Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1761 E. 2021/1033 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2019
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/10/2019 tarih ve…. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ve “… ….” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalı şirketin … sayılı “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazların markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, oysa marklar arasında ayniyet derecesinde benzerlik bulunduğunu, dava konusu “…” markasının müvekkiline ait … markalarının bir alt markası veya serisi olarak algılanacağını, dava konusu başvurudaki “…” ibaresinin ayırt edicilik unsuru taşımadığını, müvekkilinin “…” markasının uyuşmazlık konusu 35. sınıfta tescilinin bulunmadığını ancak 18 ve 25. sınıflardaki tescilleri nedeniyle 35. sınıf için kazanılmış hak sahibi olduklarını, Ankara 4. FSHHM’nin…. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile müvekkilinin “…” ve “… …” markası ile davalı şirketin “… …” markası arasında benzerlik bulunduğu sonucuna ulaşıldığını, müvekkiline ait markanın olduğu gibi aynen alınarak başkaca kelimeler eklenmesi suretiyle yeni bir marka oluşturulmaya çalışılmasının kötü niyetli yaklaşımın göstergesi olduğunu, davalının müvekkilinin markalarının tanınırlığından faydalanmaya çalıştığını ileri sürerek YİDK’nın 29.11.2017 tarihli ve….sayılı kararının iptaline, “…” markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; başvuru markası ile davacının itirazına dayanak markalarının ortalama tüketici nezdinde karıştırılacak derecede benzer olmadığını, davacının dava dilekçesinde müvekkiline ait … markasının bulunduğunu ve tescilli olduğunu belirtmesine karşın ne ….. ne de YİDK’a yapılan itiraz başvurusunda … markasından bahsedilmediğini, Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkilinin önceki tarihli “…” ibareli markaları nedeniyle müktesep hakkının bulunduğunu, davacının … ibareli markalarının 35. Sınıfta tescilli olmadığını, dava konusu YİDK kararının yerinde olduğunu, davacıya ait “…” markalı ürünlerin yalnızca ayak giyimlerinden ibaret bulunduğunu,, müvekkilinin bayan giyim ve bayan abiye giyim üzerine faaliyet göstermekte olduğunu, markalar arasında herhangi bir idari ve ekonomik birliktelik olarak algılanması ve iltibas ihtimalinin bulunmadığını, davacının dayanak olarak gösterdiği Ankara 4. FSHHM’nin….. sayılı davasının müvekkilinin lehine tamamen reddedildiğini ve söz konusu davanın somut olay ile bir ilgisinin olmadığını, müvekkili yönünden … ibaresinin piyasada ayırt edicilik, bilinirlik ve istikrar kazandığını, davacının tanınmışlık ve kötü niyet iddialarının yerinde bulunmadığını savunarak; davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının dava konusu marka başvurusuna itiraz aşamasında ileri sürdüğü “…” ibareli markaları ile dava konusu marka arasında işaretler yönünden benzerlik bulunmadığından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas koşullarının oluşmadığını, davacı, dava dosyası kapsamında müvekkilinin … markası ile dava konusu markanın benzer olduğunu ileri sürmüşse de söz konusu iddialarına dayanak oluşturan ve somutlaştırılmış herhangi bir markaya dayanmamış olması nedeniyle taraf markalarının … ibaresi nedeniyle benzer olup olmadıkları bakımından bir karşılaştırma yapılması imkanı bulunmadığı, başka bir ifadeyle davacının … ibareli dayanak marka belirtmemiş olması nedeniyle iddiasını ispat edemediği , tanınmışlık ve tarafların müktesep hak iddialarının da yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili; müvekkilinin “…” ve “… …” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, dava konusu marka ile anılan markları arasında iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, zira dava konusu başvurunun müvekkilinin marklarının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresine ayırt ediciliği düşük olan “…” ibaresinin eklenmesi ile oluşturulduğunu, dava konusu markanın müvekkili markalarının serisi olarak algılanacağını, Ankara 4. FSHHM’nin … sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile müvekkilinin “…” ve “… …” markası ile davalı şirketin “… …” markası arasında benzerlik bulunduğu sonucuna ulaşıldığını ve anılan mahkemece lehlerine karar verildiğini, davalı şirketin müvekkiline ait markaların tanınmışlığından faydalanmaya çalıştığını, davalının eylemlerinin müvekkilinin tescilli markalarına tecavüz oluşturmakla birlikte haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davalı şirketin “…” ibareli marka başvurusuna, davacı şirketin “…” ibareli marklarına dayalı olarak yaptığı itirazının nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiği, davacı tarafın dava dilekçesinde “…” ibareli markalarına da dayalı olarak YİDK kararının iptali ve dava konusu markanın hükümsüzlüğünü talep ettiği, mahkemece de davacının dava konusu marka başvurusuna itiraz aşamasında ileri sürdüğü “…” ibareli markaları ile dava konusu marka arasında işaretler yönünden benzerlik bulunmadığı, dava dilekçesinde dayandığı “…” ibareli markalar yönünden ise somutlaştırılmış bir markaya dayanılmadığı bu itibarla anılan markalar yönünden iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nu 31. maddesine göre hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.
Somut olayda da davacı taraf ; dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçelerinde açıkca “…” ibareli markalarına dayanmakla birlikte dilekçe içeriklerinde dayanak markaların numaralarına yer verilmemiştir. Bu durumda mahkemece, HMK’nın yukarıda bahsi geçen 31. maddesi kapsamında davacıya dava dilekçesinde dayandığı “…” ibareli markaları ile ilgili olarak açıklama yapması için süre verilmeden yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmadığı gibi dava dilekçesi ekinde “…” ibareli markaların numaralarının da yer aldığı bir kısım belgeler sunulduğunun da nazara alınmaması doğru bulunmamıştır.
Yukarıda bahsi geçen hususların mahkemece yerine getirilmemesi ve incelenmemesi HMK.’nın 353/1-a.6. maddesinde belirtilen, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması niteliğinde bir eksiklik olarak değerlendirildiğinden davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, kararın niteliğine göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/10/2019 gün ve … sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/09/2021 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/09/2021
Başkan

Üye

Üye

Katip