettiğini, birleşen dosyada maddi ve manevi tazminat taleplerinin devam ettiğini bildirdiği, birleşen Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/700 Esas sayılı dosyasının 30/04/2018 tarihli celsede, asıl dosyadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kayıt edildiği, davacının 30.06.2014 tarihinde davalı … … ……. ederken, aracın kaza yapması sonucu yaralandığı, davalıların KTK 85. maddesi kapsamında müteselsilen sorumlu oldukları, davalıların KTK 86. madde kapsamında herhangi bir kurtuluş beyyinesi getiremedikleri gerekçesiyle davanın kabulüne, 115.508,55 TL maluliyet tazminatından 20.000,00 TL.’nin 06/01/2015 dava tarihinden, kalan 95.508,55 TL.’nin 20/02/2019 ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, geçici iş göremezlik tazminatı olarak 2.000,00 TL.’nin 06/01/2015 dava tarihinden, kalan 117.754,43 TL.’nin 20/02/2019 ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, tedavi gideri olarak 3.025,29 TL.’nin 06/01/2015 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, bakıcı gideri olan 1.071 TL.’nin 20/02/2019 ıslah tarihinden itibaren davalı … … …., … … …. ve … … ….’den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, tazminat toplamı olan 239.359,27 TL.’nin anılan … şirketleri dışındaki diğer davalılardan 30/06/2014 kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, 25.000,00 TL manevi tazminat tutarının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … … …. (Eski unvanı … … ….) vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin … Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza … Poliçesini düzenlediğini, bu poliçenin genel ve özel şartlarına göre sürekli ve gecici işgöremezlik tazminatının poliçe teminatı dışında olduğunu, sadece daimi sakatlık teminatının, poliçe genel şartlarında belirtilen organ kayıplarına göre verildiğini, mahkemece poliçe genel şartlarında belirtilen uzuv kayıplarının olup olmadığının, hangi arazların hangi teminata girip girmediğinin değerlendirmesinin yapılmadığını, sakatlık oranlarının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybına İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre tespit edildiğini, poliçe genel şartlarında belirtilen sakatlanmalar dışında kalan arazların poliçe teminatı dışında kaldığını, geçici iş göremezlik ve tedavi giderinin can sigortası olan koltuk poliçesinin teminatı kapsamına girmediğini, teminat dışında kalan geçici iş göremezlik ve tedavi gideri yönünden müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan Genel Şartlarda A.3.2 maddesinde tabloda karşılığı olmayan, eğer davacının yaralanması bu tabloda sayılan hallerden hiçbirine uymazsa bu halde de davacının mamuliyetinin cetvelde zikredilmemiş bulunan maluliyetlerin nispeti, daha az vahim olsalar bile, bunların ehemniyet derecelerine göre ve cetvelde yazılı nispetlere “tayin olunamaz” hükmünün mevcut olup, “tayin olunur” ibaresinin genel şartlara yeni eklendiğini, dolayısıyla poliçe tanzim tarihinde yürürlükte olan genel şartlarda açıkça oranlama yapılamayacağının belirtildiğini, bu durumda davacının sakatlığı ile ilgisi bulunmayan genel şart maddesine göre tazminat tahakkuk ettirilmesinin hukuka aykırı olduğunu, manevi tazminata isabet eden avukatlık ücreti, harçlar ve yargılama giderlerinden, müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının hatalı bulunduğunu, Poliçe Genel Şartlarının B.5. maddesi uyarınca ödenmemiş tazminat tutarına yasal temerrüt faizinin uygulanacağının belirtildiğini, bu nedenle yasal faiz yerine müvekkili şirket aleyhine avans faizine hükmedilmesinin Poliçe Genel Şartlarına aykırı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … …. vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava konusu zarardan öncelikle … sigortasının sorumlu olup, talebin öncelikle zorunlu … taşımıcılık mali sorumluluk sigortasına yöneltilmesinin ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan müvekkiline karşı açılan davanın reddedilmesinin gerektiğini, müvekkili şirketin manevi tazminattan sorumluluğunun bulunmadığı halde, müvekkili aleyhine manevi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … … … Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin Zorunlu … … Mali Mesuliyet Sigortacısı olduğunu, Poliçe Genel Şartları A.2. maddesi ve 4925 sayılı Kanun hükümleri gereği poliçe teminatının ancak şehirler arası yapılan … faaliyetlerini ve yalnızca biletli yolcuları kapsadığını, dava konusu kazanın aynı il sınırları içerisinde (Manisa) yapılan bir yolculuk sırasında meydana geldiğini, bu nedenle müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre rapor hazırlanması gerekirken, yerel mahkemece hükme esas alınan raporun meslekte kazanma gücü kaybı oranına göre olduğunu, tedavi gideri taleplerinin SGK’ya yöneltilmesinin gerektiğini, davacının geçici iş göremezlik talebinin mevcut olmadığını, talepte bulunulmayan bir tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, talepte bulunulsa dahi davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin, teminat dışı olup, reddinin gerektiğini, bakıcı giderinden de müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, davacının bakıcı tutmadan ve bakıcı gideri yapmadan, afaki şekilde bu bedelleri talep edemeyeceğini, manevi tazminat tutarlarının fahiş olup, müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, mahkemece müterafik kusur iddialarının değerlendirilmediğini, davaya konu kazanın iş kazası olduğunu, … Kurumunun aylık gelir bağlayıp bağlamadığının ve bu bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin, müvekkili şirkete rücu edeceğinden, … Kurumu’nun yapacağı ödemelerin peşin sermaye değerinin hesaplanarak tazminattan düşürülmesi taleplerinin incelenmediğini, dava konusu olay haksız fiilden kaynaklandığından, avans faizine yönelik taleplerin reddinin gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin acente sıfatıyla … … ….’nin biletini davacıya sattığını ve sorumluluğunun kalmadığını, müvekkiline husumetin yöneltilemeyeceğini, 20.02.2019 tarihli ıslah dilekçesinde müvekkiline karşı bir talepte bulunulmadığını, mahkeme kararının bu yönden de hatalı olduğunu, hastanelerden alınan raporlara, hesap bilirkişisinin yaptığı hesaba müvekkilinin de itiraz ettiğini, manevi tazminat talebinin talep edilen miktarda kabulünün de hatalı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerden; davacı …’in dava konusu kaza nedeniyle çalışma gücünü % 7 oranında kaybettiği, 4 ay süreyle geçici olarak iş göremez hale geldiği ve bu sürenin 1 ayında bakıcı ihiyacının doğduğu anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmişse de hükme esas alınan 30/03/2017 ve 29/01/2018 tarihli kök ve ek bilirkişi raporlarında, davacının maddi zararının hesaplanmasında PMF tablosu dikkate alınmıştır. Oysa hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasına karar vermiştir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 10.03.2021 tarih, 2020/2628 E., 2021/2552 K. Sayılı ilamı). Bu itibarla davacının dava konusu kaza nedeniyle uğradığı gerçek zararının TRH 2010 tablosu dikkate alınmak suretiyle hesaplanması gerektiğinden, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
22/7/2020 tarihli 7251 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” halinde bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine gönderilmesine, duruşma yapmadan kesin olarak karar verir.
İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekliliğe uyulmaması, 6100 sayılı HMK’nın 7251 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik 353/1-a-6. maddesi uyarınca “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” halini oluşturur.
Bu durum karşısında mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözden kaçırılarak, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, davalılar … … …., … … …., … … …. ve … … …. …. Ltd. Şti. vekillerinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, kararın niteliğine göre davalılar … … …., … … …., … … …. ve … … …. …. Ltd. Şti. vekillerinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davalılar … … …., … … …., … … …. ve … … …. …. Ltd. Şti. vekillerinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/02/2020 tarih ve 2018/339 E. – 2020/128 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davalılar … … …., … … …., … … …. ve … … …. …. Ltd. Şti. vekillerinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davalı … … …. tarafından yatırılan 4.088,00 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının istek halinde anılan davalıya iadesine,
5-Davalı … … …. tarafından yatırılan 4.087,65 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının istek halinde anılan davalıya iadesine,
6-Davalı … … …. tarafından yatırılan 4.088,00 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının istek halinde anılan davalıya iadesine,
7-Davalı … … …. …. Ltd. Şti. tarafından yatırılan 817,53 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının istek halinde anılan davalıya iadesine,
8-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
10-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 29/04/2022 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2022

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.