Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1119 E. 2022/414 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2020
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Tescili

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/03/2020 tarih ve 2019/267 E.- 2020/77 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “… … …” ibareli marka başvurusunun davalı Şirketin itirazı sonucu nihai olarak dava konusu YİDK kararı ile kısmen reddedildiğini, oysa müvekkilinin “… …” ibaresini 25 yıldan fazla bir süredir kullandığını, sektör ve tüketiciler nezdinde bu şekilde tanındığını, müvekkilinin sermayesinin davalı Şirketin sermayesinden 10 kat daha fazla olduğunu, müvekkilinin sermaye miktarının, yaptığı iş potansiyellerini ve dolayısıyla sektördeki diğer firmalar ve tüketiciler nezdindeki tanınmışlığını da ispat ettiğini, müvekkilinin markası ile davalı markası arasında benzerlik bulunmadığını, davalının otomotiv ve … sektöründe, müvekkilinin ise sadece … sektöründe faaliyet gösterdiğini, taraflarca üretilen mal ve hizmetlerin her gün alınan sıradan şeyler olmadığını, tüketicisinin bilinçli bulunduğunu ileri sürerek ….. Kurulu’nun dava konusu 2019-M-4497 sayılı kararının iptali ile müvekkili marka başvurusunun tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, 1968 yılında … sektörü ile ticari faaliyetine başlayan müvekkilinin 1994 yılından itibaren otomotiv sektöründe de hizmet vermeye başladığını, müvekkilinin” … …” markasını 1968 yılından beri kesintisiz olarak kullanmaya devam ettiğini, davacı firmanın kötü niyetli olduğunu, çünkü müvekkilinin marka haklarına ihlalden dolayı açılan dava devam ederken … ibaresini ihtiva eden birçok marka başvurusu yaptığını ve bu başvuruların itiraz üzerine reddedildiğini, dava konusu markanın müvekkilinin … ibareli seri markalarıyla benzer olduğunu ve karıştırılma ihtimali bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu marka ile redde mesnet markalar arasında marka işaretleri bakımından benzerlik bulunduğu, dava konusu başvurunun reddedildiği mal ve hizmetlerin redde mesnet gösterilen markaların kapsamında aynı/aynı tür olarak yer aldığı, dava konusu marka ile redde mesnet gösterilen markalar arasında redde konu mal ve hizmetler bakımından karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, dava konusu başvuru ile davacının önceki tarihli 2007/27386 sayılı markası arasında gerek kelime gerek şekil unsurlarının farklılık arz etmesi ve tertip tarzlarının da farklı olmaları nedeniyle davacının 2007/27386 sayılı markasının dava konusu başvuru yönünden müktesep hak teşkil etmeyeceği , dava konusu YİDK kararının yerinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, 37. Sınıf hizmetler yönünden tüketicinin dikkat düzeyinin yüksek olduğunu, bu nedenle dava konusu başvuru ile redde mesnet markaların karıştırılmayacağını, müvekkili şirketin önceki kullanımları ve 2007/57724 sayılı markası nedeniyle kazanılmış hakkı bulunduğunu, dava konusu başvuruda 2007/57724 sayılı markanın asli unsurunun muhafaza edildiğini, müvekkilinin davalı Şirket markalarına yaklaşmak gibi bir niyeti bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun kısmen reddine dair YİDK kararının iptali ve marka başvurusunun reddedilen mal ve hizmetler yönünden tescili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu “… … …” ibareli başvuru ile davalı Şirkete ait redde mesnet “…” ibareli markalar arasında başvurunun reddedildiği ve uyuşmazlık konusu olan mal ve hizmetler yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluştuğu, zira hem dava konusu başvuruda hem de redde mesnet markalarda “…” ibaresinin asıl unsur olarak yer aldığı, dava konusu başvuruda yer alan diğer unsurların başvuruyu redde mesnet markalardan farklılaştırmadığı, diğer taraftan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 19.09.2008 tarih ve 2007/7547 E.-2008/10251 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere, kazanılmış hakkın varlığının kabulü için, kazanılmış hakka dayanak teşkil eden tescilli marka ile yeni markadaki ibarelerde, asli unsurların muhafaza edilmiş olması ve eski markanın en azından hükümsüzlük davası açılabilecek kadar belli bir sürede çekişmesiz şekilde kullanılması, karşı taraf markalarına yanaşma niyeti olmadan ve iltibas tehlikesi yaratmayacak şekilde, eski ve yeni markalar arasında işletme ile bağlantının ve tüketici nezdinde yaratılan izlenimin korunmuş bulunması, yeni markada kazanılmış hak iddia edilen markaya nazaran emtia kapsamının genişletilmemiş olması şartlarının bir arada bulunması gerektiği, buna göre davacının dava konusu başvuru yönünden müktesep hak teşkil ettiğini ileri sürdüğü 2007/57724 sayılı markasının asli unsuru olan “…” ibaresinin dava konusu başvuruda da muhafaza edildiği ancak dava konusu başvuruda “…” ibaresinin yazım ve tertip tarzı itibariyle davalı Şirketin redde mesnat markalarına yakınlaşma çabası ve iltibas tehlikesi içerdiği için davacının müktesep hak müessesesinden faydalanamayacağı, bu itibarla ilk derece mahkemesinin bahsi geçen davacı markasının müktesep hak teşkil etmediği kabulünde bir isabetsizlik görülmediği, anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 25/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/04/2022