Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1647 E. 2021/945 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/09/2019
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Markaya Tecavüzün Tespiti, Men’i ve Ref’i, Haksız Rekabetin
Tespiti ve Durdurulması, Tecavüzün Durdurulması, Maddi ve
Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/09/2019 tarih ve … K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin “…” markasının 2005 yılından beri “…” alan adı ile yine davacıya ait bulunan internet sitesinde faal bir şekilde kullandığını, hali hazırda sayıları onları aşan çeşitli üniversite ve enstitülerde araştırmacı doktor ve doçent unvanları ile çalışan, önemli çalışmalara imza atan, çok değerli yazarları, nitelikli akademik incelemeleri, makaleleri yayınlanmakta olduğunu, söz konusu yayınların sınai mülkiyet haklarını koruyabilmek amacıyla “…” markasını … sayı ile 06.11.2017 tarihinden itibaren on yıl süre ile geçerli olmak üzere 05.04.2018 tarihinde adına tescil ettirdiğini, bu marka tescilinin 16., 41. ve 42. sınıfları kapsadığını, dolayısıyla basılı evrak mallarının davacıya ait markanın kapsamında bulunduğunu, “…” markasının davacının 13 yıllık yoğun emek ve mesaileri sayesinde tanınmış bir marka haline geldiğini, davalının davacı adına tescilli marka ile ticari faaliyetler gerçekleştirdiğini ve aynı zamanda ISSN alarak davacının hakemli dergi çıkarmasını engellediğini, davalının bu kullanımının davacı adına tescilli markadan doğan hakları ihlal ettiğini ve diğer yandan haksız rekabet oluşturduğunu, davalı tarafın 2017 Aralık ayından itibaren “…” isminde bir dergi yayınlamaya başladığını, davalı tarafça gerçekleştirilen bu kullanımın davacının faaliyet gösterdiği sektör ile aynı olduğunu, zira 16. sınıfta yer alan malların kapsamına girdiğini, bu kullanımın iltibasa yol açtığını, davalının, davacının tanınmış markasından haksız yarar sağlama amacıyla hareket ettiğini ileri sürerek, davalı tarafın davacıya ait tescilli markalara tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden her türlü kullanımının önlenmesini ve durdurulmasını, mevcut ürünlere el konulmasını, derginin dijital olarak yayınlandığı internet sitesinden, davalıya ait “…” dergisi ile ilgili içeriğin kaldırılmasını, davalıya ait internet sitesi sayfasına erişimin engellenmesini, şimdilik 100-TL maddi ve 10.000-TL manevi tazminatın 17.07.2018 ihtarname tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın bir zararının olmadığını, Üniversite bünyesinde çıkarılması planlanan 01.08.2018 tarihli derginin, davacı tarafından keşide edilen ihtarname nedeniyle basılmadığını ve yayımlanmadığını, mevcut kullanımlara da son verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, “…” ibareli markanın davacıya ait internet sitesinde ilk defa 11 Ekim 2017 tarihinde yayımlanmaya başladığı, davacı adına tescilli markanın esas unsurunu oluşturan “…” ibaresinin büyük harflerle yazılmış şeklinin davalının fiili kullanımlarında da yer aldığı, bu itibarla SMK’nın 29. maddesi hükmünde düzenlenen marka hakkına tecavüzün ilk koşulu olan işaret benzerliği koşulunun sağlandığı, davacının markasının kapsamında 16. sınıftaki “Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler.” emtiasının bulunduğu, davalı kullanımlarının gerçekleştiği dergi emtiasının da, davacının tescilli markasının kapsamında yer aldığı, davalının ihlal teşkil eden kullanımlarının Aralık 2017’de başladığı, davacı adına tescilli markanın başvuru tarihinin 06.11.2017, başvurunun yayım tarihinin ise 23.11.2017 olduğu, davalı kullanımlarının, davacının marka tescil başvurusunun yayınından sonra gerçekleştiği, dolayısıyla davalının fiili kullanımlarının, davacının …. sayılı markasından doğan haklara tecavüz ve TTK 55/4 maddesi bağlamında haksız rekabet oluşturduğu, davacı vekilinin yoksun kalınan kar ile ilgili maddi tazminattan feragat ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı tarafından gerçekleştirilen fiili kullanımların davacı adına tescilli … sayılı markaya tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, tecavüz teşkil eden eylemlerinin men’ine ve ref’ine, davacıya ait tescilli marka adı ile iltibas teşkil eden alan adını içeren davalıya ait internet sitesine erişimin engellenmesine, davalının fiili kullanımlarının TTK 55/4 hükmü gereğince haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, markalara tecavüz teşkil eden tanıtım vasıtası dahil olmak üzere davacının tescilli markasını içeren her türlü ürüne el konulmasına, el konulan ürünler üzerindeki markaların silinmesine mümkün olmaması halinde bu ürünlerin imhasına, hüküm özetinin ilanına, 3.000,00.-TL manevi tazminatın ve ihtarname gideri olarak davacının talep ettiği 50,00.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yoksun kalınan kazanç ile ilgili davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacı tarafın bir zararının olduğunu ispatlayamadığını, bu nedenle tazminat talebinin reddedilmesinin gerektiğini, Üniversite bünyesinde çıkarılması planlanan 01.08.2018 tarihli derginin, davacı tarafından keşide edilen ihtarname nedeniyle basılmadığını ve yayınlanmadığını, mevcut kullanımlara da son verildiğini, bu durumun müvekkilinin iyi niyetini gösterdiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili katılma yoluyla sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde, davalı kurumun müvekkilinin markasını izinsiz kullanması, yararlanması ve müvekkilinin aynı marka isminde bir dergi çıkarmasına mani olması sonucu müvekkilinin uğradığı zararın ve bu zararlarının giderilmesi amacıyla yapmış olduğu yargılama giderlerinin bir bütün olarak düşünüldüğünde, yerel mahkemece hükmedilen manevi tazminat değerinin oldukça düşük kaldığını ve müvekkilinin mağduriyetini gidermeye yetmediğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1- Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i ve ref’i, durdurulması, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının “…” ibareli internet alan adını ilk kez 28.12.2005 tarihinde aldığının ve 11.10.2007 tarihinden itibaren “…” kelimesini içerir paylaşımlar yapmaya başladığının, davacının… sayılı markasının ise 06.11.2017 başvuru, 23.11.2017 yayım ve 05.04.2018 tescil tarihli olup, 16.sınıfta “Basılı yayınlar, basılı evrak, kitaplar, dergiler, gazeteler vs.”, 41.sınıfta “Eğitim öğretim hizmetleri, sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme hizmetleri vs.” ve 42.sınıfta “Bilimsel ve sınai inceleme araştırma hizmetleri, mühendislik hizmetleri vs” hizmetlerinde tescilli bulunduğunun, davalının ise “…. isimli alt alan adını ilk kez 06.08.2017 tarihinde, “http://…/…” isimli alt alan adını ilk kez 17.10.2017 tarihinde yayımlamaya başladığının tespit edildiği, buna ilaveten davalının “…” isimli hakemli dergisinin Aralık 2017 tarihinde basılıp yayımlandığı, dolayısıyla davalının “…” ibaresini internet alan adı altında kullanımı ile kitap olarak yayımlaması eylemlerinin ayrı ayrı tecavüz oluşturduğunun kabulünün gerektiği, davacının ise davasında hem haksız rekabet hem de marka hakkına dayandığı, bu durum karşısında mahkemece davalı tarafından gerçekleştirilen fiili kullanımların, davacı adına tescilli marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin kabul edilmesinde ve buna göre hükmedilen manevi tazminat miktarında bir isabetsizliğin bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer istinaf itirazlarının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2- Ancak davalının eyleminin aynı zamanda bir haksız fiil teşkil ettiği açıktır. Dolayısıyla somut uyuşmazlık yönünden davacı tarafça haksız fiil tarihinden itibaren avans faizi istenmesi mümkündür. Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde de hükmedilecek tazminat tutarlarına 17.07.2018 ihtarname tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesi talep edilmiş, buna karşılık mahkemece hükmedilen manevi tazminat tutarına faiz yürütülmemiştir. Davacı vekili ise süresi içinde sunduğu 02.12.2019 tarihli ek istinaf dilekçesinde bu hususu istinaf talebi olarak ileri sürmüştür. O halde somut uyuşmazlık yönünden mahkemece, davacı yararına hükmedilen manevi tazminat tutarına, temerrüt tarihi itibariyle taleple bağlı kalınarak, 17.07.2018 ihtarname tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesi gerekirken, herhangi bir faiz yürütülmemesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davacı yararına kaldırılması gerekmiştir.
3- 2547 sayılı Kanun’un 3708 sayılı Kanun’la değişik 56/b maddesinde, “Üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitüleri, genel bütçeye dahil kamu kurum ve kuruluşlarına tanınan mali muafiyetler, istisnalar ve diğer mali kolaylıklardan aynen yararlanırlar.” düzenlemesi mevcuttur. Aynı Kanun’un Ek 7. maddesinde ise “Vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumları, bu Kanunun 56. maddesinde yer alan mali kolaylıklardan, muafiyetlerden ve istisnalardan aynen istifade ederler ve bunlar emlak vergisinden muaf tutulurlar.” hükmüne yer verilmiş olup, bu hükümler karşısında 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13/j maddesi gereğince davalı üniversite, yargı harçlarından muaf bulunduğundan mahkemece, bu hususun gözden kaçırılarak davalı üniversite aleyhine harca hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Yine davacı vekilince 25.09.2019 tarihli dilekçe ile maddi tazminat taleplerinin ihtarname giderine ilişkin olduğu, aynı tarihli oturumda da 100,00 TL maddi tazminat taleplerinin 50,00 TL.’nın yoksun kalınan kazanç, 50,00 TL.’nın ise ihtarname giderine ilişkin bulunduğu bildirilmiştir. Dolayısıyla mahkemece davacının 50,00 TL ihtarname giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru ise de, bu meblağın asıl hüküm kısmında değil, yargılama giderleri kısmında dikkate alınması gerekir. Dolayısıyla mahkemece anılan meblağın asıl alacak gibi hüküm kısmında davalıdan tahsiline karar verilmesi de doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle de davalı yararına kaldırılması gerekmiştir.
HMK.’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen diğer istinaf itirazlarının ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/09/2019 gün ve …. K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
3-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalı tarafından gerçekleştirilen fiili kullanımların davacı adına tescilli …. sayılı markaya tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, tecavüz teşkil eden eylemlerinin men’ine ve ref’ine,
4-Davacıya ait tescilli marka adı ile iltibas teşkil eden alan adını içeren davalıya ait internet sitesine erişimin engellenmesine,
5-Davalının fiili kullanımlarının TTK 55/4 hükmü gereğince haksız rekabet oluşturduğunun tespitine,
6-Markalara tecavüz teşkil eden tanıtım vasıtası dahil olmak üzere davacının tescilli markasını içeren her türlü ürüne el konulmasına, el konulan ürünler üzerindeki markaların silinmesine, mümkün olmaması halinde bu ürünlerin imhasına,
7-Mahkeme kararının kesinleşmesini müteakip masrafı davalıdan karşılanmak üzere Türkiye’de trajı yüksek 3 gazeteden birinde ilanına,
8-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 3.000,00.-TL manevi tazminatın, 17.07.2018 ihtarname tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
9-Davacı vekili yoksun kalınan kar ile ilgili maddi tazminattan feragat ettiğinden, yoksun kalınan kazanç ile ilgili davanın feragat nedeniyle reddine,
10-Davacıdan peşin olarak alınan 172,49 TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre maddi olmayan talepler için belirlenen 5.900,00 TL., kabul edilen manevi tazminat talebi için belirlenen 3.000,00 TL., toplam 8.900,00 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre reddedilen maddi tazminat talebi için belirlenen 50,00 TL., reddedilen manevi tazminat talebi için belirlenen 3.000,00 TL., toplam 3.050,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
13-Davacı tarafından yapılan 50,00 TL ihtarname gideri ile ilk derece mahkemesinde yapılan 2.150,00 TL bilirkişi ücreti, 213,00 TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 76,13 TL tebligat masrafından oluşan toplam 2.489,13 TL’nin, davanın kabul ve ret oranına göre takdiren %87,9’u olan 2.187,94 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
14-Davalı tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
15-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
16-Davacıdan peşin olarak alınan 44,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
17-Davalı Üniversite harçtan muaf olduğundan, kendisinden harç alınmasına yer olmadığına,
18-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/06/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip