Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : … Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/02/2019 tarih ve….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ile … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili, müvekkillerinin “…” ve “… + Şekil “ibareli birden çok tanınmış markaların sahibi olduklarını, davalı …’ün 23/05/2016 tarihinde görsel, fonetik, işitsel ve umumî intiba olarak müvekkillerinin “…” ibareli tanınmış markalarına iltibas ve tecavüz oluşturacak, ayrıca onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayıp itibar ve ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikte 29. ve 30. Sınıf ürünleri içeren “…” ibare ve biçimli marka tescil başvurusunda bulunduğunu,…. kod numarası verilen başvurunun …’nde ilânı üzerine her iki müvekkilinin ayrı ayrı iltibas ve tanınmışlık vakıalarına dayalı olarak başvurunun reddi arzusuyla itirazlarda bulunduğunu, itirazlarının önce … Dairesi ve nihai olarak … tarafından….sayılı kararla reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, başvurunun tescilinin müvekkillerinin tanınmış markaları ile iltibasa sebebiyet vereceği gibi onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, itibar ve ayırt edici karakterine zarar vereceğini ileri sürerek … kararının iptaline ve davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, “…” ibaresi geçen birçok marka tescili bulunduğunu, zira “…” ibaresinin sektörlerde yaygın olarak kullanılmakta olduğunu ve zayıf bir marka niteliğine sahip bulunduğunu, “…” ibaresinin yanına ek getirerek farklı … oluşturmanın mümkün olduğunu, “…” ibaresi ayırt edici niteliği düşük olan bir unsur olup karıştırılma olasılığı değerlendirilmesinde tek başına ele alınması gerektiğini, zayıf markanın yanında yer alan ortak olmayan unsurların markanın bütünsel olarak oluşturduğu izlenime olan etkisi dikkate alınarak benzerlik kıyaslaması yapılacağını, zayıf markanın yanında yer alan ortak olmayan unsurun markanın işitsel, görsel ve anlamında farkındalık oluşturması halinde kıyaslanan markaların benzer bulunmaması gerektiğini, ayrıt edici niteliği düşük bir unsurun markalarda ortak olarak yer almasının, olağan şartlarda karıştırılma ihtimaline yol açmayacağının içtihatlarla sabit olduğunu, karıştırılma ihtimalinin salt ortak unsur üzerinden yapılmasının hukuka aykırılık oluşturduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının markalarının asıl ve ayırt edici unsurunun … ibaresinden oluştuğu, diğer kelimelerin bu sözcüğe göre geri planda kaldıkları, ayırt edicilikte önemlerinin bulunmadığı, anılan kelimelerin 30. Sınıf mal ve hizmetler bakımından derhâl ve doğrudan doğruya ürün ve hizmetlerin cinsini, vasfını veya herhangi bir hâlini belirtmediğinden somut ve soyut olarak ayırt edicilik vasfının bulunduğu, esasen davacı işletmenin üretim ve ticaretini yaptığı hizmet ve ürünlerini, seri ve birbirine benzer yahut ana unsuru birbirine benzeyen markaları ile birlikte pazara sunmakta olduğu, davalı başvurusunun konusu olan işaretin “…” ibaresinden oluştuğu, bu sözcüğün … ibareli davacı markaları görsel ve sescil olarak bıraktığı umumi intiba itibariyle bağlantı kurulabilecek derecede benzer bulundukları, “…” ibaresinde … ibaresinin önünde yer alan … ibaresi farklı bulunmasının ayırt edicilikte yeterli farklılık yaratmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, …’nın 20/09/2017 tarih ve…..sayılı kararının iptaline, davalının “… …” …. başvuru nolu markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, teknik bilirkişi raroru kararı alınmadan karar verilmesinin hukuka aykırı bulunduğunu, kurulan hükmün, doğruluğu ve yanlışlığından ziyade önem arz eden husus savunma hakkının ihlal edilmiş olması olup verilen karar hukuken gölgelendiğini, “…” ibaresinin yaygın kullanımlı olup iltibas değerlendirmesinin katı bir şekilde yapılamayacağını, söz konu kelimenin yer adı, isim, soyisim vs şeklinde yaygın olarak kullanılması nedeniyle ayırdedici karakterinin zayıf olduğunu, sadece yoğurt ve süt alanında olan tanınmışlığın diğer ürünler için koruma sağlamayacağını, “…” ve “… …” markalarının benzer olmadığını, bilirkişi incelemesi yaptırıp … markasının hangi alanlarda tanınmış olduğu, hangi ürün gamında kullanımlarının olduğunu ve … ile … … markalarının hangi ürünler için iltibas oluşturup oluşturmadığını teknik olarak inceletmesi gerekirken tüm sınıflar için iltibas kararı vermesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, … ibaresinin zayıf bir ibare olduğunu, kapsam bakımından … kelimesi ile yeterli farklılığın sağlandığını, ibareler arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, … kararı iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince davacıların itirazlarına mesnet marka tescil belgelerinin getirtilmeden karar verilmesi nedeni ile duruşma açılmış, davaya konu marka tescil belgeleri getirtilmiş, gelen marka tescil belgelerinin karşılaştırılması amacıyla da Dairemizce bilirkişi raporu alınmıştır.
Dosyada bulunan evraklardan, davalının …’ün “… …” ibare ve biçimli marka için tescil başvurusunda bulunduğu, …… kod numarası verilen başvurunun ilanı üzerine her iki davacının iltibas ve tanınmışlık vakıalarına dayalı olarak itirazlarda bulunduğu, itirazlarının önce … Dairesi ve nihai olarak … tarafından ….sayılı kararla reddedildiği, iş bu davanın yasal süresi içerisinde açıldığı görülmüştür.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun geçici 1. maddesi yollamasıyla somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde … arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Burada öncelikle iltibas (Karıştırılma) kavramı açıklanmalıdır. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409). İltibas ihtimalinin değerlendirilmesinde ölçü, bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, ortalama tüketicilerdir. Öte yandan, markaların ayırt edicilik güçlerinin de iltibas ihtimalinin değerlendirilmesinde dikkate alınması gerekmektedir. Zira, ayırt edici niteliği zayıf olan … yönünden iltibas ihtimali daha düşük olacaktır. Diğer bir deyişle, tescili istenilen mal ve hizmetleri, diğer işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayırt etme gücü düşük kalan, zayıf marka olarak nitelendirilebilecek markaların koruma alanı daha dar bulunmaktadır. Böyle durumlarda, küçük farklılıklar dahi tescil olunmak istenen markaya ayırt edicilik kazandırabilecektir.
Dairemizce görüşüne başvurulan bilirkişiler raporlarında, davalı …’ün marka tescil başvurusunun “… …” ibareli olduğu, 29. ve 30. Sınıfları kapsadığı, davacıların itirazlarına mesnet markalarının ise “…” esas ibareli olduğu, davacıların markalarının esas unsurlarının “…” ibaresinden oluştuğu, bu kapsamdan tarafların markalarının “…” kelimesi esas unsurunu içermesi nedeni ile benzer bulunduğu, davalı şahsın “… …” ibareli markasının davacıların markalarının serisi niteliğinde olduğunun zannedileceği, taraf markalarındaki bu benzerlik nedeni ile iltibasın da bulunduğu, taraf markalarının kapsadıkları emtia (29 ve 30. Sınıf) yönünden aynı bulunduğu, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesindeki koşulların oluştuğu, davacıların “…” ibaresini içeren markalarının tanınmış marka olduğunu bildirmişlerdir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin….. Karar ve tarihli kararında da, “…” markası ile mesnet markaların esas unsurunu teşkil eden ortak ibarenin, kök kelime “…” olduğu, davalının markasının, fonetik, görsel, işitsel ve anlamsal olarak da davacının markası ile benzer olduğu, markanın başına eklenen “…” sıfatı ile diğer unsurlar markanın anlamını değiştirmeyip, güçlendirdiği, aynı şekilde, … markası ile …… markaları arasında iltibas olduğunun da kabul edildiği, dava konusu markanın bu şekilde tescil edilmesi halinde markaların benzer olması nedeniyle halk arasında karıştırılma ihtimali veya en azından iki markanın ilişkili olduğu yolunda kanaat oluşturmasının muhakkak bulunacağı belirlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı bu bağlamda irdelendiğinde, davalı şahsın başvurusunun “… …” ibaresinden oluştuğu, itiraza mesnet davacı tarafın markalarının ise “…” esas ibaresinden meydana geldiği, markalardaki esas unsurların “…” kelimesi olduğu, davacıların itiraza mesnet markaları ile davalı şahsın başvurusu arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davacının başvurusuna konu ibare ve biçimli işareti gördüğünde bunun davacıların itirazına mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, başvuruya konu markanın davalı adına tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının yüksek ihtimal dahilinde olduğu, başvuruya konu markada yeterli ayırt edicilik yaratacak bir başka unsur bulunmadığı, bu itibarla davalının başvurusuna konu ibare ile davacıların itirazına mesnet markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nın 356/2 maddesi uyarınca Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 21.02.2019 gün ve … Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile ……sayılı … kararının iptaline, davalı … adına tescil edilen…. “… …” ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine dair aşağıda gösterilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nın 356/2 maddesi uyarınca Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 21.02.2019 gün ve …. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın KABULÜ ile …..sayılı … kararının İPTALİNE,
3-Davalı … adına tescil edilen… sayılı “… …” ibareli markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜ ile sicilden terkinine,
4-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30.TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 31,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90.TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.900,00.TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 255,90.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 32,00.TL olmak üzere toplam 287,90.TL yargılama gideri ve 31,40.TL peşin harç, 31,40.TL başvuru harç tutarı eklenerek oluşan toplam 350,70.TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
8-Davalılardan ayrı ayrı peşin olarak alınan 44,40.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılara ayrı ayrı iadesine,
9-İstinaf aşamasında duruşma açıldığından ve birden fazla duruşma yapıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerince belirlenen 4.080,00.TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair, davacılar vekili ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalı …’ün yokluğunda yapılan açık yargılama sonucunda 29/09/2021 tarihinde HMK 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/10/2021
Başkan
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…