Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1 E. 2021/1110 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
…..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
…..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2019
NUMARASI :…….
DAVANIN KONUSU : Haksız Rekabetin Tespiti, Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/09/2019 tarih ve ……. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı ve davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin … isimli şahıs firmasının sahibi olduğunu, birçok masaüstü bilgisayar ve laptop ürününün satış ve tamir işlemlerini, kendisine ait … adlı internet sitesi üzerinden yürüttüğünü, çoğunlukla internet ortamında ve güven ilişkisine dayalı olarak çalıştığını, davalı Şirketin tüketicilerin şikayetlerini kendisine ait “…” adlı internet sitesinde yayınladığını, ancak tüketicinin şikayetini sitesinde yayınlayan davalının, şikayet edilen firmanın cevap hakkını kullanmasında aynı hassasiyeti göstermediğini, tüketicinin şikayetini ücretsiz olarak yayınlayan davalı Şirketin, cevap hakkını kullanmak isteyen firmanın cevabını ücretsiz olarak yayınlamadığını, bunun için kendilerine ücret ödenmesini talep ettiğini, bu durumda kendisi hakkında haksız olarak şikayet yayınlanan firmanın cevap hakkını ücretsiz olarak kullanamadığını ve tüketici nezdinde itibar kaybederek maddi, manevi zarara uğradığını, davalının kendisine para vermeyen firmaların, yapılan şikayetlere ilişkin cevaplarını yayınlamak için çok uzun bir süre cevapları beklettiğini ve haksız rekabet yarattığını, TTK’nın 54. ve devam eden maddelerinde düzenlenen dürüstlük kurallarına aykırı davranışlar ve ticari uygulamaların hukuka aykırı olduğunu, davalının bu haksız ticari faaliyeti nedeniyle müvekkilinin manevi zararının doğduğunu ileri sürerek, davalının davranış ve ticari uygulamalarının haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, 1.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, “…” adlı internet sitesinin 2001 yılında kurulduğunu ve tüketiciler yönünden bir hak arama platformu haline geldiğini, bütün kişi ve kurumlara eşit uzaklıkta olduğunu, içeriklerin tamamen üye kullanıcılar tarafından oluşturulduğunu, TTK’nın 58. maddesi uyarınca davanın şikayet sahibine karşı açılması gerektiğini, firmaların cevap haklarını herhangi bir kısıtlamaya maruz kalmadan ücretsiz bir şekilde yayınladıklarını, müvekkiline ait internet sitesinin yer ve hizmet sağlayıcı fonksiyonunu yürüttüğünü, davacının haksız rekabet iddialarının doğru olmadığını, TTK’nın 56/1-d maddesine göre ancak kusur varsa zararın tazmininin istenebileceğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı Şirketin “…” adlı internet sitesinde, tüketicilerin şikayetlerine cevap vermek amacı ile üye olmak isteyen davacıdan (satıcılardan), üyelik ücreti talep etmesinin haksız rekabet olduğu, davalının bu eylemi nedeniyle davacının bir zarara uğradığı ve fiil ile zarar arasında da uygun illiyet bağı bulunduğu, 1.000,00 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun görüldüğü gerekçesiyle davalı Şirketin, “…” adlı internet sayfasında, tüketicilerin şikayetlerine cevap vermek amacı ile üye olmak isteyen davacıdan (satıcılardan), üyelik ücreti talep etmesinin haksız rekabet olduğunun tespitine, 1.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili katılma yoluyla, hükmün ilanına karar verilmesini talep ettikleri halde gerekçeli kararda bu yönden olumlu veya olumsuz bir değerlendirme olmadığı gibi bu talebe ilişkin hüküm de kurulmadığını, bu hususun usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve hükmün ilanına da karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkiline ait internet sitesine üye olan ve olmayan firmalar arasında bir ayrım olmadığını, temel haklar bakımından üye olan ile olmayan firmalar arasında hiç bir fark bulunmadığını, davacı taraf, cevabi yazıların makul süre içerisinde yayınlanmadığını iddia etmiş ise de buna ilişkin gösterilebilen kanıtın, davacı tarafın talebinden sonra kendilerine gönderilen “cevap yazılarınız destek birimine iletilmiş olup işlem sırasına göre yayıma alınacaktır” şeklindeki bilgilendirme yazısı olduğunu, oysa bu yazının talepte bulunan her firmaya otomatik olarak gönderildiğini, yazılan her şikayetin, ilgili firmaya derhal bildirildiğini ve cevap mahiyetinde gönderilen metinlerin, değiştirilmeksizin ve herhangi bir harf ya da kelime sınırlamasına tabi tutulmaksızın şikayetin altında derhal yayınlandığını, yine talep edilmesi halinde şikayetçiye ait kayıtlardaki her türlü iletişim bilgisinin de hiç bir ücret alınmaksızın firma ile paylaşıldığını, müvekkili Şirket hakkında dava konusu olay ile alakalı olarak açılmış ve lehlerine sonuçlanmış pek çok dava ve emsal kararın bulunduğunu, haksız rekabetin gerçekleşmediğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, haksız rekabetin tespiti ile manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Davacı tarafça, davalının internet sitesinde yazılan şikayetlere karşı cevap haklarını kullanmak istediklerinde, kendilerinden ücret talep edildiğini, ayrıca davalının, kendisine ücret ödeyerek üye olan kişi ve kurumlara, daha yayınlanmadan şikayetlere erişim imkanı verildiği, üye olmayan şirketlerin cevaplarını yayınlamak için ise uzun süre beklenildiğini ileri sürerek, bu eylemlerin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini talep etmiş, davalı tarafça, bütün kurumlara eşit uzaklıkta olunduğu ve haksız rekabetin bulunmadığı savunulmuştur.
Her ne kadar ilk derece mahkemesince, davalı Şirketin “…” adlı internet sitesinde, tüketicilerin şikayetlerine cevap vermek amacı ile üye olmak isteyen davacıdan üyelik ücreti talep etmesinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine karar verilmiş ise de, bu iddia kanıtlanamadığı gibi dosyada mevcut bilirkişi raporunda da, firmaların cevap haklarını kullanabilmek için ücret ödemek zorunda olmadıkları yönünde bir tespite yer verilmiştir. O halde, ilk derece mahkemesinin, dosya kapsamı ile uyuşmayan yazılı gerekçesi yerinde değildir.
Yukarıda özetlendiği üzere davacı tarafça, davalının, kendisine üye olan kişi ve kurumlara ayrıcalık yaptığı, üye olanların, henüz haklarındaki şikayetler yayınlanmadan şikayetlere erişim hakkına sahip oldukları, üye olmayan şirketlerin ise böyle bir imkanlarının bulunmadığı belirtilerek, bu uygulamanın da haksız rekabet oluşturduğu ileri sürülmüştür. Gerçekten de dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalı sitesine üye olan kurumsal müşterilerin, kendileri ile ilgili şikayetlerden hemen haberdar oldukları, üye olmayan firmaların ise daha dezavantajlı bir muamele ile karşılaştıkları, bunun şikayet künye bilgilerinin öğrenilmesinden ve cevabi yazıların yayımlanmasından kaynaklandığı, davalının üye olan ile olmayan firmalar hakkında adil bir tutum göstermediği, üye olan şirketlere, haklarındaki şikayetleri yönetme hakkı tanındığı anlaşılmıştır. Bu durumda davalının, şikayetin yayınlanması aşaması ve sonrasında kurumsal üyelerine farklı davranması, kurumsal olmayan üyeler yönünden bir haksızlığa yol açtığından ve kurumsal üyeler yönünden açık bir avantaj sağladığından, davalının bu eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin kabulü gerekmektedir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 02/03/2020 tarih,…… Sayılı ilamı da bu yöndedir.
Davacı vekilinin istinaf itirazlarına gelince; TTK’nın 59. maddesi uyarınca haksız rekabetin tespiti halinde mahkeme, davayı kazanan tarafın istemiyle, gideri haksız çıkan taraftan alınmak üzere, hükmün kesinleşmesinden sonra ilan edilmesine de karar verebilecektir. Davacı tarafça da bu yönde talepte bulunulmasına rağmen, ilk derece mahkemesince gerekçesi de gösterilmeksizin bu talebin reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı haklı görülmüştür.
HMK’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden Dairemizce davalı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden olmak üzere taraf vekillerinin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş, ilk derece mahkemesince davacı yararına kurulan vekalet ücretine ilişkin bir istinaf itirazı olmadığından Dairemizce de ilk derece mahkemesi gibi davacı yararına tek bir vekalet ücretine hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı ve davacı vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/09/2019 gün ve ….. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-Davanın KABULÜ ile davalı Şirketin eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine,
3-1.000,00 TL manevi tazminatın 15/11/2018 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Kararın kesinleşmesini müteakip hüküm özetinin, masrafı davalıdan alınmak kaydıyla ülke çapında tirajı en yüksek beş gazeteden birinde İLANINA,
5-Harçlar Kanunu’na göre tespit hükmü yönünden alınması gereken 59,30 TL maktu, manevi tazminat yönünden alınması gereken 68,31 TL nispi karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 127,61 TL harçtan, peşin olarak alınan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 91,71.TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 3.725,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 600,00.TL bilirkişi ücreti, 52,00.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan tebligat ve posta giderleri toplamı 22,00.TL olmak üzere toplam 674,00.TL yargılama gideri ve 35,90.TL peşin harç, 35,90.TL başvuru harç tutarı eklenerek oluşan toplam 745,80.TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
10-Davacıdan peşin olarak alınan 44,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-Davalıdan peşin olarak alınan 68,31.TL nispi istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
12-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 23/09/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/10/2021