Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2020
NUMARASI …..
DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/06/2020 tarih ve 2019/284 E. – 2020/122 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkiline ait “…” ismi ile karşı tarafa ait “…” isminin karıştırılmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin elektrik dağıtım hizmeti verdiğini, karşı tarafın ise elektrik dağıtım hizmetine ilişkin hiçbir faaliyeti bulunmadığını, hitap ettiği müşteri çevresi ve piyasa açısından da karıştırılma ihtimalinin olmadığını, davalı Şirketin, “…” markasını tescil ettirdiği günden bugüne kadar hiçbir ürün ve hizmetinde kullanmadığını, bu anlamda müvekkillerinin markasının davalının hiç kullanılmamış ve kullanılmayan markası ile karıştırılmasının düşünülemeyeceğini, davalının “…” markasını son beş yıldır kullanmaması nedeniyle “…” markasının iptali için Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2019/296 Esas sayılı dosyası üzerinden markanın iptali davası açıldığını, bu dosyanın da incelenmesini ve gerekli görülmesi halinde sonucunun beklenmesini ve markanın iptali davasının sonucuna göre karar verilmesini talep ettiklerini, “…” isminin müvekkili tarafından 6,5 yıldır markasal anlamda kullanılmasına ve tescilsiz tanınmış marka vasfına kavuşmuş olmasına rağmen davalı Şirketin bugüne kadar “…” isminin markasal anlamda kullanımına itiraz etmediğini, kullanım sonucu ayırt edici bir nitelik kazandığını ileri sürerek YİDK’nın 24/05/2019 tarih ve 2019/M-4775 sayılı kararının iptali ile, 2018/72253 sayılı “… …” ibareli markanın tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin, inşaat, otel yatırımları ve yönetimi, … üretimi ve pazarlanması, yurtiçi ve yurtdışı hava taşımacılığı, yurtiçi kargo taşımacılığı, finans ve medya da dahil olmak üzere faaliyetlerini geniş bir yelpazede yürüten “…” bünyesinde yer aldığını, müvekkiline ait markanın esas unsurunun “…” ibaresi, davacı yanın marka başvurusunun esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, yalnızca “İ” ve “E” harflerinin farklı olduğunu, ilk harfin ve son hecenin aynı olduğunun görüldüğünü, davacı yana ait başvuru da yer alan “…” ibaresinin tescil edilmek istendiği sınıf da dikkate alındığında cins isim olup, ikincil nitelikte olduğunu, davacı yanın markasının esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu ve müvekkilleri Şirketin “…” ibareli markaları ile iltibas teşkil ettiğinin aşikar olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu 2018/72253 sayılı “… …” ibareli markanın, tescili talep edilen 39. sınıfında yer alan “Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri, tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama, kurye hizmetleri. Araba parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetleri. Tekne barındırma hizmetleri. Boru hattı ile taşıma hizmetleri. Elektrik dağıtım hizmetleri. Su temin hizmetleri. Taşıt ve malları kurtarma hizmetleri. Malların depolanması, paketlenmesi ve sandıklanması hizmetleri. Çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri.” ile davalı şirketin itiraza mesnet gösterilen 202926 sayılı markası ile karıştırılma ihtimali doğuracak düzeyde benzer olduğu, taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/(1) maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunduğu, davacı şirket marka başvurusu açısından tescil engelinin olduğu, YİDK’nın 24/05/2019 tarih ve 2019/M-4775 sayılı kararının yerinde olduğu, itiraza mesnet marka hakkında iptal davası açılmış ise de YIDK kararının iptali davalarında YİDK kararının verildiği tarihteki duruma göre karar verileceğinden iptal davasının sonucunun beklenmesi talebinin yerinde olmadığı, YİDK kararının iptali şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkiline ait … ismi ile … isminin karıştırılmasının mümkün olmadığını, kullanım alanlarının farklı bulunduğunu, davalının hiç kullanılmayan markasının benzerliğinden söz edilemeyeceğini, müvekkilinin … ismini yıllardır kullandığını, davalının markasının kullanılmaması nedeniyle iptaline ilişkin dava açıldığını, zira bu davada da markanın son 5 yıldır kullanılmadığının belirlendiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının başvuru konusu yaptığı “… …” ibareli marka ile davalı Şirketin itirazına mesnet gösterdiği “…” ibareli marka arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi anlamında iltibas tehlikesinin olduğu, zira Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin, “…-…” ibareli markalara ilişkin verdiği 2017/760 Esas, 2018/6315 Karar ve 15/10/2018 Tarihli kararının da bu yöne ilişkin bulunduğu, itiraza mesnet marka hakkında kullanmama nedeniyle iptal davası açılmış ise de, YİDK kararının iptali davalarında YİDK kararının verildiği tarihteki duruma göre karar verileceğinden iptal davasının sonucunun beklenmemesi talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 31/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/04/2022
….