Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1746 E. 2021/1081 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/02/2019
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/02/2019 tarih ve….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili nin 03, 05, 29, 30, 31, 32, 35, 36, 37, 39, 40, 43. sınıftaki bir kısım mal ve hizmetler yönünden tescilli “…” esas unsurlu pekçok markasının bulunduğunu , davalı şirketin…. sayılı “… …” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının …. tarafından kabul edilerek başvurunun reddine karar verildiğini ancak davalı şirketin bu karara itirazının YİDK’ın 09/08/2017 tarih ve…. sayılı kararı ile kabul edildiğini, itiraza aşamasında ileri sürdükleri “… …” ibareli markalarının dava dışı kişiye devredilmesi nedeniyle işbu davada “… “unsurlu diğer markalarına dayandıklarını, taraf markaları arasında “…” ibaresinin asıl unsur olarak yer almasından kaynaklı iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, davaya konu olan markanın müvekkilinin markasının serisi olarak algılanacağını, itirazlarına mesnet markalarının tanınmış olduğunu, dava konusu marka başvurusunun kötüniyetli olduğunu ileri sürerek YİDK kararının iptalini ve dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; marka hükümsüzlüğü davalarında müvekkiline husumet yöneltilemeyeceği gibi YİDK iptali ve hükümsüzlük davalarının da birlikte görülemeyeceğini, taraf markalarının genel intiba olarak benzer olmadıklarını Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraf markaları arasında iltibasa neden olacak benzerlik bulunmadığını, dava konusu markalarının bir bütün olarak “… …” ibaresinden oluştuğunu, markaları hitap ettikleri tüketici kitlesinin de farklı bulunduğunu, davacı iddialarının yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları nazara alınarak münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin nazara alınarak belirlenmesi gerektiği buna göre dava konusu “şekil+… …” ibareli başvuru markasıyla davacının “…” ibareli tescilli markaları arasında görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, taraf markalarındaki … ibaresinin asli unsur olarak ön plana çıktığı, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makul düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mal/hizmetler için ayırdığı satın alma/faydalanma süresi içinde, davalının “şekil+… …” başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden bunun davacının “…” ibare ve biçimli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, başvuruya konu olan “şekil+… …” ibareli markanın kapsamındaki mal/hizmetler ile davacının “…” markalarının kapsamındaki mal/hizmetler bakımından her iki markanın işletmesel kökenlerinin aynı olduğu, idari ve ekonomik açıdan birbirleriyle bağlantılı olabileceği ihtimali doğacağı, taraf markaları arasında ava konusu marka kapsamındaki tüm mal ve hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1 maddesindeki koşulların oluştuğu, bu nedenle davacı tarafın markalarının tanınmışlığı ve kötü niyet iddialarının sonuca etkili görülmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile …sayılı YİDK kararının iptaline ve dava konusu …… sayılı marka tescilli olduğundan hükümsüzlüğüne ve sicilden terkin edilmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, vekili; taraf markaları arasında iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, markalar benzer olmadığından davanın tanınmışlık ve eskiye dayalı kullanım iddialarının yerinde olmadığını, kötüniyet iddiasının da isaptlanamadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, taraf markaları arasında iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, dava konusu markanın sadece “…” ibaresinden değil bir bütün olarak “… …” ibaresinden oluştuğunu, müvekkiline ait markanın bir bütün olarak bu şekilde tanındığını, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve yetersiz olduğunu, bilirkişi raporuna karşı yaptıkları itirazın mahkemece nazara alınmadığını, müvekkilinin davacının tanınmışlığından haksız yarar sağlamadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı şirketin “… …” ibareli markası ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesi bulunduğu, zira davacının itirazına mesnet markalarında asli unsur olarak yer alan “… “ibaresinin dava konusu markada da asli unsur olarak aynen yer aldığı, dava konusu markada yer alan diğer unsurların yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı, dava konusu markanın davacının “…” ibareli seri markalarının devamı olarak algılanacağı, aynı tespitlere yer veren ve mahkemece benimsenen bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunduğu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin…esas ve …. karar sayılı ilamında da “…” ibareli marka başvurusunun davacının itirazına mesnet “…” ibareli markaları ile benzer kabul edildiği anlaşılmakla, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar …
vekili ile … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar…..’ndan alınması gereken 59,30’ar TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı taraflarca istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar…. … tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/09/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/09/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip