Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1667 E. 2021/932 K. 18.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/06/2019 tarih ve…..sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı gerçek kişinin ….” ibareli marka başvurusuna , müvekkilinin “….” ibareli markalarına dayalı olarak yaptığı itirazının nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa dava konusu marka başvurusunun müvekkilinin itirazına mesnet markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunduğu gibi tescil edilmek istenen emtianın da müvekkilinin mesnet markalarının tescil kapsamında yer alan mal ve hizmetlerle aynı/benzer bulunduğunu, bu nedenle taraf markları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b anlamında iltibas tehlikesi olduğunu, dava konusu markanın müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını,YİDK’in benzer uyuşmazlıklarda verdiği kararları ile çeliştiğini, dava konusu marka başvurusunun kötüniyetli olduğunu ileri sürerek ….sayılı YİDK kararının iptaline,… sayılı “…” ibareli marka başvurusunun tescili halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, taraf markalarının benzer olmadığını, “…..” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük bulunduğunu, dava konusu markada yer alan diğer unsurların markayı farklılaştırdığını, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, davacı markası ve müvekkilinin markasının benzer olmadığını, bariatrik beslenen özel bir kesime hitap eden müvekkili markasının davacının markası ile aynı yerde bulunma olasılığının da bulunmadığını,” ….” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu marka ile davacının mesnet gösterdiği markalar arasında mülga 556 sayılı KHK m. 8/1-b anlamında iltibas ihtimali olmadığı, davacının tanınmışlık ile ilgili iddialarının somut olaya uygulanma imkanının bulunmadığı, dava konusu başvurunun kötüniyetli olduğu yönündeki iddiaların ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, müvekkili markalarının esas unsurunu teşkil eden …. ,ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olmadığını, taraf markalarının esas unsurlarının aynı bulunduğundan iltibasa neden olacak düzeyde benzer … bulunduğunu, markların tescil kapsamlarının da aynı olduğunu, mahkemce iltibas incelmesi yapılırken ortalama tüketici kriterinin yok sayıldığını, uyuşmazlık konusu 05,29,30,32 ve 35. sınıf mal ve hizmetlerin gıda ürünlerini içerdiğini, sınıf malların tüketim amacı , nispeten daha ucuz olduğu erişimin oldukça kolay bulunması gibi nedenlerle markalar arasındaki farklılığın çok daha belirgin olması gerektiğini, yine tescil edilmek istenen bir kısım emtianın tüketicileri arasında çocuklarında yer aldığını, bu nedenle iltibas riskinin yüksek olduğunu, dava konusu markanın müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli bulunduğunu, zira davalının müvekkilinin tanınmış markalarından haberdar olmayacağının düşünülemeyeceğini, başvurunun müvekkili markalarının tanınmışlığından haksız yararlanmak amacıyla yapıldığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…. ” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olmadığı, zira dava konusu başvuruda, davacı markasının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin öne çıkartılmayıp bir bütün olarak “…” ibaresine asli unsur olarak yer verildiği , bu şekilde başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, taraf marka işaretleri benzer olmadığından, davacının itirazına mesnet markalarının tanınmış olup olmadığının tartışılmasının sonuca etkili bulunmadığı, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığının da ispat edilemediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 18/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/07/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip