Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2020
NUMARASI :…..
DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali
Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 11/03/2020 tarih ve 2019/418 E. – 2020/49 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli markasını tescili için müracaat ettiğini, “…” ibareli marka başvurusuna 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun ilgili maddelerince itiraz edildiğini, yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığınca haklı bulunmayarak reddedildiğini, itiraz sahibinin itirazının reddine dair karara karşı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme kuruluna itiraz ettiğini, müvekkilinin marka başvurusunun Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 2019-M-8393 Sayılı kararı ile reddedildiğini, müvekkili Şirketin sahibinin Artvin … doğumlu … kökenli olduğunu, marka tespiti sırasında doğduğu ve atalarının bulunduğu yörelerde “…” anlamına gelen … adını seçtiğini, marka logosunda … kelimesinin yanı sıra ürünü anlatan zeytin dalı kullanıldığını, … simgesinin … Uygarlığının simgesi olduğunu, müvekkilinin hizmetleri ile davalı Şirketin hizmetleri arasında benzerlik bulunmadığını, dava konusu … ibareli markanın başında ve sonunda yer alan “Z ve S” harflerinin bütünlük/renk kombinasyonu açısından figüratif unsur olmadığının açıkça görüleceğini ileri sürerek … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 2019-M-8393 sayılı kararının iptaline, … ibareli markanın tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığını, marka başvurusu, inceleme aşaması, yayın aşaması ve YİDK aşamasında marka başvuru sahibinin … olarak kayıtlara geçtiğini, davacının marka başvurusunu devraldığına dair marka siciline herhangi bir başvuru ve talep tespit edilmediğini, davacının dava konusu başvuru nedeniyle herhangi bir dava hakkı olmadığından öncelikle davanın usulden reddinin gerektiğini, esasa yönelik olarak da davanın yerinde bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …AŞ vekili, YİDK kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı taraf her ne kadar 09/01/2020 tarihli replik dilekçesi ile müvekkili şirketin sahibinin marka başvurusu sahibi … olup şirketin tamamının …’ya ait olmasından mütevellit Şirket namına dava açılmasında hukuki yarar bulunduğunu, ayrıca … tarafından müvekkili Şirkete dava konusu marka başvurusunun lisans yolu ile kullanım izni verildiğini ileri sürüp eldeki davanın açılması bakımından aktif husumet ehliyetinin bulunduğunu belirtmişse de, dava konusu marka başvurusunun dava dışı … tarafından yapıldığı, YİDK aşamasında marka başvuru sahibi olarak dava dışı …’nın kayıtlı olduğu, nihai olarak tesis edilen 2019-M-8393 sayılı YİDK kararında da dava dışı …’nın taraf olduğu, davacı vekili her ne kadar …’nın müvekkili Şirketin tüm hissesinin sahibi olduğunu belirtmişse de, eldeki dava bakımından dava dışı … ile davacı şirketin hukuk düzeni tarafından tanınan ayrı kişiler oldukları, dava dışı …’nın davacı şirketin tüm hissesinin sahibi olduğu iddiasının bu gerçeği değiştirmeyeceği, marka başvurusu gerçek kişi adına yapılmışken bu başvuru nedeni ile tesis edilen YİDK kararının iptali istemi bakımından davacı şirketin kendi nam ve hesabına eldeki davayı açamayacağı, ayrıca davacı vekili aktif husumet ehliyetine ilişkin olarak müvekkili şirketin lisans alan sıfatını haiz olduğunu belirtmişse de lisans alanların, marka sahibi adına üçünü kişilere karşı marka hakkına tecavüz halinde dava açabilmesi mümkün iken, marka tescil başvurusuna ilişkin olarak tesis edilen YİDK kararının iptali isteminde bulunmaları yasal olarak mümkün görülmediği gerekçesi ile aktif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili şirketin sahibinin … olduğunu, davacı Şirket sahibi ve yetkilisi ile tescil talebinde bulunanın aynı kişi olduğunu, dava açmakta hukuki menfaati bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu YİDK kararına konu marka başvurusunun dava dışı … tarafından yapıldığı, marka başvurusu … adına yapılmışken bu başvuru nedeni ile tesis edilen YİDK kararının iptali istemli davayı davacı şirketin kendi nam ve hesabına açamayacağı, …’nın davacı şirketin tüm hissesinin sahibi olmasının ve davacı şirketin lisans alan sıfatını haiz bulunmasının da sonuca bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 21/04/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/05/2022
…..
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.