Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1717 E. 2021/1054 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/03/2017
NUMARASI :…..

Dairemizden verilen 19/09/2018 tarih….. sayılı kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21/10/2019 tarih ve ….
K. sayılı kararıyla bozulmuş olmakla, gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … …. “9. Sınıf Matematik ….. kitabına ilişkin olarak, diğer davalı yazarlar ile birlikte telif haklarının devrine ilişkin sözleşme akdetmiş olduklarını, müvekkilinin kendi isminin yer aldığı kitap basımlarından telif ücretini aldığını, davalılar tarafından söz konusu kitap içeriğinin korunarak yeni … numarası alınarak… yıllarında müvekkilinin isminin çıkarılarak yeni kitapların yayımlandığını, her iki kitapta çoğu sorunun aynen yer aldığını, soruların sadece yerlerinin değiştirildiğini, soruların bir kısmında, soru kalıplarının aynen korunarak, sayıların veya harflerin veya kelimelerin değiştirildiğini, eser sahipleri arasında kar ve zararın paylaştırılmasına ilişkin yazılı bir sözleşme olmadığından, kar ve zararın eşit paylaştırılması gerektiğini, 25.09.2012 tarihinde düzenlenen telif hakkı devir sözleşmesinde, beş yıl süre ile yazarların başka bir yayınevi kanalı ile kendi adlarına aynı tür kitapları yayınlayamayacağının, kitabın sözleşme süresi içerisinde bitmesi durumunda yapılacak yeni sözleşmede tarafların bu sözleşmedeki haklarının korunmasının esas alınacağının belirtildiğini, bu kapsamda 2013/VIII baskı tarihli eserin, bir önceki 9. Sınıf ders kitabından uzaklaşamadığından yeni bir baskı olarak değerlendirildiğini ileri sürerek, tecavüzün men’ini, ve hükmün ilanını, şimdilik 3 kat telif tazminatı bedeli 10.000 TL ile manevi tazminat bedeli 20.000 TL’nin, haksız fiil tarihinden (her basım için) işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının yazar olarak yer aldığı “9. Sınıf Matematik … … adlı eserin … … Başkanlığının 01.02.2013 tarih ve 9 sayılı kararı ile birlikte güncelliğini yitirdiğini, 2013 yılı bakımından yeni mevzuata uygun olarak (matematik ve geometri birleştirildiğinden) %50 oranında yeni baştan yazılıp güncellenerek basılmasının gerektiğini, müfredat değişikliklerine uygun olarak yeniden ele alınıp değiştirilen her kitap için yeni bir … numarası alınıp, baskı öncesinde yazarlarla yeniden sözleşme yapılmasının gerektiğini, eserin yenilenmiş baskısında birlikte çalışmama kararını 2013 yılı başında davacıya bildirip, eserin eski baskısı için hazırladığı soruları ayırarak kendisine teslim ettiklerini, davacıya gönderilen sorular dışında gözden kaçan, kendisine ait olduğunu düşündüğü başka soru olup olmadığının sorulduğunu, kendisinin de gönderilen sorular dışında, eski kitapta başka sorusunun olmadığını beyan ettiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davaya konu “9. Sınıf …. … …” adlı yayının bir bütün olarak veya yayın içeriğindeki soruların, 5846 Sayılı FSEK kapsamında “ilim ve edebiyat eseri” veya “eser” olmadığı, bu bağlamda davaya konu yayının FSEK kapsamında koruma bulamayacağı, davaya konu bu yayında yer alan soruların her birinin hangi yazar/yazarlar tarafından ve kaç adet olarak hazırlandığının belli olmadığı, söz konusu yayınlar üzerindeki çoğaltma ve yayma niteliğindeki tasarruf yetkilerinin davalı yayınevine ait olduğu, bahse konu yayınların içeriğindeki soruların oluşturulmasından yayınevinin değil, yazarların sorumlu bulunduğu, davaya konu yayın içeriğindeki soruların daha önceki yıllarda davalı yayınevince yayımlanmış olan aynı nitelikteki kitaplarda da yer alması, daha önce yayımlanmış olan söz konusu kitapların yazarlarının davalı yazarlar olması ve davaya konu 2012 tarihli yayında yer alan sorulardan hangilerinin tek başına davacı tarafınca üretildiğinin davacı tarafça ortaya konulamamış olması karşısında, bahse konu soruların davalı yazarlarca 2013, 2015 ve 2016 tarihli güncelleştirilmiş yayınlarda aynen veya değiştirilerek kullanılması ile ilgili olarak davacı tarafın hangi hakları üzerindeki menfaatlerinin haksız olarak ihlal edildiğinin davacı tarafça açıklığa kavuşturamadığı, ayrıca …. Kurulunca alınan kararlar doğrultusunda ortaya çıkan müfredat değişiklikleri doğrultusunda, davaya konu yayının 2012 yılı baskısında hak sahibi yayınevince veya yayınevinin sözleşme yaptığı yazarlarca değişiklikler yapılmasının, söz konusu yayının güncelliğini ve geçerliliğini korumak amacıyla zorunlu olduğu, bu kapsamda somut vakada haksız fiil veya haksız rekabet hükümlerinin uygulanmasına da yer olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalı tarafın aksi yönde savunması olmadığı halde mahkemece dava konusu eserin, eser niteliğinde olmadığının kabul edilmesinin yerinde bulunmadığını, müvekkilinin diğer davalı gerçek kişilerle birlikte “9. Sınıf Matematik …..adlı eserin, iştirak halinde eser sahibi olduğunu, dava konusu yayında yer alan 1.059 sorunun, müvekkilinin eser sahibi bulunduğu kitaptan aynen veya değiştirilerek alındığını, eser sahipliğinin eser üzerinde müvekkilinin adının yer almasıyla tescil edildiğine göre, kimin ne kadar soru hazırladığı tartışmasının yersiz olduğunu, müvekkilinin onayı alınmadan eserde güncelleştirme yapılamayacağını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Dairemizin 19/09/2018 tarih, …. kararıyla, dava konusu yayının eser olmadığı, zira davacının hak iddia ettiği soruların, her yerde karşılaşılabilen, sahibinin hususiyetini taşımayan, daha önce yayımlanmış metinlerinde geçen isim, sıfat ve objeler ile özel isimlerin değiştirilerek ifade edilmesiyle oluşturulduğu, dolayısıyla davacının FSEK kapsamında talep edebileceği bir hakkının bulunmadığı, davacının somut olayda haksız fiil veya haksız rekabet hükümlerine göre de hak iddia edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ’NİN 21/10/2019 TARİH VE …. SAYILI İLAMININ ÖZETİ : Dairemiz kararının, davacı vekilince temyizi üzerine, anılan Yargıtay ilamı ile özetle, 5846 sayılı FSEK’in 2/1. maddesi uyarınca, sahibinin hususiyetini yansıtması şartıyla herhangi bir şekilde dil ve yazıyla ifade olunan eserlerin ilim ve edebiyat eseri kapsamında korunduğu, bu kapsamda özgün matematik soru ve cevaplarının da ilim ve edebiyat eseri olarak dikkate alınması gerektiği ve mahkemece matematik soru ve cevaplarının eser mahiyetinde olmadığına ilişkin değerlendirmeyle karar verilmesinin doğru olmadığı, Kanun’un birlikte eser sahipliğini düzenleyen 10. maddesindeki düzenleme karşısında, davaya konu … kitaplarında hangi soruların davacı tarafından hazırlandığının ispat edilemediğine dair gerekçenin de yerinde olmadığı, ayrıca İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporlarında, davacının da yazarları arasında yer aldığı “9. Sınıf Matematik … ….isimli eserin 2012 yılı baskısındaki 1341 adet sorunun davaya konu 2013 ve sonraki yıllarda yapılan baskılarda da aynen yer aldığı, bunlardan 927 adedinin davacının yazarları arasında olmadığı önceki baskılardaki sorularla birebir aynı olduğu, geriye kalan 414 sorunun 235 adedinin önceki baskılarda yer almamakla birlikte ana kurgu aynı kalmak kaydıyla önceki baskılarda yer alan sorulara benzerlik gösterdiği tespit edilmiş ise de, davaya konu 2013 ve sonraki yıllarda yapılan baskılarda yer alan diğer sorular hakkında bir değerlendirmede bulunulmadığı, 235 sorunun da hususiyet arz edip etmediğinin tespiti için içerisinde matematik alanında bir uzmanın da bulunduğu bilirkişi heyetinden rapor alınmadığı, şu halde içlerinde alan uzmanının da olduğu bilirkişi heyeti vasıtasıyla, davacıların birlikte eser sahibi olduğu 2012 baskısında olup davaya konu 2013 ve sonraki yıllarda yapılan baskılarda da yer alan …. sorudan, yukarıda anıldığı üzere davacının yazarı olmadığı eserlerdeki sorularla aynı olan 927 soru haricindeki 414 sorunun, 5846 sayılı Kanun kapsamında hususiyet arz edip etmediği tespit edilerek, hususiyet arz ettiğinin tespiti halinde davacının bu sorular üzerinde mali ve manevi haklarının da bulunduğunun kabulüyle değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine yönelik kararın kaldırılıp yeniden esas hakkında davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru görülmediği gerekçesiyle Dairemiz kararının davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

GEREKÇE : Dava, 5846 sayılı FSEK’na dayalı tecavüzün men’i, hüküm özetinin ilanı ve maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmuştur.
Dairemizce uyulmasına karar verilen bozma ilamında da açıklandığı üzere, özgün matematik soru ve cevaplarının da ilim ve edebiyat eseri olarak dikkate alınması gerekir. 5846 sayılı FSEK’in 10. maddesindeki düzenleme karşısında, birden fazla kimsenin iştirakiyle vücuda getirilen eserin ayrılmaz bir bütün teşkil etmesi halinde, eser sahipliği onu vücuda getirenlerin oluşturduğu birliğe ait olur, bir sözleşmede veya hizmet şartlarında veya eser meydana getirildiğinde yürürlükte olan herhangi bir yasada aksi öngörülmediği takdirde eser üzerindeki haklar, eser sahipliğini oluşturan gerçek veya tüzel kişiler tarafından kullanılır ve eser sahiplerinden her biri, birlik menfaatlerine tecavüz edildiği takdirde, tek başına hareket edebilir. Bu durum karşısında davacının da yazarları arasında yer aldığı “9. Sınıf Matematik … …” isimli eserin 2012 baskısında olup, davaya konu 2013 ve sonraki yıllarda yapılan baskılarda da yer alan 1341 sorudan, davacının yazarı olmadığı eserlerdeki sorularla aynı olan 927 soru haricindeki 414 sorunun, 5846 sayılı Kanun kapsamında hususiyet arz edip etmediği tespit edilerek, hususiyet arz ettiğinin tespiti halinde, davacının bu sorular üzerinde mali ve manevi haklarının da bulunduğunun kabulü gerekir.
Dairemizce de bu amaçla aralarında matematik alanında bir uzmanın da bulunduğu bilirkişi heyetinden rapor alınmış, dava konusu kitabın 5846 sayılı FSEK kapsamında eser olduğu bildirilmiştir. Ancak Dairemizce görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda, her ne kadar ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda ve Yargıtay bozma ilamında geçse de yukarıda anılan 414 sorunun tespitinin yapılmasının mümkün olmadığı, buna karşılık davacının isminin de yer aldığı 1163 sorudan davalı tarafça sonraki kitaplarda bire bir aynı ya da önemli derecede benzerlik gösteren biçimde kullanılan soru sayısının 826 olduğu, bunlardan da 356 adedinin 5846 sayılı FSEK kapsamında özellik arz ettiği belirtilmiştir.
İlk derece mahkemesince görüşüne başvurulan ve 414 sayısının tespitinin yapıldığı 22.11.2016 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu kitapta yer alan soruların eser olmadığı yönünde görüş bildirildiğinden, ayrıca bilirkişi heyetinde yer alan Özgür Semiz’in Türkiye dışında olduğu bilindiğinden, anılan heyetten ek rapor alınmasının mümkün olmadığı, yeni bir heyet oluşturulup yeni bir rapor alınmasının yargılamanın uzamasına neden olacağı ve bir yarar sağlamayacağı değerlendirilmiş, Dairemizce alınan bilirkişi raporunda tespiti yapılan 356 sorunun, Yargıtay bozmasında belirtilen 414 sorudan daha az olduğu, bu durumda davacının da yazarları arasında yer aldığı dava konusu kitabın, 2012 baskısında olup da davalılarca yayımlanan 2013 ve sonraki yıllarda yapılan baskılarda yer alan 1341 sorudan, davacının yazarı olmadığı eserlerdeki sorularla aynı olan ve hususiyet arz eden soru sayısının 356 olduğunun kabul edilebileceği, bu durumun usulü kazanılmış hak müessesesine de aykırılık teşkil etmeyeceği, buna göre davacının anılan soru adedine göre belirlenen telif ücretinin 1/3’ü olan 10.167,46 TL. talep edebileceği, sonuçta davacının bu rakamın da 5846 sayılı FSEK’in 68. maddesi uyarınca 3 katı olan 30.502,38 TL.’nı davalılardan müteselsilen tahsilini talep edebileceği kabul edilmiştir.
Ancak davacı tarafça işbu davada 5846 sayılı FSEK’in 68. maddesi uyarınca 3 katı olan telif bedeli karşılığında, şimdilik 10.000,00 TL. talep edilmiştir. Dolayısıyla Dairemizce de taleple bağlı kalınarak davacının 5846 sayılı FSEK’in 68. maddesi karşılığında talep edebileceği meblağ olarak 10.000,00 TL.’na hükmedilmiştir.
Her ne kadar davacı tarafça 02.09.2021 tarihli dilekçe ile ıslah talebinde bulunulmuşsa da, HMK’nın 357/1 maddesi uyarınca istinaf aşamasında ıslah yapılması mümkün olmadığından, davacının ıslah talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce 5846 sayılı FSEK’in 70/1. maddesi uyarınca somut uyuşmazlıkta manevi tazminat koşullarının davacı yararına gerçekleştiği kabul edilmiş, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın oluş şekli, olay tarihindeki paranın satın alma gücü, davacının içinde bulunduğu manevi elem ve üzüntü gözetildiğinde, Dairemizce davacı tarafça talep edilen 20.000,00 TL manevi tazminat tutarı makul bulunmuş ve anılan miktarda manevi tazminata hükmedilmiştir.
Yine gerçek veya tüzel kişi tacirler arasında, haksız eylem de dahil her türlü nedenden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, talep halinde, 4489 sayılı Kanun ile değişik 3095 sayılı Kanun’un 2/2. maddesi uyarınca, TCMB’nın kısa vadeli avans kredileri için uyguladığı faiz oranında temerrüt faizi istenebilir. Somut uyuşmazlıkta da davalı taraf tacir olduğuna göre, hak kazanılan alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren, 3095 sayılı Kanun’un 2/2. maddesinde belirtilen oranda temerrüt faizi talep edilebilecektir.
Özünde haksız eylemin bir türü olan FSEK.’na dayalı davalarda, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren, zararın tamamı için temerrüte düşmüş olur. Dosyaya sunulan kitaplardan 2013 yılı baskısının tarihinin 2013 yılı 10. ayı olduğu, kitabın kapağında yer alan bilgilerden anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında Dairemizce temerrüt tarihinin, anılan ayın son günü olduğu kabul edilmiş, hükmedilen tazminat tutarlarına 31.10.2013 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmüştür.
5846 sayılı FSEK’in 78. maddesi uyarınca davacının, hükmün ilanını istemekte haklı bir sebebinin olduğu ve menfaatinin bulunduğu kabul edilerek, masrafı diğer tarafa ait olmak üzere, hükmün ilanına da karar verilmiştir.
Ayrıca Yargıtay HGK.’nın 04.03.2021 tarih ve …. sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere, bölge adliye mahkemelerinin ilk derece mahkemesi kararına müdahale ettiği noktalarda Yargıtay’ın bozma kararı vermesi durumunda, dosyanın karar verilmek üzere bölge adliye mahkemesine gönderildiği, bu noktada bölge adliye mahkemesinin alt derece hüküm mahkemesi olarak ilk derece mahkemesiyle aynı sıfatla yargılama yaptığı, denetim görevini kullanmadığı, temyiz incelemesi sonucunda verilen Yargıtay bozma ilamına yönelik karar vermek üzere alt derece hüküm mahkemesi olarak hukuki dinlenilme hakkı kapsamında aynen ilk derece mahkemesi gibi duruşma açmak zorunda olduğu, açılan bu duruşmada istinaf kanun yolu incelemesi yapmadığı, alt derece hüküm mahkemesi sıfatına uygun şekilde taraflar yararına ayrıca duruşma vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği nazara alınarak, somut uyuşmazlıkta da Dairemizce davanın kısmen kabulüne karar verilmesi nedeniyle taraflar yararına ayrıca duruşma vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Bu durum karşısında Dairemizce de yukarıda açıklanan kabuller doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 10.000,00.TL maddi ve 20.000,00.TL manevi tazminatın 31.10.2013 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Hüküm özetinin Türkiye çapında yayım yapan trajı 5.000’den yüksek bir gazetede, masrafı davalılardan müteselsilen tahsil edilmek üzere bir kez ilanına,
3-Davacının maddi tazminatına dair fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.049,30.TL nispi karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 512,33.TL harcın mahsubu ile bakiye 1.537,00.TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davanın kabul edilen manevi tazminat davası yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.900,00.TL, kabul edilen maddi tazminat davası yönünden 5.900,00.TL olmak üzere toplam 11.800,00.TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden reddolunan müdahilin meni talebi yönünden 5.900,00.TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 266,00.TL posta/tebligat gideri, 1.500,00.TL bilirkişi ücreti ile istinaf aşamasında yapılan 371,30.TL posta ve tebligat gideri ile 9.300,00.TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 11.437,30.TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan takdiren 7.624,86.TL’ye 512,33.TL peşin harç, 29,20.TL başvuru harç tutarı eklenerek oluşan toplam 8.166,39.TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalılar tarafından ilk derece ve istinaf yargılaması sırasında herhangi bir gider yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
10-Davacıdan peşin olarak alınan 31,40.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı asil ile davalılar vekilinin yüzlerine karşı yapılan açık yargılama sonucunda 15.09.2021 tarihinde HMK 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/09/2021

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/09/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip