Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1683 E. 2021/955 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2019
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07/03/2019 tarih ve ….. K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin 1994 yılından beri tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini, faaliyetlerinde kullandığı “…” markasını meşhur ve maruf hale getirdiğini, bu ibarenin ayrıca müvekkili adına marka olarak tescilli bulunduğunu, davalı Şirketin …. sayılı “…. ibaresinin 24, 25 ve 35. sınıf mal ve hizmetlerde tescili için diğer davalı Kuruma başvurduğunu, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazın … tarafından kabul edilerek başvurunun reddine karar verildiğini, davalı Şirket tarafından bu karara yapılan itirazın ise YİDK kararı ile yerinde görüldüğünü ve tescil işleşlerinin devamı yönünde karar tesis edildiğini, oysa davaya konu marka başvurusu ile müvekkili markalarının görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer olduğunu, ilişkilendirme ihtimalinin bulunduğunu, markalarda ortak unsurun “…” ve “…” ibaresi olduğunu, her iki ibare arsında ciddi benzerliğin bulunduğunu, başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlanmadığını, müvekkilinin … markasının tanınmış marka olduğunu ileri sürerek, YİDK’in …. sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket, davaya konu olan “…” ibaresinin pamuk anlamında olduğunu, bu anlamı nedeniyle tekstil ve giyim sektöründe tanımlayıcı bir ibare olması ile birlikte herkes tarafından kullanılabilir nitelikte bulunduğunu, başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığını ve markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraf markaları arasında hem emtia yönünden hem de görsel ve işitsel yönlerden benzerlik bulunduğu, bu benzerliğin ortalama tüketici nezdinde karışıklığa yol açabileceği, dolayısıyla 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamında davaya konu çekişme konusu tüm mal ve hizmetler bakımından iltibas tehlikesinin söz konusu olduğu, davacının tanınmışlığa ilişkin yeterli kanıt sunmadığı ancak 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi kapsamında iltibas tehlikesinin oluşacağı saptanmış olduğundan, olayda KHK’nin 8/4 maddesinin uygulanma koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile YİDK’in 04/04/2017 tarih, ….. sayılı kararının iptaline, davalı adına tescilli…. sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, davacıya ait “…” markasının ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, bu durum gözetildiğinde dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, “…” ibaresinin herkesin kullanımına açık bir ibare olduğunu, bu ibarenin ortak olması nedeniyle müvekkili başvurusu ile davacı markaları arasında iltibas bulunduğunun kabul edilemeyeceğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…… ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira dava konusu başvurunun asli unsurunu “…” ibaresinin oluşturduğunu ve bu ibare ile “… “ibaresi arasında benzerlik olduğu, her ne kadar davalı taraflarca “…” ibaresinin ayırt edici nitelik taşımadığı savunulmuş ise de bu savunmanın yerinde olmadığı, diğer deyişle anılan ibarenin ayırt edici nitelik taşıdığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşik uygulamasının da bu yönde bulunduğu (Örneğin …Karar sayılı ilamlar) anlaşılmakla, davalı … ile davalı Şirket vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … ile davalı …. vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/07/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip