Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1777 E. 2021/1037 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2019
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : … Kararının İptali ve Marka Tescili

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/02/2019 tarih ve …. K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin….” ibareli marka başvurusunun, davalı şirketin “……” ibareli markalarına dayanarak yaptığı itirazının … tarafından nihai olarak kısmen kabulüne kabulüne karar verilerek başvurularının 43. sınıfta yer alan ” Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, Geçici konaklama hizmetleri” yönünden kısmen reddine karar verildiğini, oysa markalar arasında görsel, sescil, biçimsel ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerlik bulunmadığını, markaların farklı olduğunun derhal ve hiç düşünmeden anlaşılabildiğini, başvuruya konu markadaki “…” ekinin ayırt edici olduğunu, itiraza dayanak markaların sadece yiyecek ve içecek yönünden tüketicilere hitap ettiğini, davalı şirketin 43. sınıftaki geçici konaklama hizmetlerine yönelik bir faaliyette bulunmadığını, başvuruya konu “…” markasının ise sadece termal otel ve devremülk talebinde bulunabilecek tüketicilere hitap ettiğini, dolayısıyla taraf markalarının ilgili olduğu emtiaların/hizmetlerin aynı/benzer/ikame edilebilir nitelikte bulunmadığını, öte yandan “…” ibaresinin anonim bir sözcük olduğunu ileri sürerek …sayılı … kararının iptaline ve davacıya ait “…” markasının 43 sınıfta yer alan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, Geçici konaklama hizmetleri” yönünden tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; taraf markaları arasında çekişme konusu hizmetler bakımından iltibas tehlikesinin bulunduğunu, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, dava konusu “…” markası ile müvekkiline ait “…” ibareli seri markaların iltibas oluşacak derecede benzer olduğunu, dava konusu markanın müvekkilinin seri markalarının kök ibaresinden türetildiğini, “…” ibaresinin ayırt edici niteliği bulunmadığını, daha önce “hs hansaray” ibareli bir markanın tescili için üçüncü kişi tarafından yapılan başvuruya itirazlarının davalı kurum tarafından haklı görüldüğünü ve başvurunun reddedildiğini, çekişme konusu hizmetlerin itirazlarına mesnet markaların tescil kapsamında yer aldığını, itirazlarına mesnet “… …” markasının tanınmış olduğunu, davacı yanın bu tanınmışlıktan yararlanmak istediğini, iyiniyetli olmadığını, başvurunun 43. Sınıfta yer alan çekişmeli hizmetlerde tescilinin 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi uyarınca da reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının “…” ibareli marka başvurusunun kapsamındaki çekişmeli tüm hizmetlerin redde mesnet davalı markalarının koruma kapsamındaki hizmetlerle aynı/aynı tür olduğu, davacı başvurusu ile davalı markalarının benzer olduğu ve aralarında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b hükmü anlamında iltibas tehlikesi bulunduğu, dava konusu başvurunun kapsamındaki çekişmeli tüm hizmetler bakımından taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesi oluştuğu kabul edildiğinden 556 sayılı KHK 8/4 maddesinin uygulanmasına gerek olmadığı, öte yandan; … kararında davalı markasının tanınmışlığına dayalı bir karar verilmediği, aynı veya benzer mallar/hizmetlerle ilgili düzenleme getiren 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca davacı başvurusunun kısmen reddedildiği, bununla birlikte; davalı şirketin davalı kurum nezdindeki itirazlarında “… …” markasının tanınmışlığın tespitine dair kurum kararını sunduğu nazara alındığında; redde mesnet davalı markasının tanınmışlığının iltibas tehlikesini arttıran bir etken olarak dikkate alınabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili; taraf markaları arasında iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik bulunduğunun kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira tarafların farklı sektörlerde hizmet verdiğini ve markaların farklı bölgelerde kullanıldığını, “…” ve “…” ibarelerinin kelime anlamlarının farklı olduğunu, dava konusu başvuruda yer alan “…” ibaresinin ayırt ediciliği sağladığını, “…” ibaresinin otelcilik ve diğer sektörlerde yaygın olarak kullanıldığını, “…” ibaresinin davalıya ait tanınmış marka olmadığını, tarafların marklarında kullandıkları logoların, yazı karakterleri ve şekillerinin farklı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun kısmen reddine dair … kararının iptali ve başvurunun reddedilen hizmetler yönünden tescili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı,”…” ibareli başvuru ile redde mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 556 Sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira redde mesnet markanın asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin dava konusu başvuruda da aynen yer aldığı ve başvuruda yer alan “…” ibaresinin başvuru markasına yeterli düzeyde ayırt edicilik katmadığı, çekişmeli hizmetlerin redde mesnet markaların tescil kapsamlarında yer aldığı, iltibas değerlendirmesinde marka kapsamları esas olduğundan, tarafların fiilen farklı sektörlerde faaliyet göstermelerinin sonuca bir etkisinin olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/09/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/09/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip