Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1077 E. 2022/479 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/01/2020
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13/01/2020 tarih ve 2018/445 E. – 2020/2 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … ile davalı Şirket tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 1990’dan beri faaliyette olduğunu, … sektöründe 4.0 standartlarının öncüsü olarak yeni bir … devrimi gerçekleştirdiğini, dava konusu markanın yayınına itiraz ettiklerini, itirazın reddedildiğini, karara itirazın da dava konusu YİDK kararıyla reddedildiğini, markaların aynı olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin markasının tanınmış … olarak sicile kayıtlı olduğunu, … 4.0 markasının müvekkili tarafından yaratıldığını ileri sürerek dava konusu YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, … 4.0 kavramının sanayi sektöründeki 4.0 kavramının karşılığı olduğunu, ayırt ediciliği düşük bir ibare olarak … olarak tescil edilemeyeceğini, markalar arasında karıştırılma olasılığı bulunmadığını, davacının tanınmışlık iddialarının dayanağı olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının “şekil+… … 4.0” ibareli başvuru markasıyla davacının “… … 4.0, … … …” ibareli tescilli markaları arasında sescil ve görsel olarak ortalama (hedef) tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, taraf markaları arasında iltibas-benzerlik oluştuğundan SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibas koşullarının oluştuğu, aksi yöndeki bilirkişi görüşüne iştirak edilmediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, dava konusu 2018-M-9272 sayılı YİDK kararının dava konusu edilen 2017/79099 sayılı markanın kapsamında yer alan 39. Sınıftaki tüm hizmetler yönünden iptaline, diğer kısımlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı Şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece aksi yöndeki bilirkişi raporuna rağmen karar verildiğini, oysa bilirkişi kurulu raporunda da belirlendiği üzere 4.0 teriminin sanayi 4.0 kavramından doğduğunu, ayırt ediciliğinin bulunmadığını, 4.0 teriminin kullanımının tekele verilemeyeceğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, markalar arasındaki ortak unsurun … hizmetlerinde 4. Nesil sanayi devrimi imkanlarının kullanılmasını ifade eden ayırt ediciliği düşük ibare olduğunu, markalar arasında iltibas bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler incelendiğinde, davalının “şekil+… … 4.0” ibareli … başvurusunda bulunduğu, başvurunun yayınlanmasından sonra davacı Şirketin dava konusu mesnet markalarını gerekçe göstererek başvuruya itiraz ettiği, itirazının YİDK tarafından ret edildiği, bu bağlamda dosya kapsamındaki uyuşmazlığın davalının başvurusuna konu … ile davacının itirazına mesnet markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi kapsamında iltibas bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesinde, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış … ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış … ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir. Bu durumda önemli olan, halkın işaretler arasında herhangi bir şekilde herhangi bir nedenle bağlantı kurma ihtimali olup, buradaki “…” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelimedir ve şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ile bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir (Yargıtay HGK, 15/11/2013 Tarih, 2013/11-202, 2013/1587).
Diğer taraftan, karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesinde markanın ayırt edicilik gücünün de dikkate alınması gerekmektedir. Ayırt ediciliği zayıf olan markalar bakımından karıştırılma ihtimalinin mevcudiyeti daha az olacaktır (Uğur Çolak, … … Hukuku, İstanbul, Eylül 2018, s.247).
Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, başvuru konusunun “… … 4.0” ibareli olduğu, … ibaresinin, geri hizmet; kişilerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere her türlü ürünün, hizmetin ve bilgi akışının çıkış noktasından varış noktasına kadar taşınmasının etkili ve verimli biçimde planlanması ve uygulanması anlamına geldiği, “4.0” ibaresinin ise geleneksel sanayiyi bilgisayarlaştırma yönünde teşvik etme ve yüksek teknolojiyle donatılmasını ifade eden, temel olarak bilişim teknolojileri ile endüstriyi bir araya getirmeyi hedefleyen ve terim olarak “4.” sanayi devrimi anlamına gelen “endüstri 4.0” ibaresine direk olarak atıf yapacak şekilde algılandığının belirlendiği, dosya kapsamında belirlenen bu duruma göre yargılama konusu ürün ve hizmetlerle ilgili faaliyette bulunan firmaların aynı 4.0 teknolojisini ve bu arada bilişim teknolojilerini kullanarak 39. Sınıf hizmetleri gerçekleştirmesinin mümkün olduğu, 39. Sınıftaki ürün ve hizmetler için vasıf bildirici ve jenerik nitelikte olduğu, bu nedenle ticaret hayatında herkes tarafından kullanılabileceği, işaretin kullanımla ayırt edicilik kazandığına ilişkin bir kanıtın da bulunmadığı, dava konusu başvuruda bulunan … ibaresi ile de yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, … ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürün ve hizmetler için ayırdığı satın alım süresi içinde, başvuru konusu markayı gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun davacının itirazına mesnet markalarından farklı bir … olduğunu algılayabileceği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin, 2020/6769 Esas, 2022/1121 Karar ve 15/02/2022 Tarihli kararının da bu yönde bulunduğu, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanun’un 6/1. Maddesindeki şartlarının bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi yöndeki mahkeme kararı doğru bulunmamıştır.
HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … ile davalı Şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13/01/2020 tarih ve 2018/445 E. – 2020/2 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Davanın REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 150,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 69,3‬0.TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 7.375,00.TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan 6,90 TL posta ve tebligat gideri, 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 155,5‬0 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … … ve … Kurumuna verilmesine,
7-Davalı … Kurumu tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 200,00 TL tebligat ve posta gideri, istinaf aşamasında yapılan 35,30 TL posta ve tebligat gideri, 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 383,9‬0 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Kurumuna verilmesine,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
9-Davalılar … ile … Kurumu tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde anılan davalılara iadesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 07/04/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/04/2022

….

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.