Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1688 E. 2021/959 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2019
NUMARASI : …
DAVANIN KONUSU : … Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/06/2019 tarih ve…. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili Şirketin 1925 yılında İsviçre’de bir şahıs şirketi olarak kurulduğunu ve yalnızca şeker, kahve, sabun gibi temel ihtiyaçların satıldığı küçük bir market olarak ticari hayata başladığını, 1940’lı yıllarda ise İsviçre’nin birçok bölgesine yayıldığını, 1954 yılında İstanbul Belediyesi tarafından alınan bir kararla Türk …. sayı ile tanınmış marka olarak …nun özel siciline eklendiğini, müvekkili şirketin uzun yıllardır … markası altında logosunu kullandığını, bu markanın dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi ülkemizde de tescilli olduğunu, Kurum nezdinde tescilli pek çok markada sadece müvekkili adına tescilli ve müvekkilini çağrıştıran “M” harfinin kullanıldığını, müvekkili tarafından halihazırda tescilli “M” markasının tanınmışlık durumunun Kurum tarafından tespit ve kabul edilmesi amacıyla yapılan başvurunun … … tarafından reddedildiğini, bu karara yapmış oldukları itirazın da … kararı ile reddedilerek müvekkil markasının tanınmış olmadığına kanaat getirildiğini, Paris Sözleşmesi uyarınca tanınmış marka için devletin yetkili makamının markanın tanınmış olduğunu bizzat bilmesinin değil, markanın ilgili çevre içinde tanınmış olduğu hakkında bilgi sahibi olmasının gerektiğini, TRIPS madde 16/2 ile bir markanın aynı veya farklı hizmetlere karşı “tanınmış marka” olarak korunabilmesi için aranan bilinirlik koşulunun “ilgili sektörde bilinirlik” olarak belirlendiğini, müvekkilinin M markasının tüketici ürünlerinin perakende satışı hizmetlerinde tanınmış olmadığı sonucuna ulaşmanın mümkün olmadığını, müvekkilinin M markalarının Kurum kriterleri çerçevesinde tanınmış marka ölçütlerini ve …. tarafından aranan ilgili sektörde tanınmışlık kriterlerini fazlasıyla karşıladığını ileri sürerek, …’in… sayılı kararının iptaline ve M markasının tanınmış marka olarak sicile kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı markasının tanınmış olduğunun ispat edilemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacıya ait “M” esas unsurlu…. sayılı markanın, kapsamında yer alan 35. sınıftaki hizmetler yönünden tanımış marka kriterlerini taşıdığı, bu nedenle anılan 20.10.2017 tarih ve … sayılı … kararının iptali şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile …. sayılı kararının iptaline, davacıya ait ”M” esas unsurlu …. sayılı markanın kapsamında yer alan 35. sınıf perakendecilik hizmeti yönünden tanınmış olduğunun tespitine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, tek harften oluşan “M” markasının ayırt ediciliğinin zayıf olduğunu, söz konusu ibarenin tek başına tanınmış olduğunun ispat edilemediğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, davacı markasının tanınmış marka olarak tescili talebinin reddine dair … kararının iptali ile davacı markasının Tanınmış Markalar Siciline tescili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava şartları, mahkemece davanın esası hakkında yargılama yapılabilmesi için gerekli olan şartlardır. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan “Kamu Düzeni” ile ilgili zorunlu koşullardır. Mahkeme, hem davanın açıldığı günde, hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp, incelemek durumunda olup; bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir (6100 sayılı HMK’nın 114 – 115. maddeleri). Bu kapsamda, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-h maddesinde, “Dava açmakta hukuk yararın bulunması” dava şartlarından sayılmıştır. Hukuki yarara ilişkin dava şartının sonradan tamamlanması da mümkün değildir.
İlk Derece Mahkemesince, dava konusu “M” markasının, kapsamında yer alan 35. sınıftaki hizmetler yönünden tanımış marka kriterlerini taşıdığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve ‘M” esas unsurlu …sayılı markanın kapsamında yer alan 35. sınıf perakendecilik hizmeti yönünden tanınmış olduğunun tespitine karar verilmiştir. Ancak, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 05/02/2020 tarih, …. Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere her ne kadar davalı Kurum tarafından, kendisine başvuru halinde başvuru konusu markanın tanınmışlık niteliğine haiz olup olmadığı konusunda inceleme yaparak bu nitelikte gördükleri markalar için sicil oluşturulmuş ise de; davalı Kurumun kanunen böyle bir sicil oluşturma yetkisi olmadığı gibi, tanınmışlık özelliği sabit bir olgu olmadığından, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik kabullerine göre de, herhangi bir davada dayanılan markanın tanınmış olduğunun ileri sürülmesi halinde, her bir somut olayda o markanın tanınmış olup olmadığının ve tanınmışlığını sürdürüp sürdürmediğinin münferiden ispatlanması gerektiği kabul edilmektedir. O halde İlk Derece Mahkemesince, yukarıda yapılan açıklamalar göz önüne alınarak, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu sebeple resen kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 114/1-h maddesinde dava şartı olarak öngörülen hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince işin esası incelenmeden kararın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince, davalı … vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/06/2019 tarih ve… K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Kararın niteliğine göre, davalı … vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA,
4-Davalı … tarafından yatırılan 44,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın tebliği ve harç tahsil işlemlerinin yerel mahkemece yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/06/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a.4. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/07/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip