Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1117 E. 2022/490 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

…..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2020
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/03/2020 tarih ve 2019/240 E. – 2020/84 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…”, “…” ve “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı gerçek kişinin “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkiline ait markalar arasında iltibas tehlikesi bulunduğunu, dava konusu başvurunun müvekkilinin seri markalarından biri olarak algılanacağını, müvekkili markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, davalı gerçek kişinin kötü niyetli olduğunu ifade ederek, … YİDK’nın 12/06/2019 tarih ve 2019/M-5088 sayılı kararının iptaline, 2018/74141 sayılı ‘…’ ibareli markasının tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı… vekili, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, davacının diğer iddialarının da yerinde olmadığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, davacının sadece “…” markasının tanınmış olduğunu savunarak davanın reddi istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu 2018/74141 sayılı “…” ibareli marka ile davacı markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimali olmadığından dava konusu markanın, davacı markasının tanınmışlığından haksız bir yarar sağlamayacağı, markanın itibarına zarar vermeyeceği veya ayırt edici karakterini zedelemeyeceği, kötü niyetin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkiline ait “…” markasının tanınmış marka olduğunu, ayrıca “…” VE “…” ibareli markalarının da kullanıldığı şekliyle piyasada tanındığını, dava konusu “…” ibareli başvuru ile müvekkili markaları arasında iltibas bulunduğunu, dava konusu başvurunun müvekkili markalarının serisi olarak algılanacağını ve tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, müvekkili markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olan davalı markasının tescil edilmesinin hukuka aykırı olduğu gibi davalı eylemlerinin de müvekkilinin tescil markalarına tecavüz oluşturuğu gibi haksız rekabette teşkil ettiğini, davalının kötüniyetli bulunduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü
istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…”, “…” ve “…” ibareli markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/4392-2020/2581 E/K sayılı ilamında da davacının “…” ibareli markasının “… …” ibareli marka ile benzer kabul edilmediği, işaretler arasında benzerlik bulunmadığından davacının itirazına mesnet markaların tanınmış olup olmamasının da varılan sonucu değiştirmeyeceği, dava konusu marka başvurusunun kötüniyetli olduğunun da ispatlanamadığı, diğer taraftan dava dilekçesinde davalı eylemlerinin marka tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği ileri sürülmekle birlikte bu yönlerden dava haklarının saklı tutulduğunun açıkca belirtilmesi karşısında ilk derece mahkemesince davacının bu iddiaları yönünden inceleme ve değerlendirme yapılmamasında da bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 07/04/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/04/2022

…..

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.