Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1781 E. 2021/1117 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/10/2019
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararı İptali, Tescil

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 03/10/2019 tarih ve ….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin….. şekil” ibareli markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kabul edilerek, başvurularının reddine karar verildiğini, bu ret kararına karşı yeniden inceleme taleplerinin bu kez …. sayılı YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkili Şirketin marka başvurusuna dayanak ve müktesep hak teşkil eden “…” markasını….. sayılı 20.08.2001 müracaat/koruma tarihli, 11.03.2004 onay tarihinde 18, 25, 35. sınıf emtiada tescil ettirdiğini, müvekkili Şirket ve/veya lisansiyesi tarafından davaya konu “… … … since 2001 europe brand şekil” marka başvurusuna müktesep hak teşkil eden … markasının kullanıldığını, davalı firma adına 18. sınıflarda kayıtlı “…” ibareli herhangibir markanın bulunmadığını, davaya konu “… … … since 2001 europe brand şekil” marka başvurusunun, …. marka nolu 20.08.2001 müracaat/koruma tarihli hali hazırda hukuki himayesi devam eden 18.,25. ve 35. sınıflarda müvekkil davacı firma adına kayıtlı “…” markasının tanınmış olduğu müktesep hakka dayanılarak yapıldığını, her ne kadar davalı firma tarafından, müvekkili firma adına 18., 25. ve 35. sınıflarda tescilli olan ve hukuki himayesi devam eden iş bu….. sayılı “…” ibareli markanın iptali için müvekkili davacı firma aleyhine….kullanmama nedeniyle hükümsüzlük davası” ikâme edilmişse de …. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ……ilâmı neticesinde 18. ve 35. sınıf yönünden reddedildiğini, ancak 25. sınıf yönünden davanın kabulüne karar verildiğini, … markasının 18. ve 35. sınıflar yönünden halihazırda müvekkili firma adına tescilli olduğunu, …. sayılı “…” markası sebebiyle müvekkilinin müktesep hak sahibi olup, iş bu davaya konu iptali istenilen YİDK kararı kapsamındaki “… … … since 2001 europe brand” marka başvurusunun 2001 yılından bu yana müvekkili adına tesccilli “…” markası ile aynı sınıflarda olmak üzere seri marka niteliğinde yapılmış bir başvuru olduğunu, müvekkili tarafından yapılan tescil müracatında bulunan marka ile davalı firmanın markaya itirazda mesnet tuttuğu markaların görsel ve işitsel olarak farklı olduklarını, davalı firma adına 18. sınıflara kayıtlı “… … … since 2001 europe brand şekil” ve “…” ibareli herhangi bir markanın bulunmadığını, ayrıca davalı firmanın belirtili sınıflarda yer alan ürünlere ilişkin herhangi bir kullanımının da olmadığını, davalı şirketin iddia ettiğinin aksine müvekkili Şirketin uzun yıllara dayanan çalışması neticesinde markayı maruf hale getirmesinden davalı Şirketin istifade ettiğini, davalının “…” ibareli markasının ise ilk tescilinden bugüne değin sadece 14. sınıfta tescilli olup, davalının Türkiye’de sadece kol saati ile iştigal ettiğini, bunun dışında Türkiye’de başkaca bir ticari faaliyetinin ve satışının bulunmadığını, ….. tarafından somut delillerle ispat edilemeyen “tescilin ya da marka başvurusunun kötüniyet dahilinde yapıldığı” iddiasına itibar edilerek karar tesisi yoluna gidilmesinin hukuken kabul edilebilir nitelikte olmadığını ileri sürerek …… Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun dava konusu … sayılı kararının iptaline, … başvuru numaralı “… … ….” markasının tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, taraflar arasında uzun yıllara dayalı bir husumetin bulunduğunu, müvekkili Şirketin dünyaca tanınmış, ülkemizde de aktif olarak 1996 yılından beri kullanılan “…” ve türevi markaların gerçek sahibi olduğunu, müvekkili Şirketin …. tescil nolu “…” ibareli ilk marka tescilini 14. sınıf kapsamında gerek huzurdaki davaya konu marka tescil başvurusundan gerekse davacının önceye dayalı kazanılmış hak iddiasında bulunduğu “…” ibareli kelime marka tescil ve başvurularından çok daha önce 01.04.1991 tarihinde gerçekleştirdiğini, müvekkili Şirketin harcadığı emek ve sermaye sonucu tanınmış olan “…” ve türevi markaların ve türevi markaları taşıyan başta saatler olmak üzere, çantalar, kemerler, deri ürünler, giyim eşyaları, aksesuarlar ve benzeri ürünlerin uzun yıllardır hem ülkemizde, hem de yurt dışında yoğun ilgi görmekte olduğunu, müvekkili Şirketin “…” markasının ülkemizde 18., 25. ve 35. sınıflarda 2001 yılında tescilli olmamasından yararlanıp, kötü niyetli olarak kazanılmış hak iddiasında bulunduğu … tescil no.lu ve “…” kelime markasını kendi adına tescil ettirdiğini, müvekkili Şirketin, Türk tüketicilerden başta deri ürünler olmak üzere yoğun ilgi görmesine rağmen…. tescil no.’lu ve “…” ibareli marka tescili nedeniyle ülkemizde 18., 25. ve 35. sınıflarda faaliyet gösterememekte olduğundan, bahsi geçen marka aleyhine İzmir FSHHM nezdinde “kullanmama nedeniyle hükümsüzlük” davası ikame ettiğini ve iş bu davanın sonucunda davacı şirketin markasının kısmen hükümsüzlüğüne karar verildiğini, Yargıtay bozma kararı sonucunda …tescil no.lu “…” ibareli markanın kullanılamaması nedeniyle 25. sınıf ve 18. sınıfta ise 18.2 alt sınıf dışında kalan mallar yönünden hükümsüzlüğüne karar verildiğini, ilgili kararın 20.07.2017 tarihinde kesinleştiğini, müvekkili şirketin, davacı yanın huzurdaki haksız ve kötü niyetli ….tescil no.lu “…” ibareli marka tescili nedeniyle Türkiye piyasasında tüketicilerden yoğun ilgi görmesine rağmen 18., 25. ve 35. sınıflar kapsamında faaliyet gösterememekte olduğunu, bahsi geçen dava sürecinde, müvekkillinin davacı ile uzlaşma yollarını aradığını, ancak davacının bu konuda uzlaşmacı davranmadığını, bilakis, marka tescilinin müvekkiline devri için astronomik rakamlar talep ettiğini, bununla da yetinmeyen davacının, müvekkili Şirketin ve tanınmış “…” markasının itibarından yararlanmak, markasının hükümsüzlüğüne dair muhtemel Yargı kararlarının önüne geçmek için müvekkili Şirketin markasının kullanım şekline ve stilizasyonuna yaklaşayan huzurdaki davaya konu…. nolu marka tescil başurusu dahil birçok sınıfta “…” ibaresini içerir marka tescil başvurularında bulunduğunu, davacının amacının müvekkil şirketin tanınmış markalarının itibarından yararlanmak ve haksız kazanç elde etmek olduğunu, davacının önceye dayalı hak iddiasında bulunduğu markalar aleyhine derdest hükümsüzlük davasının mevcut olduğunu, dava konusu markanın şekli unsurunun müvekkili Şirketin kendisinin fikri yaratımı sonucu doğmuş logosundan ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … ve Marka Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu başvurunun “… … … …” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 18. Sınıftaki “İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar. Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları.” emtiasının bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “… …”, “…”, “… … şekil”, “… q”, “… şekil”, “… şekil”, “…”, “… … şekil”, “……. 1954 şekil” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 03, 04, 09, 10, 14, 18, 25, 35, 42. sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki davacının dava konusu başvurusu 18. sınıf emtiada yer alan: “Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler.” malları ile davalı muretize ait markaların tescilli oldukları 25. sınıfta yer alan: “Baş giysileri; şapkalar” emtialarının birbiri ile ilişkili oldukları; belirtilen mal ve hizmetlerin birbirini tamamlayıcı mahiyette oldukları ve bu suretle birbiriyleri ile benzerlik teşkil edebilecekleri, taraf markaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, her ikisinde de esas unsurun “…” ibaresinden oluşması, her iki markada da şekli unsurlarının birbirine oldukça yakınlaşması nedeniyle taraf markalarında ortalama tüketici gözünden görsel açıdan benzerlik teşkil edebileceği, işitsel benzerliğin de bulunduğu, kavramsal açıdan da ortalama tüketici nezdinde karıştırılma tehlikesinin olduğu, her ne kadar davalının markalarının “saatler” emtiasında belirli bir tanınmışlık düzeyine ulaştığı görülmüşse de söz konusu tanınmışlığın dava konusu markanın mal ve hizmet sınıflarında yer alan 18. sınıfa sirayet ettiğini gösterir yeterli delilin dosyada bulunmadığı, dosya içeriğinde bulunan bilgi ve belgelerden, tarafların uzun yıllardır husumet içerisinde bulunuyor olması; bununla birlikte, davacının dava konusu başvurusunun müktesep hak iddiasında bulunduğu markanın bir türevi değil, davalı muterizin önceki tarihli marka kullanımlarıyla iltibas tehlikesine sebebiyet verebilecek derecede benzer marka başvurusunda bulunmasının kötü niyet teşkil edebileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin dava konusu markaya müktesep hak teşkil eden… sayılı markasının görmezden gelindiğini, davalının 18. Sınıfta bir tescilinin olmadığını, 18. Sınıf ile 25. Sınıf arasında irtibat kurulmasının yerinde olmadığını, marka başvurusunun kötüniyetli bulunmadığını, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, davalının markasının tanınmış marka kabul edilemeyeceğini, ibarenin herkesin kullanımına açık bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali, tescil istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının başvurusu kapsamında bulunan 18. sınıf emtia ile davalı Şirkete ait markaların tescilli oldukları 25. sınıfta yer alan: “Baş giysileri; şapkalar” emtiasının birbiri ile ilişkili oldukları, birbirini tamamlayıcı mahiyette oldukları için benzerlik teşkil edeceği, taraf markalarının ikisinde de esas unsurun “…” ibaresinden oluşması nedeniyle görsel, işitsel ve kavramsal benzerliğin olduğu, diğer taraftan tarafların uzun yıllardır husumet içerisinde bulunuyor olması ile birlikte, davacının başvuru konusu markasının davalının marka kullanımlarına yaklaşması nedeni ile kazanılmış hak oluşturmayacağı, diğer yandan da davacının dava konusu başvurusunun müktesep hak iddiasında bulunduğu markanın bir türevi değil, davalının önceki tarihli marka kullanımlarıyla iltibas tehlikesine sebebiyet verebilecek derecede benzer marka başvurusunda bulunmasının kötüniyet oluşturduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 23/09/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip