Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1112 E. 2022/447 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1112 – 2022/447
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1112
KARAR NO : 2022/447
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN VEKİLİ :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/07/2020
NUMARASI : 2019/52 E. – 2020/107 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13/07/2020 tarih ve 2019/52 E. – 2020/107 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı Şirketin “… ” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının nihai olarak YİDK tarafından kısmen kabul edilerek başvuru kapsamından bir kısım hizmetlerin çıkarıldığını, ancak başvuru kapsamında bırakılan hizmetler yönünden de iltibas koşullarının bulunduğunu müvekkili markalarının tanınmış olduğunu, davalı Şirketin kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek 2019-M-6258 sayılı YİDK kararının aleyhe hususlarının iptaline, davalıya ait “…” ibareli markanın tescil talep edilen tüm mallar bakımından iptali ve sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, başvuru kapsamında bırakılan ürünler ile davacı markalarının kapsamındaki ürünlerin ortalama tüketiciler tarafından hiçbir şekilde ilişkilendirilebilecek ürünler olmadığını, markalar aynı bulunmadığından başvurunun kapsamında kalan mal/hizmetler bakımından ilişkilendirilme ihtimali doğmasının mümkün olmadığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, tarafların marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığı gibi müvekkili kapsamında bırakılan mallar ile davacı markalarının kapsamındaki malların da farklı olduğunu, SMK’nın 6/1 maddesindeki iltibas koşullarının bulunmadığını, kötü niyet iddialarının dayanaksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, tarafların marka işaretlerinin benzer olduğunu ancak başvurusu kapsamında bırakılan 35. sınıftaki hizmetlerin, davacının itiraza mesnet markalarının tescilli olduğu mallardan farklı oldukları, itiraza mesnet markaların 29, 30 ve 32. sınıfta bulunan gıda emtiasında tescilli bulunduğu, davaya konu marka kapsamında kalan emtiaların ise farklı nitelikte ve çok sayıda farklı sektöre hitap eden malların pazarlanmasına ve 35/1-4 te belirtilen spesifik hizmetlere yönelik profesyonellerce verilen hizmetler oldukları, söz konusu emtialar arasında tamamlayıcılık-rekabet ilişkisinin bulunmadığı, doğalarının ve dağıtım kanallarının farklı olduğu, farklı ihtiyaçları giderdikleri anlaşıldığından karşılaştırılan emtialar arasında benzerlik bulunmadığı, dolayısıyla SMK m.6/1 hükmü koşullarının somut olayda oluşmadığı davacının … ibareli markalarının tanınmış olduğunun ispatlanamadığı, kötü niyet iddiasının da yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, mahkemece denetime elverişli bulunmayan bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının karşılanmadığını, müvekkiline ait “…” ibareli marka ile dava konusu başvurunun hem işaretler yönünden hem de mal ve hizmet sınıfları bakımından benzer bulunduğunu, “…” ibareli markalarının tanınmış olduğunu, “…” ibareli markalarının Türkiye’nin 81 ilinde 914 ilçesinde 6850 mahallesinde yer alan … mağazalarında satıldığını, bu markalarının görsel ve yazılı basında uzun yıllardır ön plana çıkarıldığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinden; davalı Şirketin “… ” ibareli marka başvurusuna ; davacının 2018/67796, 2018/20731, 2018/20723, 2018/20706, 2016/06596, 2013/78653, 2001/03320,2000/05306,2001/03320, 99/014580, 99/013538 sayılı markalarına dayalı olarak yaptığı itirazının nihai olarak YİDK’ın 2019-M-6258 sayılı kararıyla kısmen reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacı taraf, iltibas, tanınmışlık ve kötü niyet vakalarına dayalı olarak bahsi geçen YİDK kararının iptalini ve dava konusu başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğü talep etmiş olup dava dilekçesinde de davalı Kurum nezdinde ileri sürdüğü markalarına dayanmıştır. İlk derece mahkemesince dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markaları arasında, marka işaretleri bakımından benzerlik bulunduğu ancak emtia benzerliği şartı gerçekleşmediğinden somut olay bakımından 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesindeki koşulların gerçekleşmediği gerekçesiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmişse de; ilk derece mahkemesince iltibas değerlendirmesi, 2018/67796, 2018/20731, 2018/20723, 2018/20706, 2016/06596, 2013/78653 sayılı davacı markaları nazara alınmak suretiyle yapılmış, davacının hem dava konusu başvuruya itiraz aşamasında M-103 sayılı yayına itiraz formunda hemde dava dilekçesinde dayandığı 2001/03320, 2000/05306, 2001/03320, 99/014580, 99/013538 sayılı markaları değerlendirilmemiştir. Mahkemece görüşüne başvurulan ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda da davacının 2001/03320, 2000/05306, 2001/03320, 99/014580, 99/013538 sayılı markaları yönünden bir inceleme yapılmamıştır.
Yukarıda bahsi geçen davacı markalarının incelenmemesi HMK.’nın 353/1-a.6. maddesinde belirtilen, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması niteliğinde bir eksiklik olarak değerlendirildiğinden davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, kararın niteliğine göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 13/07/2020 gün ve 2019/52 E. – 2020/107 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 31/03/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/04/2022

Başkan Vekili

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.