Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1658 E. 2021/931 K. 18.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/09/2019
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Eski Hale Getirme, Maddi ve Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/09/2019 tarih ve …..K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı ile dava dışı yüklenici … … Ltd Şti arasında … kayıt numarası ile … Kesişimi Köprülü Kavşak inşaatı işi kapsamında imzalanan sözleşme doğrultusunda, inşaatı tamamlanarak 23.04.2001 tarihinde açılışı yapılmış olan … …’ın dava dışı yüklenici … … Ltd. Şti ile müvekkili ile arasında 2000 yılı Ekim ayında yapılan anlaşma uyarınca, çevre düzenleme projesi, proje tasarımcısı ve eser sahibinin müvekkili olduğunu, projenin uygulama süresince de kontrolörlüğünü yaptığını ve danışmanlık hizmeti verdiğini, 13.09.2017 tarihinde davalı Belediye ekiplerince … meydanında yer alan anıtın yıkılmasının, ülkemizde geniş çaplı haber olduğunu, müvekkilinin de bu şekilde haberdar bulunduğunu, 22.09.2017 tarihli dilekçe ile davalıya başvurularak eser sahibi olarak kendisinden izin alınmadan herhangi bir değişiklik yapılamayacağını bildirdiğini, davalı belediye tarafından verilen cevapta ilgili işe ait dosyalarda yapılan incelemelerde eser sahibinin adının geçtiği ancak imzasının bulunmadığı projelerin yer aldığının,2000 yılı itibariyle hizmete açılan meydanın, geçen süre zarfında mevsim şartları, kullanıcı tahribatı vb. nedenlerle tadilat programına alındığının, yapısal doku değişikliği, anıtsal ve simgesel değerin yok edilmesinin söz konusu olmadığının bildirildiğini, ancak davalı Belediyenin çalışmaları sonucu simgesel anıtın değiştirildiğini, en önemli özelliklerinden olan paslanmaz çelik tellerin kaldırıldığını, onların üzerinden akan su perdesi sisteminin yok edildiğini, meydanın adının bulunduğu ve TBMM’nin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş öyküsünün tarihsel vurgu ile anlatan Türkçe ve İngilizce yazılmış metinlerin kaldırıldığını, projeye aykırı şekilde oturma banklarının değiştirildiğini ve anlamsız bazı kent mobilyaları konulduğunu, yıllardır değişmeden duran ve eser sahibi olarak müvekkilini gururlandıran eserinin yok olduğunu gören müvekkilinin manevi olarak üzüldüğünü ileri sürerek eserin eski hale getirilmesini, 50.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle tahsilini ve hükmün ilanının talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin arşiv kayıtlarında….kayıt numarası ile “….” olarak kayıtlı bulunan işe ait dosyalarda yapılan incelemede, davacının adının geçtiğini, ancak imzasının bulunmadığı projelerin mevcut olduğunu, davacı ile müvekkili arasında herhangi bir akdin bulunmadığını, işin dava dışı …. ile imzalanan sözleşme ve şartname doğrultusunda yapım işlerinin tamamlandığını, 2000 yılı itibari ile hizmete açılan …’nda geçen süre zarfında meydana gelen tahribat, ekonomik ömrünü tamamlayan malzemeler nedeniyle, alanda herhangi bir işlev, yapısal doku değişikliği yapılmadan anıtsal ve simgesel değerler korunarak onarım ve bakım çalışmalarının Eylül 2017 tarihinde Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı sorumluluğunda tamamlandığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “… keşişimi köprülü kavşak projesi’nin yapımına ilişkin mimari projenin 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında, “ilim ve edebiyat eseri” niteliğinde bulunduğu, “…”nın yapımına ilişkin mimari projenin eser sahibinin davacı olduğu, davacı tarafın eser üzerinde FSEK’ten doğan manevi ve mali hakları tasarruf yetkisinin bulunduğu, davacıya ait mimari projenin hayata geçmesiyle ortaya çıkan “…” isimli yapının estetik vasfa sahip olduğu, bu nedenle yapının mimari eser (güzel sanat eseri) niteliğinde bulunduğu, proje müellifi mimarın, projenin uygulanması ile hayata geçen yapı üzerinde de hak sahipliği olduğu, eserdeki üçgen su perdesi havuzunun 3 cm aralıklı çelik hatlarının sökülmesi ve mermer duvarlar üzerinde bulunan yazıların tamamen kaldırılmasının eserin bütünlüğünü bozduğu, dolayısıyla davacının iznini gerektirdiği, davacının eserin bütünlüğüne zarar veren değişikliklerin eski hale getirilmesi talebinin yerinde olduğu, söz konusu değişikliğin eski haline getirilmesinin kamunun veya malikin menfaatlerini esaslı surette haleldar etmediği, 10.000 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun düşeceği ve hükmün ilanında davacının hukuki yararı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının eserin bütünlüğüne zarar veren değişiklikler (üçgen su perdesi havuzunun 3 cm aralıklı çelik hatlarının sökülmesi ve mermer duvarlar üzerinde bulunan yazıların tamamen kaldırılması) konusundaki eski hale getirme talebinin kabulüne,10.000,00.-TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsiline , fazlaya ilişkin istemin reddine ve hükmün ilanına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, müvekkilinin arşiv kayıtlarında ….kayıt numarası ile “… ” olarak kayıtlı bulunan işe ait dosyalarda yapılan incelemede, davacının adının geçtiğini, ancak imzasının bulunmadığı projelerin mevcut olduğunu, davacı ile müvekkili arasında herhangi bir akdin bulunmadığını, işin dava dışı …..ile imzalanan sözleşme ve şartname doğrultusunda yapım işlerinin tamamlandığını, 2000 yılı itibari ile hizmete açılan …’nda geçen süre zarfında meydana gelen tahribat, ekonomik ömrünü tamamlayan malzemeler nedeniyle, alanda herhangi bir işlev, yapısal doku değişikliği yapılmadan anıtsal ve simgesel değerler korunarak onarım ve bakım çalışmalarının Eylül 2017 tarihinde Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı sorumluluğunda tamamlandığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, eser sahipliğinden kaynaklanan eski hale iade ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dosya kapsamından davacıya ait olduğu sabit bulunan mimari projenin uygulanması sonucu ortaya çıkan “…” isimli yapının FSEK’in 4. maddesi kapsamında güzel sanat eseri olduğu, davalı tarafça yapılan onarım sırasında dava konusu eserdeki üçgen su perdesi havuzunun 3 cm aralıklı çelik hatlarının ve mermer duvarlardaki yazıların sökülmesinin eserin bütünlüğünü bozduğu, yapılan bu değişikliklerin zorunluluktan veya ihtiyaçtan kaynaklanmadığı gibi eserin eski hale getirilmesinin kamunun ve malikin menfaatlerinin esaslı suretle haleldar etmediği hususlarının mahkemece görüşüne başvurulan ve aralarında yüksek mimarın da bulunduğu bilirkişi heyeti incelemesi sonucunda tespit edildiği, davalı tarafça davacı eser sahibinden izin alınmaksızın yapılan bu değişikliklerin davacının eser sahipliğinden kaynaklanan manevi haklarını ihlal ettiği, takdir edilen manevi tazminatın da somut olayın özelliklerine ve hakkaniyete uygun bulunduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan nispi harcın mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 18/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/07/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip