Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1076 E. 2022/487 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2020
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/03/2020 tarih ve 2018/446 E. – 2020/61 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … ile davalı Şirket tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, “…” markasının 1968 yılında zeytin, …, temizlik malzemeleri için … … isimli gerçek kişi adına oluşturulduğunu, markanın 20.09.1979 tarihinde … …’nin ortağı olduğu … …’ye, 17.12.1991’de unvanı sonradan … … A.Ş olarak değiştirilen … … … … Tic. AŞ’ye devredildiğini, … … AŞ tarafından temizlik malzemelerini içeren … markalarının 24.01.1996’da davacının grup şirketi … … AŞ’ye devredilirken, yağlar ve zeytinyağları emtiasını içeren … markalarının da 31.07.2003’de … AŞ ve ondan 05.11.2008’de … … … … San. Tic. AŞ’ye ve nihayetinde davalı … AŞ’ye devredildiğini, davacı ile aynı gruba (…) dahil … AŞ’nin … logolu bir kısım markalara sahipliğinin davalı Şirketten daha eski olduğunu ve halefiyet ilkesi gereği devir sözleşmesinde yeralan markaların kapsamındaki ürün listeleri ve sözleşmelerinin içeriğinin bağlayıcı bulunduğunu, davacıya ait devralınan marka listesinde yeralan ürün yelpazesi daha geniş iken, davalı Şirkete intikal eden markaların kapsamındaki malların sadece zeytinyağları ve yağlar olduğunu, dava konusu … … ibareli başvurunun … … Hiz. AŞ adına kayıtlı markalarla iltibas yarattığını, … Dairesi Başkanlığı ve davaya konu YİDK Kararında itiraza mesnet bazı markaların benzerliği kabul edildiği halde farklı mal/hizmet sınıfında olması gerekçesiyle itirazın reddedildiğini, YİDK kararında her iki tarafın kullanım hakkı bulunan … işaretinin değerlendirilmesi sırasında kullanım haklarının sınırları üzerinde gereği gibi durulmadığını, bebek hijyen ürünlerine ilişkin piyasada marka ve üreticilerin oldukça sınırlı sayıda olduğunu, kolayca tanınırlığa ulaştığını, davacı adına tescilli … markalarının “3/Ağartma ve temizlik amaçlı maddeler. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler, parfüm, güneş kremi. Sabun, sıvı sabun, şampuanlar, bebek losyonu, bebek yağı, pişik kremi, güneş kremi, Diş bakımı ürünleri, diş macunu Aşındırıcı ürünler (Zımpara bezleri, zımpara kağıtları, pomza taşları, pastalar dahil). Parlatma ve bakım ürünleri (deri, vinil, metal, ahşap v.b.için), ıslak havlular; 5/ Hijyen sağlayıcı ürünler (peddler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden malul çocuk bezleri” mallarını kapsadığı ve “…” web sitesinde bu ürünlerin tanıtımını yaptığını, her iki tarafta … kök sözcüğünü kullandığından taraf markaların bu kelimeye eklenen şekil veya yeni sözcüklerle ayrılabildiğini, davalının davacı tarafından ayırtedicilik kazandırılan … sözcüğünü kullanamayacağını, davacının ürettiği … … şampuanı, sabunları ve hatta bebek bezlerinde zeytinyağını ham madde olarak kullanıldığının tüm tüketici kitlesi tarafından bilindiğini, … ve üretim yerlerinin birbirleriyle ilişkilendirileceğini, alınabilecek sonsuz sayıda marka varken … kelimesini ihtiva eden davaya konu başvurunun kötüniyete dayandığını, davacının artık tanınmış bir marka olan … … markasının bebek hijyen ürünlerinde edindiği tanınmışlığın yenilebilir yağlara kaydırarak davacının yarattığı pazardan haksız kazanç sağlamak, … … markasını … imtiasında kullanılarak markanın ayırtediciliği ve itibarına zarar vermek ve taraflar arası stratejik marka savaşını sürdürmek amaçlarıyla kasıtlı olarak dava konusu başvurunun yapıldığını ileri sürerek, 2018-M-6943 sayılı YİDK Kararının iptali ile tescile bağlanmış olması halinde 2017/54655 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, “… markasının 1997’de T/00161 sayı ile tanınmış marka olarak kayıt altına alındığını, davacı … davalının taraf olmadığı uzun yıllar önce yapılan bir anlaşma çerçevesinde … markasının markasının asıl ürün olan … emtiası için davalı Şirket tarafından kullanılırken bir kısım kişisel temizlik malzemeleri bakımından … … tarafından kullanıldığını ve … … tarafından kullanımının uzun yıllar öncesinde yapılan anlaşmadan kaynaklı istisnai bir durum olduğunu, … markasının kişisel temizlik ürün grubu bakımından tanınmış marka olmadığını, davacının başvuru kapsamın mallarla ilgili olarak kazanılmış hakkı bulunmadığını, SMK’nın 6/1. maddesinin uygulanamayacağını, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının “… … (2017/54655)” ibareli marka başvurusu ile davacının “… …” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal ayniyet ve benzerlik oluştuğu, başvuruya konu yenilebilir bitkisel yağlar ile davacının itiraza mesnet markalarının kapsadığı kozmetik ve temizlik malları, fiziksel görünüm benzerliği taşımayan, farklı sektörlere dahil olan, üretim ve sunum metodları farklı olan farklı ihtiyaçları gideren, birbirlerini yerine ikame olabilirlikleri, birbirlerini tamamlamaları veya birlikte kullanımları sözkonusu olmayan farklı mal niteliğinde olduğu, yenilebilir bitkisel yağlar emtiasının sabun gibi bazı kişisel temizlik malzemeleri için hammadde olması tek başına bu malları benzer kabul etmek için yeterli bulunmadığı, SMK’nın 6/1 maddesindeki iltibas koşulunun oluşmadığı, davacının … markasına ilişkin marka tescili, kullanımı, yatırımı ve reklam çalışmalarının sabun ve benzeri kişisel bakım ve temizlik ürünlerini, davalı yanın ise … ve benzer … ürünlerini kapsadığı, taraflar adına farklı mallarda tescilli … markalarının, her iki tarafın faaliyet gösterdikleri sektöre konu mallar bakımından ayrı ayrı uzun süredir fiili kullanım, yatırım ve reklamlar suretiyle bir arada yaşayan, ayırtedicilik ve tanınmışlık kazanmış … olduğu, … markasının tanınmışlık düzeyinin, her iki tarafın ürünleri bakımından da dava konusu başvuru tarihinde korunduğu, davacı adına 27.7.2009 tarihinden bu yana tescilli olan ve fiilen kullanıldığı ispat edilen … … markasıyla görsel, işitsel ve anlamsal olarak birebir ayniyet taşıyan … … ibareli markanın, davalı Şirket adına farklı mal olan “29/…” emtiası bakımından tescili ve kullanımının, bu ürünlerin hitap ettiği ortalama dikkat ve özene sahip nihai tüketici dahil alıcı kitlesinin, derhal sadece davalının … ürünü için tanınmış hale gelmiş … markalarıyla ilişkilendireceğinin varsayılamayacağı, aynı zamanda, davacının muhtelif temizlik ve kişisel bakım ürünleri için tescilli tanınmış … markalarıyla ve özellikle … çatı markası altında serisi olan 2009’dan beri tescile kullanılan … … ibareli markalarıyla ilişkilendirileceği, dolayısıyla, ilgili alıcı kitlesinin davaya konu markayı gördüğünde davacının … … ibareli marka ve malları bir bağlantı kuracağı ve kurulacak böyle ilişkilendirmenin yaratacağı olumlu izlenim ve çağrışım satın alma tercihlerine yön vereceğinden imaj transferinin davacının tanınmış markası yönünden olacağı, davacının … … markasının bebek hijyen ürünlerinde edindiği ayırtedicilik ve imajın da davalı Şirkete kayarak markadan haksız yararlanılacağı, davacının markasal kullanımıyla doğan bilinirlik, imaj, kalite ve reklam gücünü de hatırlayacak olan ilgili alıcı kitlesinin davaya konu markada beklediği kaliteyi bulamaması halinde oluşabilecek olumsuz düşünce ve algısının, davacıya ait tanınmış … markalarına ve … … markalarına tahvil edileceği, bu markaların çekim gücünün azalması, itibarına veya ayırtedici niteliğine zarar verme durum ve sonuçlarının ortaya çıkabileceği, 6769 sayılı SMK’nın 6/5. maddesindeki tanınmışlık koşulu oluştuğu, davalı Şirketin 14.06.2017 tarihinde davaya konu … … ibareli marka tescil başvurusunu yaparken, davacının 2009 yılına dayanan … … marka tescili, alan adı, websitesi ve markasal kullanımlarından haberdar olmaksızın tesadüfen yapılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, davacının 6769 sayılı SMK 6/9 maddesindeki ve MK’nın 2. maddesindeki kötüniyet koşulu oluştuğundan bu kısım açısından YİDK kararının hatalı ve yanlış olduğu, davalı’nın kazanılmış hak müessesesinden yararlanması koşullarının bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 2018-M-6943 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu 2017/54655 sayılı marka tescilli olduğundan hükümsüzlüğüne, sicilden terkin edilmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı Şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacının mesnet markalarının tanınmış bulunmadığını, aksine müvekkilinin markalarının tanınmış olduğunu, davacının müvekkilinin başvurusunu engelleme durumunun bulunmadığını, müvekkilinin kazanılmış hakkının olduğunu, başvurunun kötüniyetli bulunmadığını, … üzerindeki hakkın kullanımının kötüniyetli sayılamayacağını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, sadece tanınmışlık varsayımından hareketle SMK’nın 6/5. maddesindeki koşulların doğacağını kabul etmenin mümkün bulunmadığını, sektörlerin tamamen farklı bulunduğunu, marka kapsamların da ilişkili bulunmadığını, davalının kötüniyetli olduğu sonucuna varılmasının da SMK 6/1. maddesi yönünden varılan tespitle çeliştiğini, davalının kazanılmış hakkının bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı Şirketin “… … (2017/54655)” ibareli marka başvurusu ile davacının “… …” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal ayniyet oluştuğu, ancak başvuru kapsamının davacının itirazına mesnet markalarının kapsamından farklı mal niteliğinde olduğu, davalının başvurusunun kapsamında bulunan yenilebilir bitkisel yağlar emtiasının sabun gibi bazı kişisel temizlik malzemeleri için hammadde olması tek başına bu malları benzer kabul etmek için yeterli bulunmadığı, taraf markaları arasında bu açıdan SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibasın oluşmadığı, ancak taraflar adına farklı mallarda tescilli … markalarının, her iki tarafın faaliyet gösterdikleri sektöre konu mallar bakımından tanınmışlık kazanmış … olduğu, diğer yandan davacı Şirketin … … markasıyla görsel, işitsel ve anlamsal olarak birebir ayniyet taşıyan … … ibareli markanın, davalı Şirket adına farklı mal olan “29/…” emtiası bakımından tescili ile kullanımının, bu ürünlerin hitap ettiği nihai tüketici kitlesinin, davacının muhtelif temizlik ve kişisel bakım ürünleri için tescilli tanınmış … ve … … ibareli markalarıyla ilişkilendirileceği, davacı Şirketin … … markasının bebek hijyen ürünlerinde edindiği ayırtedicilik ve imajdan davalı Şirketin haksız olarak yararlanacağı, 6769 sayılı SMK’nın 6/5. maddesindeki tanınmışlık koşulunun somut uyuşmazlıkta oluştuğu, ayrıca davalı Şirketin 14.06.2017 tarihinde davaya konu … … ibareli marka tescil başvurusunun, davacının 2009 yılına dayanan … … ibareli marka tescili, alan adı, websitesi ve markasal kullanımlarından haberdar olmaksızın tesadüfen yapılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, davalının dava konusu başvurusunun kötüniyetli bulunduğu anlaşılmakla, Davalı … ile davalı Şirket vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … ile davalı Şirket vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 07/04/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/04/2022

….