Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1642 E. 2021/919 K. 18.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: .
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/10/2019
NUMARASI :…..
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/10/2019 tarih ve ……. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili Şirketin …. sayılı “… …”, ….. sayılı “……. sayılı “…” markalarının bulunduğunu, davalı gerçek kişi tarafından …..sayılı “… …….” ibareli marka tescil başvurusu yapıldığını, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazın davalı Kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, karşılaştırmaya konu markaların esas unsurları “…” ibaresi olduğundan, taraf markalarının tüketici nezdinde karıştırılmaya neden olacağını, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi koşullarının oluştuğunu, müvekkili Şirkete ait “…” markasının tanınmış marka olduğunu, bu tanınmışlık nedeniyle tüketicilerin taraf markaları arasında ilişki kurabileceğini ileri sürerek, …… sayılı kararının iptaline, marka tescil edilmişse hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunduğu, davacı markalarının tanınmış marka olduğu, … nezdinde tanınmış marka statüsünde yer aldığı, ayrıca dava konusu marka ile davacı markaları arasında görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzerlik bulunması nedeniyle de 6769 sayılı SMK’nın 6/4. hükmünde aranan koşulların oluştuğu, bu nedenlerle iptali istenen YİDK kararının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’in 06/07/2018 tarih….. sayılı kararının iptaline, davaya konu….. sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, dava konusu başvuru ile davacı markalarının karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzer olmadıklarını, taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin, günlük yaşamda sıklıkla kullanılan bir ibare olduğunu, zayıf ibarelerin ayırt edici niteliklerinin de düşük bulunduğunu, bu husus gözetildiğinde başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “… … zeytin ve zeytinyağları+şekil” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira davacı markalarının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin dava konusu başvuruda da aynen asli unsur olarak kullanıldığı ve başvuruda farklı olarak yer alan “…” ibaresinin de “…” ibaresini niteleyerek daha da öne çıkardığı, “…” ibaresinin ayırt edici niteliğinin düşük bulunduğuna ilişkin istinaf itirazının da yerinde olmadığı, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin uygulamasının da bu yönde olduğu (örneğin 08.06.2016 tarih, …. Karar sayılı ilamı) anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı ….. alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı … üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 18/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/07/2021

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.