Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1650 E. 2021/874 K. 11.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/09/2019
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 19/09/2019 tarih ve … K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “… …” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı tarafından… sayı ile başvurusu yapılan “…” ibareli markanın ilanına itiraz yapıldığını, yapılan bu itirazın … Başkanlığı tarafından kabul edildiğini ancak davalının bu karara karşı YİDK nezdindeki itirazı sonucunda kabul edildiğini, taraf markaların aynı mal ve hizmet sınıfına ait olduğunu, davaya konu olan “…” ibaresinin müvekkilinin bir yan markası olarak algılanmasının yüksek olduğunu, müvekkilinin “… Şekil” ibareli markanın asli unsurunun “…” olup bu ibare baz alınarak belirlenen başkaca markalarının da olduğunu, davaya konu olan markanın asli unsurunun “…” olduğunu ortak olan bu unsurun tüketici de ortak marka algısının yaşanmasına neden olacağını ileri sürerek YİDK’nın 12/04/2018 tarih ve…. sayılı kararının iptalini, davalıya ait … sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, taraf markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, iki markanın da aynı firmanın markası gibi algılanabilecek nitelikte olmadığını, ortak olan “…” ibaresinin ise Ankara’nın merkez ilçelerinden olan ve Türkiye çapında iyi bilinen bir ilçenin adı olduğunu ve tarafların bu ilçede faaliyet gösterdiğini, başvuru konusu markada “…” ibaresi ve Kalp içinde YH harflerinden oluşan özgün nitelikteki logonun markanın asli unsurlarını oluşturduğunu, “…” ibaresinin ise hizmetlerin sunulduğu ilçeyi tanımlayıcı bir şekilde kullanıldığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, “…”nin 2006 yılında “Özel … … Hastanesi” sağlık hizmeti sunucusunun Ankara ilindeki şubesi olarak 2005 yılında hizmet vermeye başlandığını, Batman ve … ibarelerinin faaliyette bulunulan coğrafi bölgeyi ifade etmekte olduğunu, markanın asli unsurunun “…” ibaresi ile birlikte renkli kalp şeklinin içindeki mavi renkli “Y” ve “H” harflerinden oluşan grafik unsurunun olduğunu, markalar arasında benzerlik taşıyan “…” ibaresinin Ankara’nın merkez ilçesi olduğunu ve bu nedenle halk tarafından coğrafi bir gösterge olarak bilindiğini bu nedenle “…” ibaresinin yarattığı birincil algının davacı markasına gönderme yapmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının ….. başvuru numaralı ve ”… Şekil” ibareli başvuru ile redde gerekçe olan markalar… sayılı ve “… Şekil”, “… Şekil”, arasında ortak unsur olan “…” ibaresinin Ankara’nın merkez ilçelerinden olan ve Türkiye çapında da iyi bilinen bir ilçenin adı olduğu, tarafların bu ilçede faaliyet gösterdikleri, bu nedenle hizmetlerin sunulduğu yeri gösteren tanımlayıcı bir ibare olduğu ve tek başına ayırt edici niteliğinin bulunmadığı, başvuru konusu markada “…” ibaresi ile kalp içinde “yh” harflerinden oluşan özgün nitelikteki logonun ayırt edici ve asli markasal unsurları oluşturduğu, “…” ibaresinin ise hizmetlerin sunulduğu ilçeyi gösteren tanımlayıcı bir unsur şeklinde kullanıldığı, markaların ihtiva ettikleri unsurların tamamı ile birlikte ve bir bütün olarak sahip oldukları algı ve izlenim itibariyle karıştırılacak düzeyde benzer olmadığı ve 556 sayılı KHK’nın 8/1(b) bendi kapsamında değerlendirilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, somut olayda teknik incelemenin gerekli bulunduğunu, müvekkilinin adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, markalar arasında iltibas bulunduğunu, kapsamlarının da aynı olduğunu, davalının markasında bulunan … ibaresinin yeterli farklılık sağlamadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali, marka hükümsüzlüğü ile sicilden terkin istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı Şirketin “…” ibareli başvurusu ile davacının “… ŞEKİL” ibareli itirazına mesnet markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas bulunmadığı, zira taraf markaları arasında ortak unsur olarak bulunan “…” ibaresinin Ankara’nın ilçelerinden olan ve Türkiye çapında da iyi bilinen bir ilçenin adı olduğu, maruf ve meşhur coğrafi yer adlarının kimsenin kullanım tekeline bırakılamayacağı, diğer taraftan başvuru konusu markada bulunan “…” ibaresi ile kalp içindeki “yh” harflerinden oluşan ayırt edici logonun markalar arasında yeterli farklılığı sağladığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin “…-…” markalarına ilişkin verdiği … Esas,… Karar ve 04/04/2018 Tarihli; “…-… …” markalarına ilişkin verdiği ….Karar ve 04/12/2019 Tarihli kararlarının da bu yöne ilişkin bulunduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan maktu harcın mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/06/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip