Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1672 E. 2021/952 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/03/2019 tarih ve … sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin 1987 yılında İstanbul’da kurulduğunu, 1996 yılında fabrikalarının faaliyete geçtiğini, müvekkili Şirket adına 02.05.2014 tarihinde ….” ibareli marka başvurusunun yapıldığını, başvurunun ilanı üzerine davalı Şirketin “…” asıl unsurlu markalarına dayalı olarak başvuruya itiraz ettiğini, …… sayılı markalara dayalı itirazın yerinde görülerek başvurunun kısmen reddine karar verildiğini, bu karara yaptıkları itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili Şirketin ticaret unvanının kök unsurunu oluşturan “…” ibareli markaların müvekkili adına tescilli bulunduğunu, bu markaların nizasız ve fasılasız şekilde kullanılarak ayırt edicilik kazandıklarını, söz konusu marka üzerinde müvekkilinin öncelikli hak sahibi olduğunu, müvekkili başvurusu ile redde mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, YİDK’in…. sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin ana markası olan … markasının ve seri markalarının önüne ya da arkasına gelecek eklerle kullanılmasının müvekkiline maddi ve manevi zarar vereceğini, dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında iltibas tehlikesinin bulunduğunu, tescili halinde dava konusu başvurunun müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, … sayılı davacı marka başvurusu ile “……ibareli davalı markaları arasında, başvuru kapsamından çıkarılan 35/01, 02, 03 alt gruplarında yer alan çekişmeli hizmetler bakımından, 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunduğu, davacının….. sayılı marka başvurusu yönünden, önceki markalarından kaynaklı müktesep hakkının bulunmadığı, dava konusu YİDK kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkilinin dava konusu markanın öncelikli ve üstün hak sahibi olduğunu, müvekkili başvurusunun yazılış, tasarlanış biçimi, markada kullanılan renkler bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı markaları ile herhangi bir ayniyet/benzerlik bulunmadığı, davalı ile müvekkilinin alanlarının birbirinden çok farklı olup, davalının gıda ürünleri ile ilgili … markasını kullanırken müvekkilinin profesyonel kişilere yönelik ara kimyevi tutkal ve yapıştırıcılarda kullandığını, gerekçeli kararda her ne kadar bilirkişi raporu esas alınmışsa da söz konusu raporda müktesep hak konusu değerlendirilirken müvekkiline ait sadece …. sayılı betabond markası üzerinden açıklamalar yapıldığını, diğer müvekkil markalarının 36/01, 02, 03 alt gruplarını kapsamadığı gerekçesiyle değerlendirmeye alınmadığını, ancak varılan bu kanaatin hatalı olduğunu, zira bahsi geçen müvekkili markalarının 35. sınıftaki mal ve hizmetlerde tescilli olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile redde mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira başvuruda yer alan “…” ibaresinin ayırt edicilik taşımadığı ve taraf markalarının asli unsurunu “…” ibaresinin oluşturduğu, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07.01.2019 tarih, … Karar sayılı bozma ilamında da “…” ibareli marka ile “…” asıl unsurlu markalar arasında iltibas tehlikesi bulunduğunun açıklandığı, iltibas değerlendirmesinde marka kapsamları esas alınacağından, taraf şirketlerin fiilen ayrı sektörlerde faaliyet göstermelerinin, işbu uyuşmazlık açısından bir etkisinin olmadığı, dava konusu başvuru yönünden davacı yararına müktesep hak koşullarının da oluşmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/07/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip