Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/11 E. 2021/1043 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2019
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/10/2019 tarih ve … incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin alkollü içecek sektöründe ülkemizin önde gelen şirketlerinden biri olduğunu, gerek “…” … “…” ibareli markalarının ortalama tüketici nezdinde refleks olarak hatırlanan, müvekkili ile bağlantılandırılan markalardan bulunduklarını, müvekkilinin aynı zamanda “…” ibareli markalarının kullanım yoluyla ayırt edicilik kazandıklarını, bu markaların, alkollü içeceklerin kalitesini gösteren bir ibare olmayıp, müvekkili ile bağlantılandırılan markalar olduklarını, davalı Şirketin müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösterdiğini ve devam eden karşılıklı davalar olmasına rağmen ısrarla müvekkiline ait markaların ayırt edilemeyecek kadar benzerlerini tescil ettirmek istediğini, bu davranışım haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli bir davranış olduğunu, bu kapsamda adı geçen davalının “…” ibareli markaları mevcutken “… …” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, …. numarası verilen bu başvuruya müvekkilince yapılan itirazın, davalı Kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkili markalarının kapsamlarındaki mallarla dava konusu başvuru kapsamındaki mallar aynı oldukları gibi marka işaretleri arasında da benzerlik bulunduğundan, markalar arasında iltibas doğacağını, davalı Kurumun, iltibas değerlendirmesinde … uygulaması gereğince aynı reyonlarda bu ürünlerin yan yana satışa sunulacağı hususunu dikkate almadığını, öte yandan müvekkiline ait markaların tanınmış olduklarının Kurum kararıyla sabit olduğunu, dava konusu başvuru tescil edildiği takdirde müvekkilinin tanınmış markalarının ayırt edici karakterlerinin zedeleneceğini, davalının haksız bir yarar elde edeceğini ve müvekkili markalarının itibarlarının zarar göreceğini ileri sürerek, …. sayılı kararının iptaline…. sayılı markanın tescili halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili başvurusu ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, davacının diğer iddialarının da yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Mahkemece, dava konusu…… sayılı “……” ibareli marka ile davacının itirazına mesnet markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, dava konusu markanın, davacı markasının tanınmışlığından haksız bir yarar sağlamayacağı, markanın itibarına zarar vermeyeceği veya ayırt edici karakterini zedelemeyeceği, kötü niyet iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, hükme esas alınan rapora karşı itirazlarının reddedildiğini ve itirazları karşılanmaksızın karar verildiğini, rapor içindeki çelişkinin giderilmediği gibi neden rapordaki çoğunluk görüşüne itibar edildiğinin de açıklanmadığını, müvekkili markaları ile dava konusu başvuru arasında iltibas tehlikesi bulunduğunu, davalı Şirketin “…” ibareli markaları mevcutken, dava konusu başvuruyu yaparak kanunu dolanmaya çalıştığını, müvekkil adına haklı ve hukuka uygun bir şekilde tescil edilmiş “…” ve “…” ibareli markalar ile davalı tarafından tescil ettirilmek istenen “… ….” markasının bulunduğu mal sınıfının aynı olduğunu, bu durumun da iltibas ihtimalini kuvvetlendirdiğini, …. uygulaması gereğince aynı reyonlarda bu ürünlerin yan yana satışa sunulacağı hususunun dikkate alınmadığını, dava konusu başvurunun “… …” ibaresinden oluştuğunu, bu anlamda hükme esas alınan şekilde davalı markanın esaslı unsurunun “….” ibaresi olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, yargılamada adete … markasına ait benzerlik iddialarının göz ardı edildiğini, bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili markasının tanınmış olması nedeniyle de dava konusu başvurunun reddedilmesinin gerektiğini, dava konusu başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “… …” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ve “…” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, zira başvuruda yer alan “……” ibaresinin, üründeki alkol oranını belirten bir ibare olduğu, “…” ibaresinin ise ürünün kalitesine gönderme yaptığı, bu itibarla başvurunun asli unsurunun bir bütün olarak “…” ibaresi olduğu ve bu ibare ile davacı markaları arasında iltibas tehlikesi doğmayacağı, davacı markalarının tanınmış olmalarının da varılan sonucu değiştirmeyeceği, dava konusu başvurunun kötü niyetli yapıldığının ispat edilemediği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve …. sayılı kararında da belirtildiği gibi iltibas değerlendirmesi, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümleneceğinden, davacı vekilinin bilirkişi raporundaki çelişkinin giderilmediğine ilişkin istinaf itirazının da yerinde olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/09/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip