Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1168 E. 2022/581 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/06/2018
NUMARASI : …
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü.

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 27/06/2018 tarih ve 2017/328 E. – 2018/259 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … … ….. Sınıf ürünleri içeren 141946, … … … +… ibareli 11, 21. Sınıf ürünleri içeren 141945, … … … +… ibareli 11, 21. Sınıf ürünleri içeren …, … … … +… ibareli 11, 21. Sınıf ürünleri içeren …, … … …+… ibareli 11, 21. Sınıf ürünleri içeren …. Sınıf ürünleri içeren 2005/04899, … … … …+… ibareli 1, 11, 19, 21, 35. Sınıf ürünleri içeren 2005/04900, … … +… ibareli 1, 19, 21. Sınıf ürünleri içeren 2005/11103, … … … … ibareli 35. Sınıf ürünleri içeren 2012/10577, … … … … ibareli 35. Sınıf ürünleri içeren 2012/10611, … … … ibareli 35. Sınıf ürünleri içeren 2012/10621 sayılı markaların sahibi olduğunu, anılan markaların tanınmış bulunduğunu, davalının 20.08.2016 tarihinde “…” ibareli, 44/4,5. Sınıftaki hizmetleri içeren marka tescil başvurusu yaptığını, 2016/67543 kod numarası verilen başvurunun ilân olunduğunu, bunun üzerine başvuru konusu işaretin müvekkilinin tanınmış markalarıyla iltibas yaratacağını, kaldı ki ayırt edici olmadığını, vasıf bildirdiğini ve yanıltıcı nitelikte bulunduğunu, müvekkilinin bu yöndeki itirazlarının önce Markalar Dairesi ve nihai olarak YİDK tarafından 2017/M-5839 sayılı kararla reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek YİDK kararının iptali ile davalı adına tescil edilen markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin öncelikle iltibas vakıasına dayandığı, davacının dayanak aldığı markalarının “… …” ibareli olduğu, davalının başvurusunun konusu olan işaretin ise “…” ibareli olduğu, davacının “… …” ibare ve biçimli markasıyla davalının “…” ibare ve biçimli başvurusu arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, tescilli bir marka ile iltibas yaratmayan işaretin marka tescil başvurusunda bulunmanın kötüniyetli bir yaklaşım olarak değerlendirilemeyeceği, bir işaretin marka olup olamayacağının bütünü itibariyle değerlendirileceği, … ibaresinin “… yapımında kullanılan, kaolinden yapılma, beyaz, sert ve yarı saydam …” ve “bu hamurdan yapılmış olan” anlamına geldiği, başvuru konusu hizmetlerin ise 44/4,5. Sınıftaki “Tarım, bahçecilik ve ormancılıkla ile ilgili hizmetler. İşyeri ve personel sağlığı ile ilgili danışmanlık hizmetleri.” olduğu, markada asıl unsur konumunda bulunan “…” ibaresinin, başvuru kapsamındaki hizmetleri, başka işletmelerin sunduğu ürün ve hizmetlerden ayırt etme fonksiyonu bulunduğu, işareti ayırt edici olduğu, … ibaresinin başvuru kapsamındaki hizmetlere göre tanımlayıcı nitelikte bir sözcük olmadığı, … ibaresinin asıl ve ayırt edici bir marka olarak algılayacağı, bunun sunulan hizmetleri niteleyen veya vasıflandıran ve bu vesile ile yanıltıcılık doğuracan bir ibare olarak kabul etmeyeceği, diğer yandan dava konusu işaretin, çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayınlanabilen ve çoğaltılabilen mahiyette bulunduğu, 556 sayılı KHK’nın 7. maddesi anlamında re’sen nazara alınabilecek başkaca herhangi bir ret sebebi taşımamasına göre marka olabilme vasfının bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davaya konu 2016/67543 kod numaralı markanın herhangi bir ayırt ediciliğinin bulunmadığını, 556 sayılı KHK’nın 5. ve 7. maddeleri uyarınca marka niteliğine sahip olmayan, kullanıldığı mal ve hizmetler bakımından çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin yapıldığı zamanı gösteren ibarelerin marka olarak tescil edilemeyeceğini, “…” ibaresini ihtiva eden iş bu davaya konu markanın 556 sayılı KHK 7. maddesi gereği tescilinin mümkün bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı Şirketin başvurusuna konu olan ve kapsamında 44/4,5. Sınıf hizmetler bulunan “…” ibareli marka ile davacının “… …” ibareli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, tescilli bir marka ile iltibas yaratmayan işaretin marka tescil başvurusunda bulunmanın kötüniyetli başvuru olarak değerlendirilemeyeceği, başvuru konusu markanın kapsamında bulunan hizmetlerin 44/4,5. Sınıftaki “Tarım, bahçecilik ve ormancılıkla ile ilgili hizmetler. İşyeri ve personel sağlığı ile ilgili danışmanlık hizmetleri.” olduğu, markada asıl unsur konumunda bulunan “…” ibaresinin, başvuru kapsamındaki hizmetleri, başka işletmelerin sunduğu ürün ve hizmetlerden ayırt etme fonksiyonunun bulunduğu, işaretin ayırt edici olduğu, … ibaresinin başvuru kapsamındaki hizmetlere göre tanımlayıcı nitelikte bir sözcük olarak nitelendirilemeyeceği, sunulan hizmetleri niteleyen veya vasıflandıran bir ibare olmadığı, diğer yandan dava konusu işaretin, çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayınlanabilen ve çoğaltılabilen mahiyette bulunduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 21/04/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/05/2022