Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1706 E. 2021/970 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/04/2019
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Yeni bitki çeşidi (elma) hakkına tecavüz ve haksız rekabetin
tespiti men ve ref, maddi ve manevi tazminat.

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 16/04/2019 tarih ve…..K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar ile davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkillerinden …’in İtalya’nın en önemli üç meyve üreticisinin ortaklığı ile kurulduğunu, özellikle ürettiği elma, armut ve çilek çeşitleri ile ulusal ve uluslararası alanda çok büyük başarılar elde ettiğini, müvekkillerinden … Tarım’ın …’in Türkiye’deki tek lisansörü olduğunu ve 30 yılı aşkın deneyimiyle Türkiye’nin en büyük meyve üreticilerinden ve ihracatçılarından biri olduğunu, …’in 10.12.2009 tarih,……” çeşit ismi ile … nezdinde tescil ettirdiğini, “……” isimli elma çeşidine ilişkin “…” markasını Türkiye başta olmak üzere AB ülkeleri, Arjantin, Brezilya, Kanada, Şili, Hırvatistan, İran, Hindistan, Çin, Meskika, Rusya, İsviçre ve ABD gibi ülkelerde tescil ettirildiğini, ıslahçı hakkı başvurusunun 30.07.2008 tarih ve 2009/2 başvuru numarası ile yapıldığını, söz konusu başvurunun tesciline karar verilerek 10.12.2009 tarih ve 2009/034 nolu ıslahçı hakkı tescil belgesinin tanzim edildiğini, …’e ait bu ıslahçı hakkının kullandırılması için … Tarım’a lisans verildiğini ve … Tarım’ın …’in ıslahçı haklarına tecavüz durumunda her türlü davayı açmaya yetkili olduğu hususunda mutabık kalındığını, davalının gerçekleştirdiği elma üretimi kapsamında müvekkiline ait tescilli “…” ibareli elma çeşidinin de yer aldığını, bu üretimin müvekkillerinden izin alınmaksızın gerçekleştirildiğini, Ereğli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası üzerinden yaptıkları başvuruda davalının üretimi ile ilgili tespitlerin yapıldığını ve düzenlenen bilirkişi raporuna göre davalının adresinde 5727 adet … çeşidi elma ağacının mevcut olduğu yönünde rapor düzenlendiğini, davalının eylemlerinin 5042 sayılı Kanun ile Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabet hükümlerine aykırı olduğunu, maddi ve manevi zararlarının karşılanması gerektiğini, … ile … Tarım arasında akdedilen 28.09.2011 tarihli sözleşme ile … Tarım’ın üçüncü kişi üreticilerle sözleşme yapmasına ve üçüncü kişilere üretim yaptırmasına cevaz verildiğini, ancak, bu sözleşme kapsamında üçüncü kişilerin ürettiği ürünlerin kendi elleriyle değil, … Tarım aracılığıyla satışının yapılmasına karar verildiğini, dolayısıyla … Tarım’ın üretilen her “…” yi kontrol etme ve daha sonra uygun gördüğü ürünleri üreticiden satın alarak piyasaya sunma gibi bir misyonunun söz konusu olduğunu, bu kontrol misyonunun ürünlerin kalite anlamında birbirine yakın olmasını ve müşteriler nezdinde de kalite algısının üst seviyede tutulmasını amaçladığını, davalının hukuka aykırı üretiminin maddi zararların yanı sıra müşteri nezdinde itibar kaybına da sebebiyet verdiğini, maddi zarar kapsamına fiili zarar ve yoksun kalınan kazancın girdiğini, …’in yoksun kaldığı kazanç bakımından, müvekkilleri arasında akdedilen üretim sözleşmesi uyarınca … tarafından …’e gönderilen her bitki için bitki başına 1 Euro ödenmesi konusunda mutabık kalındığını, bu bağlamda davalının bahçesinde tespit edilen plantasyon adedinin 5727 adet olduğu göz önünde bulundurulduğunda …’in söz konusu ağaçların kendisi tarafından satılmaması nedeniyle 5.727,00 Euro’dan yoksun kaldığını, bununla birlikte müvekkilleri arasındaki lisans sözleşmesine göre yapılacak hesap sonucunda çıkan lisans bedelinin … tarafından …’e ödenmesi konusunda anlaşıldığını, dolayısıyla …’in kazanç kaybının 5.727,00 Euro yanında lisans sözleşmesi uyarınca bilirkişi marifetiyle hesaplanacak tutar olacağını, …’in yoksun kaldığı kazanç bakımından, davalı tarafından yapılan üretim sonucu bilirkişi tarafından tespit edilen 28.635 kg elma mahsulünün parasal değeri olan 22.908,00 TL ve işbu dava boyunca her yeni yılda alınacak mahsulün değeri olduğunu ileri sürerek davalının eylemlerinin 5042 sayılı Kanun ile korunan haklarına tecavüz ettiğinin tespitine, tecavüzün durdurulmasına ve önlenmesine, davalının müvekkilinin tescilli ıslahçı hakkını ihlal ederek çoğalttığı/yetiştirdiği ağaçlara, bu ağaçlar üzerindeki meyvelere ve anılan eylemlerin icrasında kullanılan her türlü vasıtaya bulundukları yerde el konulmasına ve imhasına, davalının müvekkillerinin tescilli ıslahçı hakkını ihlal etmesi nedeniyle müvekkillerinin fiili zararının hesaplanmasına ve fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının müvekkillerinin tescilli ıslahçı hakkını ihlal etmesi ve bu sebeple müvekkillerinin kişilik haklarının ve ticari itibarının haleldar edilmesi nedeniyle fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının müvekkillerinin tescilli ıslahçı hakkını ihlal etmesi nedeniyle müvekkillerinin yoksun kaldığı kazancın 5042 sayılı Kanun’un 59. maddesi uyarınca her bir müvekkili bakamından ayrı ayrı hesaplanmasına, dava tarihinden sonra hasat edilecek ürünler için de dâhil olmak üzere yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda çıkacak tutara ilişkin fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla … bakımından 5.727,00 Euro karşılığı 13.286,64 TL ve … bakımından 22.908,00 TL yoksun kalınan kazancın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının eylemlerinin TTK anlamında haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerin önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalının müvekkillerinin tescilli ıslahçı hakkını ihlal ederek çoğalttığı/yetiştirdiği ağaçlara, bu ağaçlar üzerindeki meyvelere ve anılan eylemlerin icrasında kullanılan her türlü vasıtaya bulundukları her yerde el konulmasına ve imhasına, davalının haksız rekabeti nedeniyle elde ettiği kazancın hesaplanmasına, fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, verilecek hükmün Türkiye çapında yayınlanan …, …, … gazetelerinde ikişer hafta ara ile iki defa yayınlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, davacı … Tarım şirketinin davacı … şirketinin halefi olduğunun anlaşıldığını, bu kapsamda asıl davacı sıfatının … Tarım’da olduğunu, bu şirketin 05.12.2009 tarihinde ıslahçı hakkına tecavüz durumunda her türlü davayı açma konusunda yetkili olduğu iddiası da göz önüne alındığında, 5042 sayılı Kanun’un 57. maddesinin huzurdaki davada uygulanamayacağını, davacılardan … şirketinin teminat yatırması gerektirdiğini, müvekkilinin taşınmazında dikili bütün elma fidanlarını …. Şti.’den 12.01.2011 tarihli sözleşme ile satın alındığını, bu sözleşmeye göre alınan elma fidanları arasında … cinsi elma türünün bulunmadığını, müvekkilinin belirtilen 12.01.2011 tarihli sözleşme ile satın aldığı fidanları 2011 yılı Nisan ve Mayıs aylarında müvekkiline ait belirtilen taşınmaza diktiğini, …. Şti.’den alınan fidanların, 09.05.2011 tarih – ….. nolu, 20.04.2011 tarih – … nolu ve 14.04.2011 tarih – ….. nolu faturalar ile satın alındığını ve fidan bedellerinin ödendiği; Ereğli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında tanzim edilen 10.09.2012 tarihli raporun, uzman bir bilirkişi tarafından tanzim edilmediğini, sadece gözleme dayalı bir incelemenin yapıldığını, fidanların gen haritası üzerinde laboratuvar incelemesinin yapılmadığını, söz konusu raporda elma meyvelerinin beneklerinin belirgin olup olmamasına ve sert veya yumuşak olup olmamasına göre basit bir incelemenin yapılarak ve kanaate varıldığını, söz konusu rapora itiraz ettiklerini, raporun dava açısından yeterli ve aydınlatıcı olmadığını, elma cinslerinin … cinsi olsa dahi, müvekkilinin elma fidanlarını elma dalı şeklinde almış olduğunu, cinsini ayırt etme şansının bulunmadığını, fidanların meyvesinden dahi hangi cins olduğunun anlaşılamadığını, birbirine çok benzeyen ayırt edilemeyen elma çeşitlerinin bulunduğunu, müvekkilinin …. Şti.’den çeşitli türlerde elma satın aldığını ve davacı tarafından tarif edilen elma türüne en çok benzeyen elma çeşidinin … cinsi elma olduğunu, fidandan veya meyvelerden cinsin … cinsi elma olup olmadığının anlaşılmasının mümkün olmadığını, söz konusu elma fidanlarının … cinsi olması durumunda ise, müvekkilinin iyiniyetli 3. kişi olduğunu ve herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının … cinsi elmanın Türkiye genelinde tanındığı ve bilindiği hususunu ispat etmek durumunda olduğunu, … cinsi elma çeşidini müvekkilinin iş bu davanın açıldığı tarihe kadar bilmediğini, bilmesinin de mümkün olmadığını, müvekkilinin elma fidanlarının üretimini yapmadığını, fidancılık faaliyetinin bulunmadığını, söz konusu fidanları meyvelerinden faydalanmak amacıyla tarlasına diktiğini, müvekkilinden elma fidanının kökünden veya görünüşünden … cinsi elma olup olmadığı hususunu bilmesi veya laboratuvar incelemesi yaptırmasının beklenilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulüne, davalının “… adresindeki elma üretiminin davacıların 5042 sayılı Yeni Bitki Çeşitleri Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun ile korunan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, tecavüzün durdurulmasına ve önlenmesine, davalı eylemlerinin aynı zamanda TTK 54 ve 55. maddelerde yer bulan haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin önlenmesine (men’ine) ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalının, davacılardan … … … adına 10.12.2009 tarih….no ve “CIVG 98” çeşit ismi ile … nezdinde tescilli “…” isimli elmalardan doğan islahcı hakkının ihlal ederek çogaltıltığı, yetiştirdiği ağaçlara, bu ağaçlar üzerindeki meyvelere ve bu eylemlerin icrasında kullanılan her türlü vasıtaya bulundukları her yerde el konulmasına ve imhasına, davacı … … … için 5042sayılı kanun 59/2-a maddeleri uyarınca 13.286, 64 TL (dava tarihi itibariyle 5727 euro karşılığı) maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davacı … …… sayılı kanun 59/2-a maddesi uyarınca 37,225,50 TL maddi 5.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, kararın kesinleşmesi hakkında masrafı davalıya ait olmak üzere, karar özetinin ulusal çapta yayın yapan 1 gazetede 1 defa ilanına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalı eylemlerinin müvekkillerinin ıslahçı haklarına tecavüz teşkil ettiği ve haksız rekabete sebebiyet verdiği yönünde karar veren ilk derece mahkemesi tarafından, tazminat taleplerinin ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporları dikkate alınmaksızın kısmen kabul edildiğini, müvekkillerinin davalının bahsi geçen tecavüz ve haksız rekabet eylemleri nedeniyle uğramış oldukları maddi ve manevi zararlarının ilk derece mahkemesi tarafından eksik incelenmiş ve dolayısıyla da taleplerin kısmen kabul edildiğini, sunulu tüm bilirkişi raporları ile müvekkillerinin maddi zararları aynı şekilde hesaplandığını, 06.03.2017 tarihli dilekçesi ile ıslah edildiğini, ancak, ilk derece mahkemesi tarafından ıslah dilekçesinin dikkate alınmaksızın hüküm kurulduğunu, müvekkili … bakımından 5042 sayılı Kanun m. 59/2-a kapsamında davalının rekabeti olmasaydı, hak sahibinin çeşidi kullanması ile elde edeceği muhtemel gelire ilişkin olarak dava açılış tarihindeki kur üzerinden 5.727 EURO karşılığı 13.286,64 TL’ye ilişkin harç ödendiğinden 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizi Hakkında Kanun’un 4. maddesinin ‘a’ fıkrasında belirlenen faiz oranları uygulanmak suretiyle, fiili ödeme tarihindeki T.C. … ….. efektif satış kuru üzerinden davalıdan tahsili mümkün olacağından, 06.03.2017 tarihi itibariyle dava dilekçesinde talep edilen bu tutarın 9.220,57 TL daha arttırıldığı yani toplamda fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, 5727 EURO karşılığı 22.507,11 TL tutarında olacak şekilde talep edildiğini, ancak, İlk Derece Mahkemesi tarafından ıslah talebi dikkate alınmaksızın hatalı bir şekilde, müvekkili … bakımından 5042 sayılı Kanun m. 59/2-a kapsamında davalının rekabeti olmasaydı, hak sahibinin çeşidi kullanması ile elde edeceği muhtemel gelire ilişkin 13.286,64 TL (dava tarihi itibariyle 5727 EURO karşılığı) maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verildiğini, dolayısıyla, hali hazırda kur farkına ilişkin ıslah yapılmış olmasına rağmen, mahkeme tarafından müvekkili lehine hükmedilen 5727 EURO nun dava açılış tarihindeki kur üzerinden TL ye çevrilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca sunulan dosyada mübrez faturaların hesaplama yapılırken nazara alındığı beyan edilmiş ise de söz konusu hesaplamanın müzekkere yanıtları neticesinde 2011 yılı ortalama fidan adet satış bedeli 6,5 TL üzerinde yapılarak müvekkili … Tarım için talep edilen 5042 sayılı yasa, md. 59/2-a kapsamında, davalının rekabeti olmasaydı, hak sahibinin çeşidi kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelirin 37.225,50 TL olacağının tespit edildiğini, oysa ki söz konusu fidanların satış bedelinin 8 TL olduğu hususu son derece açık olduğunu, bu nedenle hesaplamanın 5727 (fidan adedi) x 8 TL olarak yapılması gerekirken hesaplama 5727 x 6,5 TL olarak yapıldığından yani 5042 sayılı yasa, md. 59/2-a kapsamında, davalının rekabeti olmasaydı, hak sahibinin çeşidi kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelirin 45.816 TL olması gerekirken 37.225,50 TL olarak yapıldığından, bu tutarda aleyhe olan hususlara itiraz edildiği halde mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, diğer yandan, müvekkillerin uğradığı zarar, sadece ıslahçı hakkına tecavüz neticesinde yoksun kalınan kazancı değil, buna ek olarak fiili kaybı da kapsadığını, maddi zarar, fiili zarar ve yoksun kalınan kazanç olmak üzere ikiye ayrıldığını, 5042 sayılı Kanun’da m.59/1’ e göre fiili zarara ek olarak yoksun kalınan kazancın aynı anda talep edebileceğini, fiili zararın, malvarlığının aktif kısmının azalması şeklinde olabileceği gibi, pasif kısmında artma şeklinde de olabileceğini, davalının müvekkillerinin tescilli ıslahçı hakkını ihlal etmesi nedeniyle, müvekkillerinin fiili zararının hesaplanmadığını, mahkeme tarafından “davalı eylemlerinin aynı zamanda TTK 54 ve 55. maddelerde yer bulan haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına” karar verilmiş olmasına rağmen, davalının haksız rekabet teşkil eden işbu eylemlerinden dolayı, müvekkilerinin uğramış oldukları zarara ilişkin bir hesaplama yapılmadığını, manevi tazminatın çok az olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesinin kısmen redde ilişkin kararının kaldırılmasını, davanın tümünün kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemenin … Müdürlüğünden alınan raporda alınan Referans(…) elmaların nereden temin edildiği hususunun belirli olmadığını, müvekkili şirket aleyhinde tazminata hükmedilebilmesi için temel şart olan kusur şartının gerçekleşmediğini, davacılar tarafından hangi bent yönünde tercih yapıldığı belli olduğu halde 2 bent yönünden de ayrı ayrı hesaplama yapılması ve bu şekilde hüküm kurulmasının hukuka aykırı bulunduğunu, davacı tarafından 2. ıslah yapılması hukuken mümkün olmadığını, haksız rekabet iddialarının ispatlanamadığını, davaya konu elma fidanlarının 2011 yılında alınmış ve ekilmiş olup 2012 yılının sonuna doğru eylül- ekim ayları gibi ürünleri hasat edildiğini, 2 yıl öncesinden tazminat hesaplamasına gidilmesi kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin bu fidanları meyve üretimi amaçlı tarlasına diktiğini, ….’den 12.01.2011 tarihli sözleşme ile satın aldığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1-Dava, yeni bitki çeşidi (elma) hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti men ve ref, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının … ARL’nin … isimli çeşit için 30.07.2008 tarih ve 2009/02 sicil no ile başvuruda bulunduğu, 5042 sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun’da belirtilen prosedürün tamamlanması neticesinde söz konusu başvurunun 10.12.2009 tarih ve …/… no ile tescil edildiği, bu yönüyle de ıslahçı hakkı korumasına konu olduğu, 5042 sayılı Kanun’un 14/1. maddesinde sayılan hakların (üretmek veya çoğaltmak, çoğaltım amacıyla hazırlamak, satışa arz etmek, satmak veya diğer şekillerde piyasaya sürmek, ihraç veya ithal etmek, depolamak) münhasıran hak sahibine veya lisans sahiplerine ait bulunduğu, Ereğli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … D. İş dosyasına sunulan raporda, davalıya ait taşınmaz üzerinde toplam 5727 adet … elma ağacının mevcut olduğunun belirlendiği, 16.04.2014 tarihli … Müdürlüğünün uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak elma fidanlarının genetik tanımlamaları ile ilgili raporunda, 5 ve 7 nolu ağaçlara ait örneklerin … (…) ile genetik anlamda farklılık göstermediğinin ifade edildiği,…. sayılı … Müdürlüğünün uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak mahkeme tarafından temini sağlanan elma fidanlarının genetik tanımlamaları ile ilgili raporunda, numune 1, numune 2, numune 3, numune 4 nolu ağaçlara ait elmaların referans çeşit (…) ile genetik anlamda farklılık göstermediğinin belirlendiği, bu delillere göre dava konusu ağaçların … cinsi olduğu ve davalının taşınmazı üzerinde dikili bulunduğu, buna göre de davacının 5042 Sayılı Kanun’dan doğan ıslahçı haklarına tecavüzün gerçekleştiği, ayrıca davaya konu olayda haksız rekabet halinin mevcut olduğu, anlaşılmakla, davacı vekilinin tüm davalı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki diğer istinaf itirazlarının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2- 5042 sayılı Kanun’un 58. maddesi uyarınca; Hak sahibinin izni olmaksızın, korunan çeşidi üreten, satan, dağıtan veya başka şekilde piyasaya süren veya bu amaçlar için ihraç ve ithal eden veya ticarî amaçla elinde bulunduran veya kullanan kişi, hukuka aykırılığı gidermek ve sebep olduğu zararı tazmin etmekle yükümlüdür. Korunan çeşidi herhangi bir şekilde kullanmakta olan kişi, hak sahibinin hakkın varlığından ve tecavüzden kendisini haberdar etmesi ve tecavüzü durdurmasını talep etmesi halinde veya kullanmanın kusurlu bir davranış teşkil etmesi halinde, sebep olduğu zararı tazmin etmekle yükümlüdür.
Dosya kapsamından anlaşılacağı üzere davalı, 5042 sayılı Kanun’un 58/2. maddesinde belirlendiği gibi, korunan çeşidi herhangi bir şekilde kullanan kişi olup, hak sahibinin hakkın varlığından ve tecavüzden kendisini haberdar etmesi ve tecavüzü durdurmasını talep etmesi halinde veya kullanmanın kusurlu bir davranış teşkil etmesi halinde, sebep olduğu zararı tazmin etmekle yükümlüdür. Zira, bu kapsamda açılan tazminat davası, özünde bir haksız fiil davası olup, zarar ile fiil arasında nedensellik bağı yanında maddi tazminat talep edilebilmesi için mütecavizin kusurunun varlığı da zorunludur.
Bu nedenle davalının tazminat ile sorumlu tutulabilmesi için kusurlu olduğunun da ortaya konulması gerekmektedir. Kusur, kasıt biçiminde olabileceği gibi ihmal biçiminde de olabilir. İhmal halinde de, gösterilecek özenin derecesi objektif kriterler yanında, mütecavizin mesleği, iştigal alanı, tacir olup olmadığı, somut olayın özellikleri gibi hususların da gözetilmesi gerekir (…, Türk Marka Hukuku, 4. Baskı, İstanbul, 2018, s.774).
Somut uyuşmazlıkta da 5042 sayılı Kanun’dan doğan hakkının tecavüze uğradığını ileri süren davacı, davalının tecavüzünün önlenmesi ile maddi ve manevi zararının tazminini istemiş, davalı tarafça somut olayda kusur bulunmadığı, dava konusu ağaç fidelerinin dava dışı …. Şti.’den 12.01.2011 tarihli sözleşme ile satın alındığı, bu sözleşmeye göre alınan elma fidanları arasında … cinsi elma türünün bulunmadığı, …. Şti.’den alınan fidanların, 09.05.2011 tarih -….. nolu faturalar ile satın alındığı ve fidan bedellerinin ödendiği savunulmuştur.
Gerçekten de davalı tarafça yapılan savunma doğrultusunda, dava konusu ağaç fidelerinin dava dışı …. Şti.’den 12.01.2011 tarihli sözleşme ile satın alındığına ilişkin sözleşme ve faturalar dava dosyasına delil olarak sunulmuştur.
Mahkemece her ne kadar, davalının savunması kapsamında davalının meyve bahçesinde tespit edilen ve hak ihlaline konu olan elma fidanlarının dava dışı … Ltd. Şti. den satın alındığı, bu nedenle davalının hukuka aykırılığı tespit edilen eylem bakımından herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı üzerinde durulmuşsa da, delil olarak ibraz edilen faturalar ile satışa konu olan elma fidanlarının çeşidi hakkında açıklık olmaması nedeniyle davalı ile dava dışı firma arasındaki ticarete konu elma fidanlarının aralarındaki sözleşme kapsamında belirtilen çeşitlere ilişkin olup olmadığının tespiti yapılamadığı gerekçesine yer verilmiş ise de, davalı tarafça da zaten bu elma fidelerinin … cinsi elma fidesi olarak alındığı, … cinsi olduğunu bilmedikleri savunulmuştur.
Diğer taraftan davacı tarafça da davalının sunduğu faturaların ve satış sözleşmesinin başka bir bahçeye ilişkin olduğu hususu da ispat edilemediğine göre, davalı tarafta bulunan fidelerin dava dışı …. Şti.’den satın alındığı kanaatine varılmıştır. Ayrıca taşınmaz üzerinde yapılan keşif sırasında fidelerin üzerinde …. Şti.’ye ait etiket parçalarının bulunduğunun belirtilmesi, …. Şti. tarafından düzenlenen faturalarda fidelerin sertifikalı olduğunun belirlenmiş bulunması, davalının fide üreticisi değil meyve üreticisi olması, dosyadaki bilgilerden elma fidelerinin ilk bakışta ayırt edilebilmesinin mümkün bulunmadığının belirlenmiş olması, mahkemece bu ayrımın yapılmasının ancak labrotuvar ortamında sağlanmış bulunması, davalının üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmiş olması, bu anlamda dava dışı şirketten sertifikalı ürünü faturalı olarak almış bulunması ve davalının bu fideleri bilerek aldığının davacı tarafça ispatlanamamış olması karşısında davalının üzerine düşen ve kendisinden beklenilen tüm özeni yerine getirdiği, bunun aksinin ispatına ilişkin bir delilin de dosya kapsamından anlaşılamadığı sonucuna varılmış olup, kusuru bulunmayan davalının maddi ve manevi tazminat ile sorumlu tutulamayacağı kanaatine varılmıştır.
Bu durumda HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verileceğinden ve Mahkemece yapılan bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki diğer istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile, Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16/04/2019 gün ve….. K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
3-DAVANIN KISMEN KABULÜ ile, davalının “… adresindeki elma üretiminin davacıların 5042 sayılı Yeni Bitki Çeşitleri Islahçı Haklarının Korunmasına ilişkin kanun ile korunan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine tecavüzü durdurulmasına ve önlenmesine,
4-Davalı eylemlerinin aynı zamanda TTK 54 ve 55. maddelerde yer bulan haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin önlenmesine (men’ine) ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,
5-Davalının, davacılardan … … … adına 10.12.2009 tarih 2009/034 no ve “CIVG 98” çeşit ismi ile … nezdinde tescilli “…” isimli elmalardan doğan islahcı hakkının ihlal ederek çogaltıltığı, yetiştirdiği ağaçlara, bu ağaçlar üzerindeki meyvelere ve bu eylemlerin icrasında kullanılan her türlü vasıtaya bulundukları her yerde el konulmasına ve imhasına,
6-Kararın kesinleşmesi hakkında masrafı davalıya ait olmak üzere, karar özetinin ulusal çapta yayın yapan 1 gazetede 1 defa ilanına,
7-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
8-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken maddi tazminat yönünden 59,30.TL, manevi tazminat yönünden 59,30 TL ve maddi nitelikli taleplen yönünden 59,30 TL olmak üzere toplam 177,90 TL karar ve ilam harcının, davacılar tarafından peşin ve ıslah harcı olarak yatırılan toplam 2.629,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.451,65 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
9-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduklarından, kabul edilen maddi nitelikli talepler yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
10-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, reddedilen maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
11-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, reddedilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,

12-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan ilk masraf, tebligat ve posta giderleri, talimat masrafı, keşif ve bilirkişi ücreti giderleri toplamı 7.658,45 TL ile istinaf aşamasında yapılan tebligat ve posta giderleri toplamı 61,70 TL olmak üzere toplam 7.720,15 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2 kabul edilerek 3.860,08 TL.’ye, 59,30 TL peşin harç tutarı eklenerek toplam 3.919,38 TL.’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
13-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan bilirkişi ücreti giderleri toplamı 1.800,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2 kabul edilerek 900,00 TL.’nin davacılardan alınarak anılan davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
14-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
15-Davacılardan alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
16-Davalıdan peşin olarak alınan 1.034,00 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
17-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/06/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip