Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1001 E. 2022/280 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/03/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/03/2019 tarih ve 2016/399 E. – 2019/149 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı gerçek kişinin, bu markalar ile karıştırılma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki ” “… …”” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı Kuruma başvurduğunu, başvuruya yaptıkları itirazlarının nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa taraf markaları arasında iltibas bulunduğunu, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu ileri sürerek 08.08.2016 tarih ve 2016-M-7864 sayılı YİDK kararının iptalini ve dava konusu başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, taraf markaları arasında iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, zira İngilizce kökenli bir kelime olan “…” ibaresinin Türkçede “…”, “…”, “…” anlamına geldiğini, tek başına, marka olarak ayırt edici bulunmadığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı , davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, … ibareli davacı markaları ile ” … …” ibareli davalı başvurusunun 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi anlamında benzer bulunduğu, aynı/aynı tür veya benzer mal/hizmetler üzerinde kullanılması halinde karıştırma ihtimalinin kaçınılmaz olduğu, dava konusu başvuru kapsamında yer alan 25. sınıf malların davacının itirazına mesnet markaları kapsamında yer aldığı, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile … YİDK’nın 08/08/2016 tarih 2016-M-7864 sayılı kararının iptaline, davalı adına tescilli 2014/96762 sayılı … … +şekil ibareli markanın tescilli olduğu 25 sınıf yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, davacının “…” ibaresi üzerinde münhasır hak sahibi olduğunun kabul edilemeyeceğini, zira İngilizce kökenli bir kelime olan “…” ibaresinin Türkçede “…”, “…”, “…” anlamına geldiğini, tek başına, marka olarak ayırt edici bulunmadığını, ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “… …” ibareli dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama tüketiciler üzerinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimali dahil iltibasa yol açacak düzeyde benzerliğin bulunduğu, zira davacı markalarının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin dava konusu başvuruda da asli unsur olarak kullanıldığı, bu ibarenin uyuşmazlık konusu 25. sınıf mallar yönünden ayırt ediciliğe de sahip olduğu, nitekim Yargıtay 11. HD.’nin “… …+şekil” ibaresini davacı markaları ile benzer gören 14.05.2009 tarih ve 2007/10909 E.- 2009/5833 K. sayılı, …. ibaresini davacı markaları ile benzer gören 14.05.2009 tarih 2007/10909 E. – 2009/5833 K. sayılı, “… … …” ibaresini davacı markaları ile benzer gören 12.11.2014 tarih 2014/11550 E. – 2014/17420 K. Sayılı, “… home” ibaresini davacı markaları ile benzer gören 08.05.2015 tarih 2015/1560 E. – 2015/6579 K. sayılı, “… …” ibaresini davacı markaları ile benzer gören 29.04.2019 tarih 2018/1603 E. – 2019/3244 K. sayılı, “…” ibaresini davacı markaları ile benzer gören 30.04.2019 tarih 2018/1611 E. – 2019/3303 K. sayılı ilamlarının da aynı yönde olduğu anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı Kurum tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davalı Kurumdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı Kurum tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı kurum üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/03/2022