Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1081 E. 2022/457 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2020
NUMARASI …
DAVACI….

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/03/2020 tarih ve 2016/759 E. – 2020/152 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı-birleşen davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, asıl davada, davalının hurda nakliyesi işinin ihale ile müvekkili şirketin uhdesinde kaldığını, 21.12.2012 tarihinde sözleşmenin imzalandığını, ancak davalı tarafından 2011 ve 2012 yıllarında 4734 S.K.’nun 3/g maddesi kapsamında … Esasları uyarınca açık ihale usulü ile yapılmış hurda malzeme nakliye ihaleleri ile ilgili olarak …. hazırlık numaralı adli soruşturmanın başlatıldığını, bu kapsamda müvekkili şirket yetkililerin de bulunduğu pek çok şirket ortağı hakkında iddianame düzenlenerek yargılandıklarını, ihalelere fesat karıştırıldığı iddiası ile idare tarafından müvekkili ile imzalanan sözleşmenin feshedilerek kesin ve ek teminatların gelir kaydedildiğini ve müvekkili şirketin iki yıl süre ile bütün kamu kurum kuruluşlarının ihalelerine katılmaktan yasaklanmasına karar verildiğini, işbu sözleşme ve ihaleye ilişkin olarak müvekkili şirketçe sunulan 19.12.2012 tarihli 409.000,00 TL.’lik kesin teminat mektubunun nakde çevrilmesine ilişkin olarak davalının 25.11.2013 günlü 366 sayılı işlemine karşı, Ankara 5 İdare Mahkemesinde 2013/1780 Esas sayılı dosyasında dava açtıklarını, verilen 30.01.2015 tarihli karar ile işlemin iptaline hükmedildiğini, bunun üzerine 02.04.2015 tarihli dilekçe ile irat kaydedilen kesin teminat mektubunun iadesini talep ettiklerini, bu talep sonucunda davalı idarenin 04.05.2015 tarihinde teminat mektubunun tutarının iadesini müvekkiline yaptığını, müvekkili şirketin lehine verilen iptal kararına karşı temyiz yoluna gidilmesi üzerine, Danıştay 13. Dairesi tarafından yapılan inceleme neticesinde, kararın kesin olarak bozulmasına ve işin esasına girilerek davanın reddine karar verildiğini, Danıştay’ın bu kararına karşı Ankara 5. İdare Mahkemesinde 2016/3400 Esas sayılı dosyasında yargılamanın yenilenmesi davasını açtıklarını, Danıştay’ın karar verirken Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesince verilen beraat kararını yok saydığını, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/786 Esas sayılı dosyasında, müvekkili şirketin yetkilendirdiği …’ın ihaleye fesat karıştırmak suçundan beraat ettiğini, bu nedenle Danıştay’ın kararının hatalı olduğunu ileri sürerek, 26.08.2016 tarihli yazısı ile ödeme gününe kadar tahakkuk edecek yasal faizi ile birlikte istediği ve müvekkile iade edilen 409.000,00 TL.’na ilişkin olarak müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine, icra takibine başlanması halinde davalının kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu teminata ilişkin olarak Danıştay 13. Dairesinin 2015/2141 Esas, 2016/2399 Karar sayılı bozma kararında, Ankara 5. İdare Mahkemesinin iptal kararının bozularak davanın reddine kesin olarak karar verdiğini, bu durum karşısında kesin hüküm dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın reddini istediklerini, Danıştay tarafından yasaklama kararı verilebilmesi için açılmış olan ceza davasını bekleme zorunluluğunun bulunmadığını, ceza yargılamasındaki suçun unsurları ile sözleşmenin feshi ve teminatın irad kaydedilme işleminin unsurlarının birbirinden farklı olduğunu, ayrıca ceza davasında…’ın rüşvet suçundan ceza aldığını, rüşvetin de yasaklama nedeni olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı … vekili, taraflar arasında 21/12/2011 tarihli sözleşmenin imzalandığını, davalının ihale sürecinde İhale Kanununa yasak fiiller ve davranışlarda bulunduğunun tespiti üzerine, teminat mektubunun irat kaydedildiğini, davalı tarafından Ankara 5. İdare Mahkemesinin 2013/780 E. sayılı dosyasında açılan davada davacı işleminin iptaline karar verildiğini, bu nedenle davalı firmaya teminat mektubu tutarının iade edildiğini, ancak devam eden süreçte Danıştay 13. Dairesinin 2015/2141 esas, 2016/2399 karar sayılı ilamı ile idare mahkemesi kararı bozulduğundan, davalı aleyhine teminat mektubunun iadesi amacıyla ilamsız icra takibinin yapıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, alacağın %20’den az olmayacak şekilde icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı Şirket vekili, takibe dayanak teminat mektubuna ilişkin uyuşmazlığın halen devam ettiğini, Danıştay’da kesinleşmiş bir kararın bulunmadığını, zira Danıştay’daki dosya yönünden yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduklarını savunarak, birleşen davanın reddine, haksız davanın ve takibin iptaline, %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu teminat mektubunun irat kaydı işleminin yerinde olduğuna dair Danıştay kararı sonrasında açılan yargılamanın iadesi sürecinin de davacı aleyhine sonuçlandığının, getirtilen Danıştay 13. Dairesi’nin 2016/4534 esas-2019/624 karar sayılı ilamından anlaşıldığı, asıl davada davalının kesin hüküm itirazının, işbu dava ile idare mahkemesi dosyasının konularının farklı olduğundan yerinde görülmediği, idari yargı kararı ile davacıya haksız ödendiği tespit edilen teminat bedelinin iadesi yönünden açılan davanın yerinde olmadığı, davalı-birleşen davacının ise söz konusu ödemenin iadesi için yaptığı takipte haklı olduğu, alacağın likit bulunduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2017/3635 esas sayılı dosyasında 409.000,00 TL asıl alacak, 74.578,07 TL işlemiş faiz toplamı 483.578,07 TL’ye davalının yaptığı itirazın iptali ile takip şartları ile devamına, davalının haksız itiraz ettiğinden alacağın %20’si oranında hesaplanan 87.715,61 TL icra inkar tazminatının birleşen davalıdan alınarak birleşen davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-birleşen davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/786 Esas sayılı dosyasında, müvekkili şirketin yetkilisi …’ün ihaleye fesat karıştırma suçunu işlemediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle beraatine karar verildiğini, bunu nazara alan Ankara 5. İdare Mahkemesinin 2013/780 E. sayılı dosyasında açılan davada davacı işleminin iptaline karar verdiğini, kararı bozan Danıştay’ın ceza davasının kesinleşmesini beklememesinin hatalı olduğunu, müvekkili şirketin yetkilisi … olduğunu ve bu kişi hakkında verilmiş bir cezanın bulunmadığını, …’a müvekkili adına verilen vekaletname tarihinin, tüm ihale tarihlerinden sonraya rastladığını, dolayısıyla …’a isnat edilen fille müvekkilinin kazandığı ihale süreçleri arasında bir illiyet bağının bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Asıl dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit; birleşen dava, aynı sözleşme uyarınca teminat mektubu bedelinin iadesi amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 17, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun 21 ve dava konusu …. Sözleşmesinin 27. maddelerinde yasak fiil ve davranışların sayıldığı ve bu davranışlarda bulunulduğunun sözleşme yapıldıktan sonra “tespiti” halinde, kesin ve varsa ek kesin teminatların gelir kaydedileceğinin ve sözleşmenin feshedilerek, genel hükümlere göre tasfiye edileceğinin düzenlendiği, davalı Kurum müfettişlerince yapılan incelemede de 2012 yılındaki 14 grup nakliye ihalelerinin tümünde, yaklaşık maliyet gizliliğinin ortadan kalktığının ve katılanların kendi aralarında anlaşma yaparak, ihale sonuçlarını önceden belirlediklerinin “tespit” edildiği, Danıştay 13. Dairesinin 2015/2141 esas, 2016/2399 karar sayılı ilamı ile davalı Kurumun kesin teminat tutarını irat kaydı işleminin hukuka uygun olduğunun da kesin hükümle “tespit” edildiği, Danıştay kararı sonrasında açılan yargılamanın iadesi sürecinin de davacı aleyhine sonuçlandığının, Danıştay 13. Dairesi’nin 2016/4534 esas-2019/624 karar sayılı ilamından anlaşıldığı, bu durum karşısında mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmesinde de bir isabetsizliğin bulunmadığı anlaşılmakla, davacı-birleşen davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı-birleşen davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 33.033,22.TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davacı-birleşen davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 8.312,71 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 24.720,51 TL’nin davacı-birleşen davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı-birleşen davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı-birleşen davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 31/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2022

…..