Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1676 E. 2021/953 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/03/2019
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/03/2019 tarih ve ….K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili Şirketin temizlik için kağıt mamülleri ve benzer ürünler ile deterjan emtiası ve kişisel bakım mamülleri üretimi alanında faaliyette bulunduğunu, bu alanlarda ürettiği ürünlerde kullanılan …,…. asıl unsurlu markalarına dayalı olarak bu başvuruya yapılan itirazın, davalı Kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, markalar arasında ilk bakışta fark edilemeyecek derecede görsel ve fonetik benzerlik olduğunu, özellikle … markası ile başvuru konusu işaretin okunuşları da dikkate alındığında söyleniş bakımından neredeyse aynı olduklarının görüneceğini, tüketici nezdinde davalılara ait başvuruya konu markanın müvekkiline ait markanın seri markası olarak algılanacağını, başvuru konusu işaretin kapsamında bulunan emtianın, müvekkilinin … markası kapsamında bulunan emtia ile aynı ve/veya iltibas yaratır ölçüde benzer olduğunu, müvekkilinin … markasının tanınmış marka niteliğinde bulunduğunu, …. markasının tescil edilmesi halinde müvekkili markasının toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceğini, markanın itibarına zarar verileceğini veya markanın ayırt edici karakterinin zedeleneceğini, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK’in…. sayılı kararının iptaline, tescili halinde dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar vekili, müvekkilleri başvurusu ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, … ibareli davacı markaları ile… sayılı … ibareli davalı marka başvurusu arasında 556 sayılı KHK’nın 7/1-b ve 8/1-b maddeleri kapsamında ayniyet ya da benzerlik bulunmadığı, … ibareli davacı markası tanınmış olmakla birlikte, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesinde sayılan koşulların somut olayda gerçekleşmediği, davalı marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığı iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, dava konusu başvuru ile müvekkiline ait … markası arasında ilk bakışta fark edilemeyecek derecede, gerek şekil ve görünüş, gerekse fonetik ve işitsel olarak benzerlik olduğunu, mahkemece yapılan benzerlik incelemesinde, markaların “…” ibaresinden türetildiği görüşüyle markaların ….. şeklinde ayrılarak incelendiğini, oysa gerek marka mevzuatı gerekse yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca, markaların benzerliğinin değerlendirilmesinde öncelikli olarak kullanılan prensibin genel izlenim olduğunu, tüketiciler nezdinde davalılara ait başvuruya konu markanın müvekkiline ait markanın seri markası olarak algılanacağını, başvuru konusu işaretin kapsamında bulunan emtianın müvekkilinin … markası kapsamında bulunan emtia ile aynı ve/veya iltibas yaratır ölçüde benzer olduklarını, müvekkiline ait … markasının tanınmış marka olduğunu ve bu nedenle de başvurunun tescilinin mümkün olmadığını, emsal mahkeme kararlarının dikkate alınmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, başvurunun bir bütün olarak “…” ibaresinden oluştuğu, başvuru konusu ibareye hecelerine bölerek iltibas değerlendirmesi yapılamayacağı, taraf marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından davacı markalarının tanınmış olmalarının da başvurunun tescilini engellemeyeceği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/07/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip