Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1641 E. 2021/899 K. 18.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1641
KARAR NO : 2021/899
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/09/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/09/2019 tarih ve ./….. E. – …../….. K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ile … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacılar vekili, müvekkillerinin “…” ve “… + Şekil” ibareli birden çok tanınmış markaların sahibi olduklarını, davalının 04.04.2017 tarihinde görsel, fonetik, işitsel ve umumî intiba olarak müvekkillerinin “…” ibareli tanınmış markalarına iltibas ve tecavüz oluşturacak, ayrıca onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayıp itibar ve ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikte 32. sınıf ürünleri içeren “…” ibare ve biçimli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, ……./…….. kod numarası verilen başvuruya, müvekkillerinin iltibas ve tanınmışlık vakıalarına dayalı itirazlarının, önce Markalar Dairesi ve nihai olarak YİDK tarafından ……/M-…… sayılı kararla reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, başvurunun tescilinin müvekkillerinin tanınmış markaları ile iltibasa sebebiyet vereceği gibi onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, itibar ve ayırt edici karakterine zarar vereceğini ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı … vekili, müvekkilinin markasını kullanmadığını, markanın tescil edilmediğini, davanın konusuz kaldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacıların markalarının asıl ve ayırt edici unsurunun “…” ibaresinden oluştuğu, diğer kelimelerin bu sözcüğe göre geri planda kaldıkları, ayırt edicilikte önemlerinin bulunmadığı, davalı başvurusunun konusu olan işaretin “…” ibaresinden oluştuğu, bu sözcüğün “…” ibareli davacı markaları ile görsel ve sesçil olarak bıraktığı umumi intiba itibariyle bağlantı kurulabilecek derecede benzer bulunduğu, ilk bakışta ve derhal böyle bir algının doğmasının kaçınılmaz olduğu, “…” ibaresinin önünde yer alan “…” ibaresinin farklı bulunmasının, ayırt edicilikte yeterli farklılık yaratmadığı, zira bu farklılığın anlamsal, görsel ve sesçil olarak iki işaret arasında var olan genel izleminden doğan benzerliğin etkilerini geri plâna atmaya elverişli olmadığı, özellikle 32. sınıf ürün sunan firmaların, farklı yerlerde bulunan işletmelerini tanımlamak için, seri nitelikteki markalarına başka bazı eklemeler yapmak suretiyle markalar kullanmasının yaygın bir uygulama olduğu, başvuru kapsamında yer alan 32. sınıftaki ürün ve hizmetlerin tamamının, davacıların markalarının kapsamında aynen yer aldığı, yani ürün ve hizmetlerin aynı tür bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, Türkpatent YİDK’nın …/M-… sayılı kararının iptaline, …/… sayılı marka tescil edilmediğinden hükümsüzlük ve terkin konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, “…” ibaresinin başına getirilen “…” ibaresinin başvuruyu yeterince farklılaştırdığını, tarafların markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, “…” ibaresinin özgün bir marka olup, davacıların markaları ile karıştırılmasının olanaksız bulunduğunu, “…” ibaresinin başına getirilen “…” ibaresi ile başvurunun yeterince farklılaştığını, hatta anlamsal olarak başka bir boyut kazandığını, bunun yanı sıra görsel ve sesçil olarak da davacı markalarını çağrıştırmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava,YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve tarafların markalarının 32. sınıfta aynı mallarda kullanılmak istendiği, davacıların markalarının asıl ve ayırt edici unsurunun “…” ibaresinden oluştuğu, davalı başvurusunun konusu olan “…” ibaresinde yer alan “…” ibaresinin bir sıfat olup, “…” ibaresini nitelediği, dolayısıyla davalının başvurusunda da vurgunun “…” ibaresinde yoğunlaştığı ve başvurunun asıl unsurunun “…” ibaresi tarafından temsil olunduğu, bu sözcüğün “…” ibareli davacı markaları ile görsel ve sesçil olarak bıraktığı umumi intiba itibariyle bağlantı kurulabilecek derecede benzer bulunduğu, ilk bakışta ve derhal böyle bir algının doğmasının kaçınılmaz olduğu, “…” ibaresinin önünde yer alan “…” ibaresinin farklı bulunmasının, ayırt edicilikte yeterli farklılık yaratmadığı, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi davacının “…” asıl unsurlu markalarının, bu ibareyi niteleyen aynı asıl unsurlu markalar karşısında korunduğunun emsal yargı kararları ile belirlendiği anlaşılmakla, davalı … ile davalı … vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … ile davalı … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … ile davalı …’dan ayrı ayrı alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar vekilleri tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 18/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/06/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip