Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1646 E. 2021/871 K. 11.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/09/2019
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

BİRLEŞEN 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİNİN
… KARAR SAYILI DOSYASI

….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/09/2019 tarih ve … K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, asıl ve birleşen davada, müvekkilinin… sayılı marka başvurusuna karşı “…” markası sahibi tarafından 09.04.2018 tarihinde gerçekleştirilen itirazların davalı Kurumca kabul edildiğini, “…” kelimesinin İngilizce bir ibare olup Türkçe’de büyükanne anlamına geldiğini, anılan ibarenin herkesin kullanımına açık tanımlayıcı bir kelime olduğunu, markanın türetilmiş ve yaratılmış bir marka olmadığını, bu durumun göz ardı edildiğini, müvekkilinin “…” markası ile “…” markası arasında sessel, yazılımsal ve anlamsal bir benzerliğin bulunmadığını, redde gerekçe markanın kırmızı renkli küçük harflerle yazılmış “…” kelimesinden oluştuğunu, müvekkilinin markasının ise “.. …’….. tanıtım çalışmalarının markasına yatırım yaptığının göstergesi olduğunu, daha önce de “…’s ..” ibareli… sayılı markasını tescil başvurusuna konu ettiğini ve markanın 30, 33 ve 43. Sınıflarda tescillendiğini ileri sürerek YİDK’nın 08.06.2018 tarih ….sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, her iki markada da ön plana çıkan esas unsurun, birbirinin tıpatıp aynısı olan “… “kelimesi olduğunu, markaların bu nedenle umumi intibalarının aynı olduğunu, davacının… sayılı markası nedeniyle müktesep hakkının ise bulunmadığını, anılan markanın 29. Sınıf emtiada tescilli olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu marka başvurusu görsel anlamda, davalıya ait markadan farklı birtakım unsurlar içermekte ise de, “…” şeklinde, tescile konu edilen 29. Sınıf emtia ile hiçbir ilgisi bulunmayan, yabancı kökenli bir kelimenin her iki markada da ortak olarak yer alıyor olmasının, anılan emtianın ilgili tüketici kitlesinin genelliği ve ortalama dikkat ve özen düzeyine sahip olacakları düşünüldüğünde işaretler arasında bir ilişki kurulmasına neden olacağı, işaretler arasındaki mevcut farklılıkların, emtia ayniyeti ve markaları oluşturan kelime unsurlarının ortaklığı karşısında işaretlerin birbirlerinden ayrıştırılmaları için yeterli olmadığı, tüketicinin iki işaret arasında ilk anda kuracağı ilişkinin SMK’nın 6/1. maddesi anlamında iltibas ihtimalinin doğmasına sebebiyet vereceği, davacının müktesep hak iddiasına dayanak yaptığı markanın tescil tarihinin 13.07.2016 olduğu ve yine marka kapsamında yer alan emtianın da 30, 33 ve 43. Sınıf mal ve hizmet gruplarına ilişkin olduğu, anılan markanın tescil tarihi üzerinden henüz beş yıllık hak düşürücü süre geçmediğinden ve marka kapsamında yer alan mal ve hizmet sınıfları arasında, uyuşmazlık konusu olan 29. Sınıf emtia bulunmadığından, …sayılı markanın, iş bu dava konusu markaya müktesep hak teşkil etmeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, markaların hizmet verdiği fiziki mekanların birbirinden farklı olduğunu, “….” ibareleri, kısaltma, asli ve tamamlayıcı unsurları ile bir bütün olarak ele alındığında birbirleriyle karıştırılmayacak kadar farklılık içerdiklerini, “….”…. “…” ise ingilizce bir ibare olup, Türkçe’de büyükanne anlamına geldiğini, bütünsel olarak ele alındığında, markalar arasında görsel hiç bir benzerlik bulunmadığını, …” ibareli başvurunun kelimeler bütünü açısından bir isim tamlaması olarak, resimli görseliyle şekilsel olarak ve anlamsal olarak “…” ile karıştırılamayacak şekilde farklılaşmış ve ilişkilendirilemez duruma geldiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının başvurusuna konu “…. ibaresi ile davalı Şirketin itirazına mesnet gösterdiği “…” ibareli marka arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında iltibas bulunduğu, zira her iki markanın esaslı unsurunun “…” olduğu, “…” ibaresinin kapsamındaki emtia açısından ayırt ediciliğinin bulunduğu, markaların kapsamlarının da aynı veya benzer bulunması nedeni ile şirketlerin faaliyet alanlarının farklı olmasının bir öneminin olmadığı, davacının müktesep hak iddiasına dayanak yaptığı markasının tescil tarihi üzerinden henüz beş yıllık hak düşürücü sürenin geçmemiş olması ve marka kapsamında yer alan mal ve hizmet sınıfları arasında, uyuşmazlık konusu olan 29. Sınıf emtianın bulunmaması nedeni ile…sayılı markanın davacıya kazanılmış hak sağlamayacağı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/06/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip