Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/816 E. 2021/362 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2019
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : FSEK’in 68. Maddesine Dayalı Telif Tazminatı

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20/03/2019 tarih ve … sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili Şirketin ülkemizde mühendislik üzerine bilgisayar yazılımı üreten sayılı firmalardan biri olduğunu, “…” isimli bilgisayar yazılımının da FSEK uyarınca eser sahibinin müvekkili bulunduğunu, davalınının müvekkili ile herhangi bir sözleşme yapmaksızın ve izin almaksızın söz konusu yazılımı şifre kırmak suretiyle bilgisayarında kullandığını, bu nedenle müvekkilinin eser sahipliğinden kaynaklanan mali haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, şimdilik 16.000,00 TL’nin haksız eylemin gerçekleştiği tarih olan 12/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari (reeskont) faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 23/10/2018 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 124.500,00 TL’ye çıkarmıştır.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı tarafın hak sahibi olduğu “…” isimli bilgisayar programının, davalı tarafın iş yerinde bulunan bir adet bilgisayarda yüklü ve kullanılabilir durumda bulunduğu, söz konusu program içeriğinde … modüllerinin olduğu, FSEK’in 68. maddesi uyarınca davacının 124.500,00 TL talep edebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, 124.500,00 TL’nin 12/10/2017 tarihinden itibaren yürütülecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili, müvekkili hakkında hem ceza hen hukuk davası açıldığını ve müvekkilinin bu davaları tek dava olarak algılaması nedeniyle bu dosyada savunma yapmadığını, söz konusu programın müvekkilince değil, dava dışı kişi tarafından yüklendiğini, bu durumun adı geçenin ceza dosyasındaki beyanı ile sabit olduğunu, mahkemece eksik inceleme yapıldığını ve müvekkili aleyhine haksız olarak tazminata hükmedildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, FSEK’in 68. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalı iş yerinde, ceza mahkemesi kararına dayalı olarak 12/10/2017 tarihinde yapılan arama sonucunda, bir adet bilgisayarda … programının kurulu olduğu tespit edilmiştir. Yargılama sırasında sunulan bilirkişi raporunda, bilgisayarında kurulu bulunan … programının ilim ve edebiyat eseri niteliğinde olduğu, davacının söz konusu programın mali haklarını kullanma yetkisine sahip bulunduğu, … 5.1. programı ile modüllerin çalışır durumda oldukları açıklanmıştır.
5846 sayılı FSEK’in eser sahibinin mali haklarından olan çoğaltma hakkı düzenlenmiştir. Buna göre, bir eserin herhangi bir şekilde çoğaltılması hakkı münhasıran eser sahibine ait olup, maddenin son fıkrası uyarınca çoğaltma hakkı, bilgisayar programının geçici çoğaltılmasını gerektirdiği ölçüde, programın yüklenmesi, görüntülenmesi, çalıştırılması, iletilmesi ve depolanması fiillerini de kapsamaktadır. Davalı iş yerindeki 1 adet bilgisayarda da …. programı ile yan modüllerinin yüklü ve çalışır vaziyette bulunduklarının tespit edildiği, davacıyla sözleşme yapılmadan veya davacının izni olmadan gerçekleşen bu eylem ile davacının çoğaltma hakkının ihlal olunduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı tarafça, söz konusu programın kendileri tarafından değil, dava dışı kişi tarafından yüklendiği savunulmuş ise de, davalı iş yerinde aktif olarak kullanılan bilgisayarda söz konusu programın kurulu bulunması karşısında, davalı savunması yerinde görülmemiştir.
İlk derece mahkemesince de davalı eyleminin, davacının çoğaltma hakkının ihlali niteliğinde olduğu kabul edildiğinden, yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin bu hususlara ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Davalı tarafın eyleminin, davacının kullanmaya yetkili olduğu çoğaltma hakkının ihlali niteliğinde olduğunun tespitinden sonra, davacının FSEK’in 68. maddesi uyarınca talep edebileceği tazminatın belirlenmesi gerekmektedir. FSEK’in 68. maddesi, “Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir.” hükmünü içermektedir. Anılan hüküm kapsamında, sözleşme yapılmış olması halinde istenebilecek bedelin (varsayımsal sözleşme bedeli) ne şekilde tespit edileceği konusunda HGK’nın 20.03.2002 tarih, …. sayılı ilamı yol gösterici niteliktedir. Anılan kararda, varsayımsal sözleşme bedelinin, eser sahibinin bilimsel/sanatsal yeteneği, üretim kapasitesi, eserin beğeni ölçüsü, sayfa sayısı, estetik görünümü, nitelik ve niceliği, ihlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, ihlal süresi, ihlalin yapıldığı vasıta gibi kriterler dikkate alınarak eser sahibinin tecavüzde bulunanla sözleşme yapması halinde isteyebileceği bedele göre belirlenmesi gerektiği açıklanmıştır. Varsayımsal sözleşme bedeli belirlenirken, varsa ihlal konusu mali hakkın devrine ilişkin önceki sözleşmelerden yararlanılabilir. Bu tür sözleşmeler emsal alınırken, sözleşmenin dava konusu olaya ne ölçüde uyduğunun, aradaki farklılıkların ve benzerliklerin neler olduğunun gözetilmesi zorunludur. Somut olayda, davaya konu programın, davacı tarafça satışa sunulan bir program olması ve benzer uyuşmazlıklardaki Yargıtay uygulamaları da gözetildiğinde, izinsiz olarak kurulan programın ve yan modüllerinin varsayımsal sözleşme bedelinin tespitinde, davacının satış fiyat listesinin de dikkate alınması gerekmektedir.
Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tespiti yapılan ürünün 2017 yılında satılmadığı ve bu nedenle satış fiyatının bulunmadığı açıklanmasına rağmen, 2017 yılındaki yeni sürümün fiyatları esas alınarak eski sürüm için hesaplama yapılması doğru görülmemiş, istenebilecek bedelin tespiti için Dairemizce HMK’nın 356. maddesi uyarınca duruşma açılmış ve bilirkişiden ek rapor alınmıştır.
Dairemize sunulan ek bilirkişi raporunda, önceki açıklamalar tekrar edildikten sonra, … 5 versiyonunun 2006 yılında piyasaya sürüldüğü, 2012 yılında 6. ve 2015 yılında da 7 versiyonunun çıktığı, davalı iş yerinde tespiti yapılan … 5.1 yazılımının, tespit tarihi itibariyle güncel sürüm olmadığı, güncel sürümün … 7.0 olduğu, yazılımın yükleme tarihleri itibariyle varsayımsal sözleşme ilişkisinin kurulduğunun değerlendirildiği, yeni sürüm çıktığında eski sürümün kullanılmaya devam edilebildiği, ancak genel uygulama olarak yazılım firmalarının, programın yeni versiyonu çıktığında eski sürüm satışını keserek hemen yeni sürüm satışına başladıkları, eski sürümün daha uygun fiyatla satışı gibi bir yöntem izlemedikleri, … yazılımı içinde bu uygulamanın geçerli bulunduğu, davacının yaptığı indirimli fiyatlara göre rayiç bedelin tespit edildiği, bununla birlikte güncel sürümün … 7.0 olduğu, davalının iki eski sürüm yazılım kullandığı değerlendirildiğinde ürünün eksik özellikleri sebebiyle %20 oranında daha indirim yapılabileceği, buna göre … 5.1 anamodül ve ek modülleri için rayiç bedelin 24.868,00 TL olarak hesaplandığı, üç katının ise 76.604,00 TL olarak hesaplandığı açıklanmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere dava konusu sürüm yeni olmayıp, tespitin yapıldığı tarih itibariyle satış fiyatı bulunmamaktadır. 2017 yılındaki fiyatlar, o tarih itibariyle güncel olan sürümün fiyatlarıdır. Dolayısıyla varsayımsal sözleşme bedelinin tespitinde bu durumun gözetilmesi zorunludur. Dairemize sunulan bilirkişi ek raporunda da davacının 2017 yılında satışa sunduğu … 7.0 versiyonun ve ek modüllerin satış fiyatları ile yine davacının yaptığı indirim oranları dikkate alınmış, dava konusu versiyonun iki eski olması nedeniyle fiyatların %20 daha düşük olabileceği açıklanmış bulunduğundan, ek rapor hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Her ne kadar davacı vekilince, müvekkilinin %20 oranında ek bir indirim yapmadığı ileri sürülmüş ise de uyuşmazlığın niteliği gereği varsayımsal sözleşme bedelinin tespitinin gerektiği, davacının dosyaya sunduğu fiyat listesinin, davalı bilgisayarında tespit edilen yazılıma ilişkin olmadığı, dolayısıyla bu listedeki satış fiyatı ve davacının indirim oranları uygulanmak suretiyle tespit edilecek bedelin, programın yeni yazılımı için istenebileceği, oysa belirtildiği üzere dava konusunun iki eski sürüm olduğu ve bu sürümün fiyatının yeni sürüm ile aynı olmasının kabul edilemeyeceği, bilgisayar mühendisi bilirkişi tarafından da önceki sürümün varsayımsal sözleşme bedelinin tespit edildiği anlaşılmakla, davacı vekilinin bu itirazı yerinde görülmemiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, davalı tarafından davacının mali haklarını kullanma yetkisini haiz olduğu bilgisayar yazılımının, izinsiz olarak bilgisayarına kurulduğu, bu durumun davacının çoğaltma hakkını ihlal ettiği, izinsiz olarak kurulan bilgisayar programının FSEK’in 68. maddesi uyarınca varsayımsal sözleşme bedelinin 24.868,00 TL olduğu, bilirkişi raporunda söz konusu bedelin üç katı hesaplanırken maddi hata yapıldığı, buna göre davacının talep edebileceği üç kat bedelin toplam 74.604,00 TL olduğu anlaşılmakla, Dairemizce davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KABULÜ ile Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 20.03.2019 gün ve… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile FSEK’in 68. maddesi uyarınca 3 kat toplam 74.604,00 TL’nin 12.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 5.096,19 TL nispi harçtan, peşin alınan 273,24 TL, ıslah ile alınan 1.853,00 TL olmak üzere toplam 2.126,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.969,95 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, davanın kabul edilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin hükümlerine göre belirlenen 10.498,52 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, davanın reddedilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin hükümlerine göre belirlenen 7.286,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 500,00 TL bilirkişi masrafı, 149,00 TL posta ve tebligat masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 87,00 TL tebligat ve posta masrafından oluşan toplam 736,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 441,03 TL’ye davacıdan peşin ve ıslah harcı olarak alınan toplam 2.126,24 TL harç tutarı eklenerek 2.567,27 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 22,05 TL tebligat ve posta masrafı giderinden oluşan yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre hesaplanan 8.83 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
9-Davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 2.126,00 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davalıya iadesine,
10-Davacı kendisini istinaf aşamasında vekille temsil ettirdiğinden ve tek duruşma yapıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 2.040,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
11-Davalı kendisini istinaf aşamasında vekille temsil ettirdiğinden ancak davalı vekili duruşmaya katılmadığından davalı lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı yapılan açık yargılama sonucunda 17.03.2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip