Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1005 E. 2022/284 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/06/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/06/2019 tarih ve 2018/66 E. – 2019/302 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin “… …” ibaresini 36. Sınıf hizmetler yönünden tescili için yaptığı marka başvurusunun, davalı şirketin “… …” ibareli markalarına dayalı olarak itirazı sonucu YİDK’In 2017-M-10795 sayılı kararıyla 36. Sınıftaki “gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri” bakımından kısmen reddedildiğini, oysa müvekkili şirketin uzun yıllardır anılan ibareyi marka olarak kullandığı, markasına ayırt edicilik ve tanınmışlık kazandırdığını, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma ihtimali bulunması için işaretlerin tescil edilmek istenildiği mal veya hizmetlerde aynı anda kullanılmaları halinde karıştırılma ihtimalinin bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, somut olayda ise müvekkilinin markaları ile davalı markalarının gerek görsel gerekse de işitsel açıdan birbirlerinden oldukça farklı olduklarını, müvekkili markasının “… …”sözcüklerinden oluştuğunu, bu markanın 36. Sınıftaki “gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri” için yüksek seviyede ayırt ediciliği bulunduğunu, redde mesnet ”… …” ibareli markanın ise 37. sınıftaki hizmetlere yönelik olduğunu, taraf markalarının farklı hizmetleri kapsadıklarını ileri sürerek YİDK’ın 2017-M-10795 sayılı kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, dava konusu başvuru ile müvekkiline ait redde mesnet markaların benzer olduğunu, başvuru kapsamından çıkarılan 36. Sınıf hizmetler ile müvekkili markalarının tescil kapsamlarında yer alan 37. Sınıf hizmetlerin ilintili bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu 2016/34993 sayılı ibareli marka başvurusunun reddedildiği 36. sınıf “gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi” hizmetleri ile davalı yana ait redde mesnet markalar kapsamında 37. Sınıfta bulunan “… hizmetleri”nin birbiri ile benzer, birbirlerini tamamlar mahiyette bulundukları, taraf markalarını oluşturan ibarelerin esas unsurlarının “…” kelimesi olduğu, markalarda başkaca hiçbir ayırt edici ek unsurun yer almadığı, dolayısıyla emtialar ve işaretler arasındaki bu benzerliğin ilgili tüketici kitlesi nezdinde dahi karıştırılmaya yol açabilecek düzeyde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, müvekkili Şirketin aynı zamanda ticaret ünvanında yer alan “… …” ibaresini uzun yıllardan bu yana nizasız ve fasılasız surette marka olarak kullandığını, markasına ayırt edicilik kazandırdığını, yaptığı yatırım ve harcadığı sermaye ile tanınmış marka haline getirdiğini, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, redde mesnet markalar ile müvekkili Şirket markasının aynı mal ve hizmetlerde kullanılmadığını, başvurunun reddedildiği 36. Sınıf hizmetler ile redde mesnet marklar kapsamında yer alan 37. Sınıf hizmetlerinde benzer olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun kısmen reddine dair YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “… …” ibareli dava konusu başvuru ile davalı Şirkete ait redde mesnet “… …” ibareli markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira redde mesnet markanın asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin dava konusu başvuruda da aynen asli unsur olarak kullanıldığı diğer taraftan uyuşmazlık konusu 36. Sınıf “Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri” ile redde mesnet marka kapsamında yer alan 37. Sınıf “… Hizmetleri”nin birbirini tamamlayıcı nitelikte bulunması nedeniyle benzer olduğu, davacının gerçek hak sahipliği, kullanım sonucu ayırt edicilik ve tanınmışlık iddialarının marka başvurusunun kısmen reddine dair YİDK kararının iptali istemiyle açılan işbu davada tartışılmasının mümkün bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/03/2022