Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1150 E. 2022/590 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1150
KARAR NO : 2022/590
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2020
NUMARASI : 2019/395 E. – 2020/114 K.

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/07/2020 tarih ve 2019/395 E. – 2020/114 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili Şirketin … asıl unsurlu tescilli markalarının bulunduğunu, bu markaların tanınmış olduklarını, davalı gerçek kişinin 2018/91328 sayılı “…” ibareli marka başvurusunu yaptığını, başvuru kapsamında 25. sınıf malların yer aldığını, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazın davalı Kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa dava konusu başvurunun, müvekkiline ait “…” markasının başına “…” kelimesinin eklenmesi ve bir kaç harfin de yer değiştirilmesi sonucu oluşturulduğunu, markaların okunuşta ve yazılışta nerdeyse aynı olduğunu, markaların uzunluğu/kısalığı, harf sayısı, harflerin dizilimi, harf sayısı gözetildiğinde birbirlerine ayniyet derecesinde benzer bulunduklarını, davalı … sahibinin aynı “…” kelimesine dayalı olarak yapmış olduğu 6 adet marka başvurusunun daha bulunduğunu, davalının “…” sözcüğünün önüne ve ardına kimi ekler ekleyerek müvekkilinin tanınmış markası ile iltibas yaratabilecek bir marka oluşturma gayreti içerisinde olduğunu, ayrıca davalının … markasının sonuna “…” ve “…” ibarelerini ekleyerek oluşturduğu “…” ve “…’ ibareli başkaca marka başvurularının, … tarafından müvekkilinin markaları ile benzer bulunması nedeniyle reddine karar verildiğini, ayrıca davalılardan …’nın, “…” markasını tescil ettirmek istemesinin müvekkilinin 556 sayılı KHK ile koruma altına alınan haklarına aykırılık oluşturduğunu, davalının eylemlerinin müvekkilinin tescilli markalarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, dava konusu başvurunun kötü niyetli bir başvuru olduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2019-M-9908 sayılı kararının iptaline, davaya konu 2018/91333 sayılı marka başvurusunun tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında karıştırılma tehlikesi bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu marka başvurusunun tescil edilmek istendiği 25.sınıftaki emtianın, davacıya ait itiraza mesnet markaların kapsamında birebir bulundukları, davalı şahsa ait marka başvurusunun başlangıcında bulunan “…” ibaresi her ne kadar davacıya ait itiraz markalarında bulunmasa da, “…” ibaresinde vurgunun “…” ve “…” ibaresinde yoğunlaştığı, bu marka ile karşılaşan tüketicinin bir bütün olarak “…” vurgusunu özellikle işitsel anlamda hemen teşhis edeceği, davacıya ait “…” ibareli markaları daha önce gören, yararlanan, yaygın olarak kullanıldığını bilen ve bu hale göre zihninde bu markaya yönelik olumlu bir imaj oluşan, 25.sınıfa ait emtianın hitap ettiği makul derecede dikkatli, ihtiyatlı ve makul düzeyde zekaya sahip, markaları genellikle bir bütün olarak algılayan, detaya girip ayrıntılı değerlendirme yapmayan ortalama tüketicinin, dava konusu marka başvurusu ile karşılaştığında, marka başvurusunun vurgulu kısmını oluşturan “…” ibaresini davacı markaları ile bağdaştırabileceği, bu markanın davacı markalarının serisi niteliğinde bir marka olduğunu düşünebileceği, markanın başlangıcını oluşturan “…” ibaresinin iltibas tehlikesini bertaraf edecek nitelikte yeterli ayırt ediciliğinin bulunmadığı, bir kısım ortalama tüketicinin farklı markalar karşısında olduğunu hemen ve ilk bakışta algılasa bile, marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir işbirliği bulunduğu hususunda yanılsamaya düşebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, 2019-M-9908 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu marka başvurusu hüküm tarihi itibariyle tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, markaların telaffuzlarının birbirleriyle karıştırılacak derecede benzerlik arz etmediklerini ve ortalama dikkat ve özen sahibi tüketici kitlesi nezdinde markaların birbirlerinden kolayca ayırt edileceklerini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tarafların markalarını 25. sınıfta yer alan aynı mallarda kullanmak istediği, davacıya ait “…” ibareli markaların anlamsal bir karşılığının bulunmadığı, bu markanın özellikle 25. sınıf içerisinde bulunan ayakkabı sektöründe tanınmışlık mertebesine eriştiği, davalı şahsa ait marka başvurusunun başlangıcındaki “…” ibaresine rağmen, “…” ibaresinde vurgunun “…” ve “…” ibaresinde yoğunlaştığı, tüketicilerin bir bütün olarak “…” vurgusunu, davacıya ait “…” ibareli markalar ile bağdaştırabileceği, bu markanın davacı markalarının serisi niteliğinde bir marka olduğunu düşünebileceği, markanın başlangıcını oluşturan “…” ibaresinin iltibas tehlikesini bertaraf edecek nitelikte yeterli ayırt ediciliğinin bulunmadığı, sonuçta ibareler yönünden de tarafların markaları arasında iltibas tehlikesinin bulunduğu anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Kurumundan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin anılan davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 21/04/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/05/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip