Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1056 E. 2022/391 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2020
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : … YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13/02/2020 tarih ve 2019/356 E. – 2020/92 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili şirketin 182250, 173329 sayılı “…”, “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2018/15065 kod numarasını alan başvuruya müvekkilinin itirazlarının, Markalar Dairesince kısmen kabul edilerek, başvuru kapsamından 03. sınıftaki “Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç)” emtiasının çıkartıldığını, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de kısmen kabul edilerek, YİDK’nun 2019-M-4981 sayılı kararı ile başvuru kapsamından 03. sınıftaki “Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri” emtiasının çıkartılmasına karar verildiğini, oysa müvekkilinin gerek Türkiye çapında gerek Dünya genelinde hitap ettiği tüketici kesiminde tanınmışlık kazandığını, davalı tarafın müvekkilinin seri markalarının tüketiciler nezdinde kazandığı haklı itibardan haksız bir şekilde yararlanmak amacıyla marka başvurusunu yaptığını, tüketiciler nezdinde davalı ürünlerinin müvekkili tarafından üretildiği izlenimini doğuracağını, tarafların markalarının aynı sınıf ve mallar için kullanılmak istendiğini ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket temsilcisi savunmada bulunmamıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacı muterizin işlem dosyasında kullanımını ispat etmiş olduğu “…, … …” malları ile YİDK kararında dava konusu başvurunun tescilinin uygun bulunduğu –kalan mallar- arasında herhangi bir aynılık veya benzerlik ilişkisinin bulunmadığı, hükümsüzlük bakımından ise davacının dayanak markalarının kapsamlarının ve işaretlerin barındırdığı ilişkiler ve belirtilen ilişkilendirilme ihtimali karşısında, davalı şirketin başvurusunda dava konusu yapılan YİDK kararı ile tesciline cevaz verilen mallar bakımından da karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, ne var ki dava konusu markanın tescile bağlanmamış olması karşısında marka hükümsüzlüğünden söz edilmesinin mümkün olmayacağı, davalı şirketin başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut verilerin dosya kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili şirketin “…”, “…” ibareli seri markaları ile davalının markasının, emtialar bakımından aynı sınıfta tescilli olduğunu, davalının markası ile müvekkilinin “…” ibareli seri markaları arasında görsel ve işitsel olarak benzerlik bulunduğunu, davalı tarafın dava konusu markayı tescil ettirirken kötü niyetli davrandığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali, hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davacı muterizin işlem dosyasında kullanımını ispat etmiş olduğu “…, … …” malları ile YİDK kararında başvuru kapsamında bırakılan emtialar arasında herhangi bir benzerlik bulunmadığı, hükümsüzlük bakımından ise tarafların markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, ne var ki dava konusu markanın tescile bağlanmamış olması karşısında, marka hükümsüzlüğünden söz edilmesinin mümkün olmayacağı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 25/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/03/2022
….