Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1751 E. 2021/1084 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08/05/2019 tarih ve …. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili,, müvekkili şirketin “…”, “… …”,”… …”, “…..”,”… …”,”……ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin ise müvekkilinin “…” ibareli tescilli markalarına iltibas oluşturacak “… …” ibaresinin marka olarak tescili için başvuruda bulunduğunu, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazın davalı Kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa markalar arasında iltibasa yol açacak derecede benzerlik bulunduğunu, dava konusu markada müvekkili markalarının esas unsuru olan “…” ibaresini içerdiğini ve dava konusu markanın müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını, ileri sürerek, YİDK kararının tescili istenen 35. Sınıf yönünden iptaline ve tescili halinde markanın 35. Sınıf yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili taraf markalarının genel intiba olarak benzer olmadıklarını, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkilinin bayan voleybol takımını tanımlamak üzere “… … şekil” ibareli markasını tescil ettirmek istediğini, müvekkilinin … …. tek ve resmi sponsoru olduğunu, müvekkil şirketin ticari faaliyetinde marka itibarı ve değer kazandırdığı tescilli markasında logosunun özgün kuğu şekli olduğunu, müvekkilinin 35. Sınıfta tescil almak istemesinin nedeninin ileride satış mağazaları kurarak, taraftar grupları için ürün satışı yapmak istemesi olduğunu, … ibaresinin anonim bir ibare olduğunu, herkesçe kullanılabilir olması gerektiğini, davacının “…” ibaresini tekeline almasının mümkün olmadığını, … ibaresinin tanımlayıcı bir sözcük olduğunu, bu nedenle tek başına tescilinin mümkün olamayacağını, müvekkilinin markası ile davacıya ait pazar filesinden hareket ederek tescil edilen markayı, kimsenin karıştırmayacağını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının “…” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel , sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, başvuru markasındaki … zemin üzerindeki voleybol topu şeklinin baskın olarak ön plana çıktığı gibi ….” ibaresinin de, daha çok pazar ürünlerindeki eşya taşımada kullanılan araç, bir spor müsabakasındaki engel set anlamlarına gelen “…” ibaresinden uzaklaşıp fileyi ilgilendiren alandaki gösteri yapanlar – sporcular , şeklinde anlama gelebileceğinden davacı markalarından uzaklaşıp başvuru markasına bütünsel olarak bir ayırtedicilik kattığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili, mahkemece bilirkişi heyetinde yer alan marka ve patent vekili olan bilirkişilerin çoğunluk görüşüne itibar edilmeyerek bilirkişi heyetinde yer alan….. anabilim dalı öğretim üyesi bilirkişinin karşı görüşüne üstünlük tanınmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, orta düzey bir tüketicinin, … markasını öğrendikten ve belleğine kaydettikten sonra, “… …” ibaresindeki “…” ibaresinin baskın çıkacağını ve dava konusu markadaki “…” ibaresini görme algısının azalacağını, çünkü “…”nin müvekkili markasının temel unsuru olduğunu, farklılıkların ayırt ediciliği sağlamadığını, başka dosyalarda alınan bilirkişi raporları ve emsal mahkeme kararlarının, müvekkili şirket markasının 35. sınıf 06 alt grupta düzenlenen mağazacılık hizmetleri bakımından soyut ve somut ayırt ediciliğe sahip olduğu hususunu açık bir şekilde ortaya koyduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü
istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre ” … …” ibareli başvuru ile davacının itirazlarına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin … Karar sayılı ilamında da “… …” ibareli marka ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markalarının benzer görülmediği, HMK’nın 282. maddesi uyarınca hakimin, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/09/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/09/2021

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.