Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1737 E. 2021/976 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2019
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Faydalı Model Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/09/2019 tarih ve….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı adına tescilli …. sayılı faydalı modelin yenilik ve ayırt edicilik kriterleri taşımadığı ve tescil tarihlerinden önce de birçok firma tarafından kamuya sunulduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek 2010/09993 sayılı faydalı modelin hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline ait faydalı model belgesinin …’nun incelemesinden geçerek yenilik ve ayırt edicilik özelliklerinin tespit edildiğini , davaya konu faydalı modelin yenilik ve ayırt edicilik özelliğini taşıdığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu faydalı modelin 21/09/2011 tarihinde tescil edildiği, dava ve karar tarihinde koruma altında ve geçerli olduğu , dava konusu faydalı modelin yeni olmadığının ispat edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik unsurunun olnadığını, örnek olarak sundukları ürün ve görsel karşısında dava konusu tasarımın yeni bulunmadığını, yeniliğin mutlak olması gerektiğini, davaya konu ürünün “havalandırma … “adıyla yıllardır, piyasada olan tüm yapı marketlerinde satılan ve inşaat işiyle ilgilenen herkes tarafından bilinen bir ürün olduğunu, aynı tasarıma ve amaca sahip bir çok ürünün piyasada bulunduğunu, davaya konu ürünün anonimliğinin kanıta gerek olmayacak ölçüde belirgin olduğunu, bilinen geleneksel havalandırma klapeleri ile belirgin bir farklılıklarının bulunmadığı, aksinin kabulünün, çok uzun yıllardır kullanılan dava konusu ürün ve tasarımın, sadece tek kişiye ait olmasına neden olacağını, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna karşı itiraz edildiğini ve Ankara 2. FSHHM’nin dosyasına sundukları katologlar, görseller ve ürün örnekleri istenerek yeniden rapor alınması taleplerinin kabul edilmediğini, mahkemece eksik inceleme yapıldığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yukarıda özet kısmından da anlaşılacağı üzere ilk derece mahkemesince dava konusu faydalı modelin 21/09/2011 tarihinde tescil edildiği, dava ve karar tarihinde koruma altında ve geçerli olduğu kabul edilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmişse de; mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişilerce düzenlenen 29/04/2019 tarihli raporda; rapor tarihi itibariyle…. adresinden dava konusu faydalı model belgesinin sorgulandığı ve 31/01/2019 tarihinde dava konusu faydalı model belgesi sahibi davalının mücbir sebep talebi reddedildiğinden dava konusu faydalı model belgesinin geçersiz hale geldiği bildirilmiştir. Dairemizce yapılan inceleme sırasında da dava konusu faydalı model belgesi…. adresinden sorgulanmış, dava konusu faydalı model belgesinin yıllık ücretinin ödenmemesi nedeni le 31/05/2016 tarihinde geçersiz sayıldığı, davalının 03/06/2016 tarihinde mücbir sebep talebinde bulunduğu ve davalının mücbir sebep talebinin 31/01/2019 tarihinde reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında KHK’nin 134. maddesine göre yıllık ücret ödenmemesi nedeniyle mücbir sebep başvurusu reddedilen faydalı model belge sahibinin, belgeyi tekrar geçerli hale getirmesi mümkün değildir. Belge sahibinin bu yolda yasal bir olanağı bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin…Karar sayılı ilamı da aynı yöndendir. O halde, işbu davaya konu davalı adına tescilli faydalı model belgesinin yargılama sırasında hükümsüz kaldığı anlaşıldığından mahkemece konusuz kalan dava hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan; 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesi uyarınca davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekmektedir. Mahkemece görüşüne başvurulan ve benimsenen bilirkişi heyeti raporunda ; dava konusu faydalı model konusu buluşun, 551 sayılı KHK’nın 155. maddesinde belirtilen faydalı model verilemeyecek buluşlardan olmadığı, hükümsüzlüğü talep edilen faydalı model belgesinin istemlerinin usuller sonucunda elde edilen ürünler ile kimyasal maddelerle ilgili olmadığı, usul içermediği ve buluş konusunun açık ve tam olarak tanımlandığı, davacı tarafça sunulan deliller karşısında yeni olduğu bildirilmiştir. Dairemizce de bilirkişi raporunda yapılan bu tespitler yerinde bulunarak yeniden bilirkişi raporu alınmasına gerek görülmemiştir. Her ne kadar davacı tarafça bilirkişi raporuna karşı işbu davada da dayandıkları ve Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …. esas sayılı dava dosyasına sundukları deliller incelenmeden hazırlandığı gerekçesiyle itirazda bunulmuşsa da , ilk derece mahkemesinin anılan dosyayı celp etmesi, dosya içerisinde davacının işbu davada da dayandığı delillerin bulunmaması üzerine 19/06/2019 tarihli yazıyla ilgili delilleri anılan mahkemeden istemesi ancak delillerin yapılan arşiv araştırmasına rağmen bulunmadığının bildirilmesi ve ispat yükü kendisinde olan davacı tarafın da bu delilleri yeniden ibraz etmelerinin mümkün olmadığını beyan etmesi karşısında davacının bu yöndeki itirazları yerinde görülmemiş, dava tarihinde geçerli olan ancak yargılama sırasında geçersiz hale gelen dava konusu faydalı modelin yeni olmadığının ispat edilmediği kanaatine varıldığından davacının dava açmakta haklı olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak ; yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemece konusuz kalan dava hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek davacı dava açmakta haksız olduğundan davalı lehine yargılama giderlerine hükmetmek gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış HMK.’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/09/2019 gün ve … sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Konusuz kalan dava hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına
3-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 30,10 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, ancak istinaf eden davacı aleyhine hüküm kurulamayacağından, ilk derece mahkemesi karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümlerine göre tayin ve tespit olunan 3.931,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde ve istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
8-Davacıdan peşin olarak alınan 44,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
9-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/07/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip