Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/10/2019
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : Marka Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti,Men’i, Ref’i, Maddi -Manevi Tazminat
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/10/2019 tarih ve… sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin …” ibareli markasının 43. Sınıfta yer alan “gündüz bakımı (kreş) hizmetleri” için tescilli olduğunu ve markasını … isimli şahıs şirketi nezdinde kullandığını, davalının, müvekkiline ait markayı “kreş ve gündüz bakımevi” hizmetlerinde, müvekkilinin izni dışında kullandığını, şifahi uyarılarına ve noter ihtarlarına rağmen davalının kullanımlarına son vermediğini ileri sürerek marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetinin tespitini, önlenmesini ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının tescilli markası ile müvekkilinin kullanımlarının farklı olduğunu, tarafların işletme adlarının, logolarının, bulundukları bölgenin farklı bulunduğunu, müvekkilinin soy ismini ticari ünvan olarak kullandığını , markaya tecavüz ve haksız rekabet koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının “…” ibareli markalı kullanımlarının, davacının “…” ibareli tescilli markasından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, davalının faaliyete başladığı dönem ve dava tarihi arasındaki faaliyet döneminde zarar ettiği , bu itibarla maddi tazminat hesabının davacının seçimlik hakkını kullandığı SMK’nın151/2-b maddesine göre yapılmasının mümkün olmadığı, TBK’nın 50/2 maddesi gözetilerek 1.500,00 TL maddi tazminatın uygun olduğu, tarafların ekonomik durumları, ihlal olunan hakkın mahiyeti, tecavüzün etkileri, tecavüzün ulaştığı kitle, fiilin ve kusurun ağırlığı, paranın satın alma gücü ibraz olunan belgeler ve eylemin gerçekleştirilme biçimi karşısında 1.500,00.-TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının “…” ibaresini markasal olarak kullandığı, bu hususun davacının markadan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, 1.500,00 TL maddi 1.500,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili, mahkemece hükmedilen maddi tazminat miktarının davalının haksız eylemi karşısında müvekkilinin uğradığı zararı tazmin etmeye yetmeyeceği gibi hükmedilen manevi tazminat miktarının da hakkaniyet uygun düşmediğini, mahkemece reddedilen kısım üzerinden hükmedilen vekalet ücreti de nazara alındığında markaya tecavüzde bulunan davalının mı yoksa müvekkilinin mi cezalandırıldığının anlaşılmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, bilirkişi raporunda müvekkilinin herhangi bir kazanç elde etmediğinden davacının herhangi bir maddi zararı bulunmadığı belirtilmesine rağmen davacı lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, davacının tescilli markası ile müvekkilinin kullanımlarının farklı olduğunu, tarafların işletme adlarının, logolarının, bulundukları bölgenin farklı bulunduğunu, müvekkilinin soy ismini ticari ünvan olarak kullandığını , markaya tecavüz ve haksız rekabet koşullarının oluşmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rakebtin tespiti, men’i, ref’i, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı , davalının “…” ibareli kullanımlarının, davacının “…” ibareli tescilli markasından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, mahkemece hükmedilen manevi tazminat ve TBK’nın 50/2. fıkrası uyarınca takdir edilen maddi tazminat tutarlarının Dairemizce de hakkaniyete uygun bulunduğu anlaşılmakla, davacı ile davalı vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı ve davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 35,90 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 23,40 TL’nin davacı ve davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı ve davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/09/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/09/2021
…