Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1075 E. 2022/440 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1075
KARAR NO : 2022/440
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN VEKİLİ :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2020
NUMARASI : 2018/374 E. – 2020/62 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/03/2020 tarih ve 2018/374 E. – 2020/62 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, davalı gerçek kişinin 2017/19125 sayılı “…” ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, müvekkilince adına tescilli “…” asıl unsurlu markalara dayalı olarak bu başvuruya yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddine karar verildiğini, oysa müvekkilinin “…” ibaresi üzerinde eskiye dayalı gerçek hak sahibi olduğunu, bunun yanı sıra “… …” markasının tanınmış marka olarak kayıt altına alındığını, “… …” markasının üzerinde kullanıldığı ürün ambalajının da tasarım olarak müvekkili adına tescil olduğunu, ”…” ibareli markaları gıda sektöründe ilk kullanan ve markayı tanıtanın müvekkili bulunduğunu, bu ürünlerin pazarlamasını sağlamak amacıyla ciddi yatırımlar yaparak büyük bir reklam bütçesi ayırdığını, “…” ibareli markalarını uzun yıllardır nisasız ve fasılasız bir biçimde kullandığını ve bu surette tanınmış marka haline getirdiğini, müvekkili markaları ile aynı sınıflarda başvuru yapılan davalıya ait 2017/19125 sayılı marka ile müvekkili markaları arasında SMK’nın 6/1 maddesi kapsamında görsel, işitsel ve anlamsal olarak ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, bu durumun iltibasa neden olacağını, tescili halinde dava konusu başvurunun müvekkili markalarının serisi olarak algılanacağını ileri sürerek, YİDK’in 2018-M-6169 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili başvurusu ile davacı markaları arasında 6769 sayılı SMK 6/1 maddesi anlamında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin bir çekim eki olduğunu ve markaların karıştırılmasına yol açmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının “…” ibareli başvuru markasıyla davacının “…” ve “…” ibareli tescilli markaları arasında dava konusu edilen 2017/19125 sayılı markanın kapsamında yer alan 30. sınıftaki ” tüm mallar” ile 35. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar… mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” yönünden görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, bu mallar/hizmetlerde ortalama düzeydeki tüketici kesimi nezdinde her iki markanın işletmesel kökenlerinin aynı olduğu, idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletmeye ait markalar algısı oluşabileceği, bu açıdan taraf markaları arasında yukarıda belirtilen mallar/hizmetler yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi koşullarının oluştuğu, bunun dışında kalan mal/hizmetlerde ise 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesindeki iltibas koşullarının oluşmadığı gibi davalının marka başvurusunda davacı tarafın markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hususlarının kanıtlanmadığı, yine bu mal/hizmetler yönünden dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığının da ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 2018-M-6169 sayılı YİDK kararının dava konusu edilen 2017/19125 sayılı markanın kapsamında yer alan 30. Sınıftaki ” tüm mallar” ve 35. Sınıftaki ” Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar…mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” yönünden YİDK kararının iptaline, bu mallar ve hizmetler yönünden markanın hükümsüzlüğüne, diğer kısımlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, yarattığı bütüncül algı itibariyle dava konusu başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığını, markalarda ortak olarak yer alan “…” ibaresinin tek başına bir anlamının olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında, dava konusu başvurunun kapsamında yer alan 30. sınıftaki tüm mallar ile 35. sınıftaki ”Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar…mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)”‘ yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira davacı markalarının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin dava konusu başvuruda da asli unsur olarak kullanıldığı, her ne kadar davalı tarafça “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olduğu savunulmuş ise de “…” ibaresinin, davacının kendi markalarını oluşturma sürecinde “ekmek” kelimesini çağrıştırmak üzere “…” üst markasına “…” ibaresini ekleyerek kullandığı bir ibare olduğu, zihinsel bir çaba ve yaratıcılık ile oluşturulmuş “…” markasının, yoğun kullanım ve tanıtımla da ayırt edici niteliğinin güçlendiği, ayrıca başına başka ayırt edici ilaveler getirilerek seri markalar da oluşturulmuş bulunduğu, dolayısıyla “…” ibaresinin salt bir ürüne dair hatırlatma içerdiğinin ileri sürülemeyeceği hususlarının yargı kararları ile belirlendiği, “…” ibaresini davacı markaları ile benzer gören Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 25.03.2019 tarih, 2018/711 Esas, 2019/2222 Karar sayılı, “…” ibaresini davacı markaları ile benzer gören Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 14.01.2019 tarih, 2017/3074 Esas, 2019/284 Karar sayılı, “…” ibaresini davacı markaları ile benzer gören Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 08.04.2014 tarih, 2013/18549 Esas, 2014/6830 Karar sayılı ilamlarının da bu yönde olduğu anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı kurumdan alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı kurum tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davalı kurumdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı kurum tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 31/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2022

Başkan V.

Üye

Üye

Katip