Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1163 E. 2022/471 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1163
KARAR NO : 2022/471
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2020
NUMARASI : 2019/233 E. – 2020/75 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka YİDK Kararının İptali ve Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/03/2020 tarih ve 2019/233 E. – 2020/75 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 29, 30 ve 32. sınıfta “…” ibareli markayı 1997/012934 ve 198651 sayı ile tescil ettirip kesintisiz şekilde kullandığını, davalı adına başvurusu yapılan 2018/11493 sayılı “… …” ibareli markanın, müvekkilinin markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olup seri markaları gibi algılanacağını, “…” ibaresini uzun yıllardır kullanmaları sebebi ile ibareye ayırt edicilik kazandırdığını, sınırsız marka seçeneği varken söz konusu ibarenin marka olarak seçilmesinin kötüniyetli başvuru yapıldığını gösterdiğini, tanınmış olmaları sebebi ile de itirazda bulundukları başvurunun reddinin gerektiğini, buna rağmen başvuruya itirazlarının, 2019-M-3173 sayılı YİDK kararı ile reddedildiğini, kurumun emsal kararlarının bu durum ile çeliştiğini ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı … vekili, dava konusu markanın davacı markası ile benzemediğini, karışıtırılma ihtimalinin bulunmadığını, davacının itiraz aşamasında kullanım ispatını sunamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, uyuşmazlık konusu “… …” ibareli marka ile davacının “…” ibareli mesnet markası arasında karıştırılma ihtimali bulunsa da, davacının redde gerekçe gösterdiği markanın dava konusu mallar bakımından kullanımına yönelik yeterli delil sunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin 19/12/2019 tarihli delil dilekçesinin ekinde sunulan delilleri ve marka işlem dosyasında mübrez delilleri ile müvekkil şirketin “…” ibareli markasının, gerek kullanımına ve gerekse tanıtımına ilişkin olarak yapmış olduğu çalışmaların ve harcamaların, müvekkili şirketin “…” markasına ilişkin olarak yapmış olduğu yatırımı ve markanın müvekkili şirket tarafından kesintisiz ve fasılasız olarak kullanıldığını açıkça ortaya koyduğunu, mahkemece bu delillerinin usul ve yasaya uygun şekilde değerlendirilmediğini, “…” ibareli markanın müvekkili şirket adına tescilli olup, uzun yıllardır kesintisiz ve fasılasız olarak kullanıldığını, müvekkili şirketin “…” ibareli markasını, kullanımı ve marka için yapmış olduğu reklam ve yatırımlar ile tüketici nezdinde maruf ve meşhur hale getirdiğini, yıllardır emek ve sermaye sarfederek “…” markasına değer kattığını, dava konusu marka ile müvekkili şirket markası arasında, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi kapsamında benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunmasına rağmen, müvekkili şirketin redde mesnet “…” markasının kullanımını ispatlayamadığına ilişkin kararın hatalı olduğunu, müvekkili şirket adına tescilli “…” markasının tanınmış bir marka olup, dava konusu markanın 6769 sayılı SMK’nın 6/4. maddesi gereğince de iptalinin gerektiğini, davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve tarafların markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunsa da, davacının redde gerekçe gösterdiği markanın dava konusu mallar bakımından kullanımına yönelik yeterli delil sunamadığı, zira davacının 19.12.2019 tarihli dilekçesinin ekinde sunduğu meyve suyu ürün ambalajına ilişkin görsellerin ve ambalaj tasarımına dair faturanın tarih veya yer bilgisi içermediği, dolayısıyla anılan delillerin davacının kullanımının niteliği, yeri, zamanı, kapsamı ve kullanım şekli hakkında yeterli bilgiyi içermediği, bu delillere dayanarak davacının itiraza dayanak markalarını 6769 sayılı SMK’nın 5/2. maddesi anlamında Türkiye’de ciddi biçimde kullandığı sonucuna varılamayacağı, davacının YİDK nezdinde ise kullanıma ilişkin hiçbir delil sunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 07/04/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/04/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip