Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1120 E. 2022/413 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2020
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/06/2020 tarih ve 2019/188 E. – 2020/109 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili,müvekkilinin bilgisayar sektöründe oldukça tanınmış olan “…” markasının sahibi olduğunu, tanınmış markasını dava dışı … … … Ltd. Şti’den devraldığını, davalı gerçek kişinin “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının nihai olarak dava konusu YİDK kararıyla reddedildiğini, oysa dava konusu başvurunun müvekkiline ait …. sayılı “…” ibareli markaları ile ayırt edilmeyecek derecede benzer olduğunu, taraf markaları arasında iltibas tehlikesi bulunduğunu, dava konusu başvurunun müvekkilinin markalarının tanınmışlığından yararlanacağını ileri sürerek YİDK’ın 25/03/2019 tarih ve 2019/M-2662 sayılı kararının iptalini, davalı konusu 2018/59466 sayılı “…” ibareli başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkilinin oğlunun inşaat mühendisi olması nedeni ile inşaat, plan, proje ve bunların dijital olarak çalışmalarının yapılabilmesi amacı ile aynı zamanda soy ismi olan “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek istediğini, “…” ibaresinin tescil edilemeyeceği görüldüğünden soy ismine en yakın ve uygun ibare olarak dava konusu markayı seçtiğini, davacı iddialarının mesnetsiz olduğunu, markalar arasında karıştırılma olasılığı bulunmadığını, davacının … sistemleri, bilgisayar gibi teknik alanda faaliyet gösterdiğini, davacı müşterilerinin belirli bir algıya sahip, farkındalığı yüksek ve bilinçli bir kitle olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu marka kapsamında yer alan 37. sınıf “Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve akaryakıt dolumu) Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri; gemi inşaatı hizmetleri Hava taşıtlarının bakım ve tamiri hizmetleri Bilimsel ve sınai inceleme, araştırma hizmetleri; mühendislik hizmetleri, mühendislik ve mimari tasarım hizmetleri, kalite ve standart belgelendirme amaçlı mal/hizmetlerin test edilmesi Bilgisayar hizmetleri: bilgisayar programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, bilgisayar sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, bilgisayar donanımları alanında danışmanlık, bilgisayar donanımlarının kiralanması hizmetleri”, 42.01 sınıf “Bilimsel ve sınai inceleme, araştırma hizmetleri; mühendislik hizmetleri, mühendislik ve mimari tasarım hizmetleri, kalite ve standart belgelendirme amaçlı mal/hizmetlerin test edilmesi hizmetleri” 42.02 sınıf “Bilgisayar hizmetleri: bilgisayar programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, bilgisayar sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, bilgisayar donanımları alanında danışmanlık, bilgisayar donanımlarının kiralanması hizmetleri” nin davacı markaları kapsamındaki mal ve hizmetlerle ilişkili olduğu, ancak taraf marka işaretleri benzer bulunmadığından 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesindeki koşulların oluşmadığı, aynı Kanunu’nun 6/5 maddesindeki riskleri ispat eder nitelikte bir delil sunulmadığından anılan maddenin dava konusu markanın tesciline engel oluşturmadığı, dava konusu YİDK kararının yerinde bulunduğu, davalı markasının hükümsüzlük ve terkin şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, rapora itirazlarının karşılanmadığını, bilirkişi raporunda dava konusu marka kapsamında yer alan hizmetler ile müvekkilinin itirazına mesnet markaları kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin benzer olduğunun tespit edildiğini, tarafların marka işaretleri arasında ayniyet derecesinde benzerlik bulunduğunu, dava konusu markanın müvekkili markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, dava konusu markanın müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini aksi halde itirazlarının değerlendirilmesi ve yeniden yargılama yapılması için ilk derece mahkemesine gönderilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı, tarafların marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından aynı Kanun’un 6/5 maddesindeki koşulların da oluşmadığı, aynı tespitlere yer veren mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 25/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/04/2022