Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1725 E. 2021/978 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/06/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Taraflar arasında görülen davada Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/06/2019 tarih ve….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, aralarındaki ticari ilişki nedeniyle cari hesaba ve faturalara dayalı olarak davalıdan alacaklı olduklarını, alacaklarının tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul 7. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, hak düşürücü süre itirazında bulunarak, taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle davacı tarafça düzenlenen faturaların ödendiğini, dava konusu edilen faturaların taraflar arasındaki ticari ilişki bittikten sonra düzelendiğini, faturaların müvekkiline tebliğ edilmediği gibi faturaların müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında düzelendiğini, davacıdan kaynaklanan sebeplerle müvekkilin 11 tır malının gümrükte beklemek zorunda kaldığını, davacının kendi kusurundan kaynaklanan zararını tahsili isteminin kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddi ile kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraflar arasında demuraj ücretinin yük alıcısı davalı tarafından ödeneceğine dair sözleşme bulunduğu, yük boşaltmada gecikme yaşandığı ve gecikmenin davalıdan kaynaklandığı halde zarara kendisinin katlandığı hususlarının ve demuraj hesap tarifesinin yasal delillerle ispat edilemediği, davacının dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmış olmakla, davalı şirket yetkilisine yemin teklifinde bulunmuş olup, davalı şirket yetkilisi …’ın 19/06/2019 tarihli duruşmada usulüne uygun olarak yemin eda ettiği dikkate alındığında, davacının ispat edilemeyen davasının reddine ve davacının takipte kötü niyetli olduğu ispatlanmadığından yasal koşullarının bulunmaması nedeniyle davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, dava konusu icra takibine konu edilen alacağın kaynağının müvekkili tarafından taşınan emtianın …. davalı tarafça süresinde alınmaması sebebiyle beklediği sürelere ilişkin demuraj ücretinden kaynaklandığını, TTK’nın 1171. maddesi uyarına demuraj ücretinden taşıtanın sorumlu olduğunu, müvekkilinin ordinoyu davalıya 14/05/2019 tarihinde teslim ettiğini, bu tarihten sonra tüm sorumluluğun davalıda olduğunu, gecikmenin davalıdan kaynakladığı hususunun dosyadaki delillere sabit olmasına rağmen bu hususta yemin eda ettirilmesinin yasaya aykırı bulunduğunu, dava dışı Maersk firması tarafından müvekkiline gönderilen gecikme fatura içerikleri dikkate alındığında müvekkilinin faturalar nedeniyle bir sorumluluğunun bulunmadığını, 14/05/2015 tarihinden önce doğan demuraj ücretlerinin davalının müvekkiline geç ödeme yapması nedeniyle oluştuğundan bu dönem içinde davalının sorumlu bulunduğunu, icra takibine konu edilen faturaların davalının defterlerine işlenmemesinden davacının sorumlu tutulamayacağını, demuraj ücretinin davacının kanundan doğan hakkı olduğundan davalının yemin edebileceği bir husus bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, demuraj (sürastarya) ücretinden kaynaklanan faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, TTK’nın 1170. maddesinde sözleşmede kararlaştırılmışsa taşıyanın, boşaltma süresinden fazla beklemek zorunda olduğu, fazladan beklenilen bu süreye “sürastarya süresi” dendiği, aynı Kanunun 1171 maddesinde; sürastarya süresi için taşıyana “sürastarya parası” ödeneceği, boşaltma limanında doğan sürastarya parasının borçlusu taşıtan olduğu hususlarının düzenlediği, buna göre sürastarya ücreti talep edebilmek için sözleşmede hüküm bulunması gerektiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin…. sayılı ilamlarının da aynı yönde olduğu, tarafların sözleşmede herhangi bir şekilde sürastaryadan bahsetmemeleri halinde söz konusu sürenin sözleşme bakımından işleme imkanı bulunmadığı, bu durumun tarafların aralarında anlaşarak sürastarya süresinden sonra bekleme sürelerini bitirdikleri anlamına geldiği (Bkz. Prof. Dr. M. Fehmi Ülgener, Çarter Sözleşmeleri, Sayfa 418, 419 ) , boşaltma limanında beklenilen süreden kaynaklanan sürastarya alacağının konu edildiği somut uyuşmazlık bakımından, davacı taşıyan ve davalı taşıtan arasında sürastarya ücreti kararlaştırıldığına dair sözleşme bulunduğunun davacı tarafça ispat edilemediği, dolayısıyla davacının sırf konteynırların geç teslimi nedeniyle akidi olduğu anlaşılan dava dışı şirket tarafından kendisine düzenlenen demuraj(sürastarya) faturalarına dayalı olarak, gecikmenin davalıdan kaynaklandığı iddiasıyla sürastarya ücreti talep etmesinin mümkün bulunmadığı, davacı bu durumda varsa zararını TTK’nın 1174. maddesi uyarınca davalıdan talep edilebilir ise de bu hususun işbu davanın konusu olmadığı, bu itibarla mahkemece yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlikbulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/06/2021 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/07/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip