Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/105 E. 2021/1130 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2019
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/11/2019 tarih ve……. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ile … … … A.Ş. tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerini süresi içinde verdikleri anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili,….. ibareli marka başvurusuna davalı şirketin ……karşı yaptığı itirazın kabul edilerek başvurularının reddine karar verildiğini, oysa taraf marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığını, … sözcüğünün SMK’nın 5. anlamında ayırt anlamında ayırt edicilik vasfını haiz olmadığından müvekkilinin dava konusu markasında yardımcı unsur olarak kullanılmasına itiraz edilemeyeceğini, …, …, … gibi ibarelerin SMK kapsamında asli unsur olarak kullanılamayacağını ve tescil edilmiş olsa bile marka olarak korunamayacağını, müvekkilinin markasında yer alan … şekline de itiraz edilmeyeceğini, zira hem müvekkili hemde davalı markalarında kullanılan şeklin fırınlar için kullanılması zorunlu olup herkesin kullanıma açık bulunduğunu, öte yandan Kurum kayıtlarında içinde … ibaresi geçen 2036 adet marka bulunduğunu, bu kayıtlarda da … sözcüğünün yardımcı unsur olarak kullanıldığını, yine … ibaresini içeren 69 adet marka bulunduğunu ve çoğunluğunun 30. sınıf emtialardan oluştuğunu ileri sürerek … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun….. iptaline……başvuru numaralı “… …+şekil” markasının tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ……; dava konusu başvuruda merkezi bir konuma yerleştirilmiş bulunan ve diğer unsurlara oranla görece büyük yazılmış olan “…” kelime unsuru, ilaveten marka örneğinde yer alan … şeklinin eliptik biçimdeki tasarımı ve kırımızı ve siyah renk unsurları bir arada değerlendirildiğinde başvuru ve itiraza dayanak olan markaların iltibasa yol açacak derecede benzer görüldüğünü, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili ,müvekkilinin … / … ibaresini ilk kez 2008 yılında tescil ettirdiğini ve bu marka üzerinde büyük yatırımlar yaparak marka sayısını artırdığını ve artırmaya devam ettiğini,…… sayılı markalarının … / … ibarelerini asli unsur olarak ihtiva ettiğini, … ibaresinin 30. sınıf malları tanımlamadığını, ima edici marka statüsünde olduğunu, bu sebeple tanımlayıcı marka olarak kabul edilemeyeceğini, müvekkili şirketin … / … ibareli markalarının tescilli olması sebebiyle marka tanımlayıcı olsa bile hükümsüz kılınmadığı müddetçe kanunun kendisine tanıdığı korumadan yararlanması gerektiğini, dava konusu markalar arasındaki sınıfsal benzerliğin ayniyet boyutunda olduğunu, bu husususun iltibas ihtimalini de artırdığını, davacının … … markasının esas unsurunun … kelimesi olduğunu, markadaki … ibaresinin davacının ticaret unvanı olmakla çatı markası pozisyonunda olduğunu ve benzerlik incelemesinin dışında tutulması gerektiğini, davacının … ibareli sayısız marka tescili bulunduğunu, sadece bu ibare dikkate alınarak satılan ürünün diğer … ibareli ürünlerden ayırt edilmesinin mümkün olmadığını, ortalama tüketici kesiminin … ibaresine odaklanacağını, bu ibareyi destekler şekilde markaya … görselinin de konulduğunu, ortalama … tüketicilerinin tercih hakkını çok kısa bir süre içerisinde kullandığını, bu durumun iltibas ihtimalini güçlendirdiğini, bu … tüketicilerinin büyük kısmını çocukların oluşturduğunu, ortalama … tüketicilerinin genellikle bildikleri markaların kendilerinde bıraktığı izlenime göre tercih haklarını kullandığını, dava konusu markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, aralarında işitsel benzerlik bulunduğunu, … / … ve … markalarının aynı kavrama referans yaptığını ve bu sebeple aralarında kavramsal benzerlik de bulunduğunu, davacı markasının tescili halinde seri marka imajı doğacağını, firmalar arasında idari-ekonomik bir bağ bulunduğu yanılgısına sebep olabileceğini, davacının benzer marka başvurusunda bulunmakla kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu markalar arasında davalı … başvurusu kapsamında bulunan 30. Sınıfta yer alan şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler, kekler bakımından ayniyet bulunduğu, dava konusu markalarda yer alan ve bir pişirme yöntemini işaret eden … / … ibarelerinin ayırt edici gücünün zayıf olduğu, bu itibarla işaretlerde yer alan çatı markaları ve/veya ticaret unvanlarının kılavuz unsurlarının yanı sıra diğer kelime öğelerinin ve şekil görsellerinin de değerlendirmede bir bütün olarak dikkate alınması gerektiği bu itibarla markaların bıraktığı genel izlenimin farklılaştığı ve dava konusu markalar arasında 6769 sayılı SMK m. 6/9 anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığı, dava konusu marka başvurusunun kötüniyetli olduğunu ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne …… sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı … ve … Kurumu vekili; dava konusu marka başvurusunda merkezi bir konuma yerleştirilmiş bulunan ve diğer unsurlara oranla görece büyük yazılmış olan “…” kelime unsuru, ilaveten marka örneğinde yer alan … şeklinin eliptik biçimdeki tasarımı ve kırımızı ve siyah renk unsurları bir arada değerlendirildiğinde başvuru ve itiraza dayanak olan markaların iltibasa yol açacak derecede benzer olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, mahkeme kabulünün aksine müvekkili şirketin …/… ibareli markalarının 30. Sınıftaki mallar bakımından ayırt ediciliğinin zayıf olmayıp, ima edici markalar olduğunu, anılan ibarelerin 30. Sınıf malları tanımlamadığını, aksinin kabulünde dahi tescilli olan markalarının hükümsüz kılınana dek tescilli marka korumasından yaralanacağını, taraf markalarında yer alan … VE … ibareleri çatı marka olduğundan benzerlik değerlendirmesinde dikkate alınmayacağını, bu hususun mahkemece dikkate alınmadığını, dava konusu markadaki asli unsurun “…” ibaresi olduğunu, uyuşmazlık konusu 30. Sınf emtianın tüketicisinin gösterdiği dikkat ve özen daha düşük olduğu için markaların aynı emtiada kullanılması durumunda markalar arasında bağlantı kurulucağını, mahkemece bu hususun da dikkate alınmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun reddine dair YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “… …” ibareli başvuru ile redde mesnet “… …”ve “…” asıl unsurlu markalar arasında SMK’nın 6/1 anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olmadığı, zira “… ” ve “…” ibarelerinin uyuşmazlık konusu 30. Sınıfta yer alana mallar yönünden tanımlayıcı olduğu söylenemez ise de pişirme yöntemine işaret ettiğinden ayırt ediciliklerinin düşük bulunduğu, her ne kadar tescilli olduğu sürece markanın korunması esas ise de bu ibareyi içeren markaların koruma kapsamlarının dar değerlendirilmesi gerektiği, diğer bir deyişle, anılan ibarenin ortak olarak yer aldığı markalarda yapılacak küçük değişikliklerin dahi iltibas tehlikesini ortadan kaldıracağının kabulü gerektiği, buna göre dava konusu başvuruda yer alan diğer unsurların yeterli ayırt ediciliği sağladığı , Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin…. Karar sayılı ilamında da “…” ibareli başvuru ile “…”….” ibareli markaların benzer görülmediğini, bu itibarla mahkemece başvuru ile redde mesnet markalar arasında, işaretler yönünden benzerlik bulunmadığından, SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas bulunmadığı isabetli olarak tespit edilmekle birlikte gerekçeli kararda 6/9 maddesi uyarınca iltibas bulunmadığının belirtilmesinin tapaş hatasından kaynaklandığı anlaşılmakla, davalılar … ile … … … A.Ş. istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … ile … … A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … ……. alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davalı kurumdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı … A.Ş.’den alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin anılan davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-İstinaf aşamasında davalılar vekilleri tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 23/09/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/10/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip