Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1640 E. 2021/1003 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2019
NUMARASI : ….

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/10/2019 tarih ve … K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ile davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin “…… kodlu kondenstop ürününü, 1996 yılından beri Türkiye de dâhil olmak üzere dünya çapında piyasaya arz ettiğini, müvekkilinin Türkiye’deki faaliyetlerini distribütörü aracılığıyla yürüttüğünü, ürünün Japonya’da patent belgesi ile korunduğunu,….. sayılı ve “…” ibareli markanın 07. sınıfta yer alan “Buhar kapanları, hava kapanları, gaz kapanları” malları için 29.12.2011 tarihinden beri müvekkili adına Türkiye’de tescilli bulunduğunu, müvekkilinin söz konusu kendine özgü ürün tasarımı ile “…” markasının gerçek hak sahibi olduğunu, söz konusu ürünün görsel özellikleri yönünden benzerlerinden ayrıldığı için müvekkilinin ürün tasarımı üzerinde fikrî haklarının bulunduğunu, müvekkili ile aynı alanda faaliyet gösteren davalının söz konusu ürünü, iç ve dış boyutları dâhil olmak üzere birebir taklit ettiğini, söz konusu ürünleri …kodlarıyla ürettiğini ve satışa arz ettiğini, … alan adlı internet sitesinde müvekkili ürününe ait görselleri kullandığını, davalının eylemlerinin müvekkilinin tescilsiz tasarımı aleyhine TTK’nın 54. vd. maddeleri uyarınca haksız rekabet oluşturduğunu, yine FSEK’in 68,69,70 ve 71. maddeleri uyarınca müvekkilinin eser sahipliğinden doğan haklarının ihlal edildiğini, ayrıca “…” ibaresinin kullanılması suretiyle 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca marka tescilinden doğan haklarına tecavüz edildiğini, zira “…” ibaresinin, davalı tarafından ürünlerin tanıtımında kullanıldığını, davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, davalı eylemlerin FSEK’e aykırılık, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile bu eylemlerin durdurulmasına ve maddi sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, ihlal fiillerinin men’ine, tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden ürünlere bulundukları yerlerde el konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin altmış yıldır faaliyette bulunduğunu, kondenstop niteliğindeki ürünlerin, ürün yelpazesi içindeki ürünlerden sadece biri olduğunu, müvekkilinin anılan ürün pazarında, davacının pazara girdiği 1996 yılından çok önce yer aldığını, ürünün teknik ve mekanik yapısı itibariyle bu tür ürünlerde benzerlik olmasının doğal olduğunu, söz konusu ürün için İngilizce’de “…….” gibi ifadeler kullanıldığını ve bu ifadelerin Türkçe’ye “serbest şamandıralı kondenstop” veya….” olarak çevrildiğini, “…” ibaresinin yalnız Türkiye’de değil dünya çapında kullanımı olan, genel nitelikte, ayırt edicilik unsuru bulunmayan bir ifade olduğunu, müvekkilinin ürettiği ürünler ile davacıya ait ürünlerin farklı bulunduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı ürünlerinin ve ürün tasarımlarının FSEK kapsamında eser olarak değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla FSEK kapsamında herhangi bir hakkın ihlalinin söz konusu olmadığı, davalı kullanımlarının SMK’nın 7/5. maddesi hükmü uyarınca davacının tescilli markasından kaynaklanan hakları ihlal eder nitelikte bulunmadığı, davalı fiillerinin TTK’nın 54/2. ve 55/1-a-4. maddeleri kapsamında haksız rekabet teşkil ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı fiillerinin TTK’nın 54/2. ile 55. maddeleri uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin durdurulmasına ve haksız rekabet teşkil edilen ürünlerin üretiminin, satışının ve dağıtımının durdurulmasına, katalog, broşür ve ticari evrakların toplatılmasına, bahsi geçen ürün ve dokümanların imhasına, internet ortamında teşhirinin durdurulmasına, davacının sair taleplerinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkiline ait “…” markasının gerek Türkiye’de gerekse yurtdışında birçok ülkede tescilli bulunduğunu, müvekkil tarafından yaratılmış bir markanın davalı tarafından kullanımının markasal etki doğuracak nitelikte olduğunu ve bu durumun müvekkilinin marka haklarına tecavüz teşkil ettiğini, mahkeme gerekçesinin aksine somut olayda 6769 Sayılı SMK’nın 7/5. maddesinin uygulanma koşullarının da bulunmadığı, zira bu maddenin uygulanabilmesi için öncelikle üçüncü kişilerin markayı kullanımının dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde olması gerektiğini, huzurdaki davada ise davalı ürünlerinin müvekkiline ait orijinal ürünle birebir aynı olduğunu ve piyasada birbirinden farklı serbest şamandıralı kondenstop ürünleri bulunduğu da dikkate alındığında, davalının seçenek özgürlüğü bulunmasına rağmen müvekkil ürünüyle iltibas yaratan ürün görsellerini kullanmayı tercih ettiğini, dolayısıyla davalı kullanımın dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde bir kullanım olarak kabul edilemeyeceğini, müvekkiline ait ürün tasarımının özgün olduğunun tespit edildiğini, dolayısıyla bu tasarımın eser vasfını taşıdığını, müvekkilin eser sahibi olduğunun ve davalı şirketin ürettiği ürünlerin de eser sahipliğinden doğan hakları ihlal ettiğinin kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu ürünün teknik ve mekanik yapısı itibariyle bu tür ürünlerde benzerlik olmasının, piyasada faaliyette bulunan tüm firmaların ürünleri açısından doğal olduğunu, müvekkil Şirketin ürettiği ürün ve davacıya ait ürün incelendiğinde kapak dizaynları, termostatik elemanları ve termostatik elemanların montaj tertibatlarının farklı bulunduğunu, söz konusu ürünlerin müşterilerinin bilinç düzeylerinin yüksek olduğunu, dolayısıyla burada iki firma ürününün ayırt edilmesinin mümkün bulunduğunu, iki ürün arasında da karıştırılma ihtimalinin olmadığını, müvekkil şirket ürünü üzerinde “…” ibaresi bulunmakta olup bu anlamda müvekkilinin sektördeki tanınmışlık düzeyi de gözetildiğinde haksız rekabetin doğmayacağını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, FSEK kapsamında eser sahipliğinden doğan hakların ihlal edildiğinin ve marka hakkına tecavüz ile haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve önlenmesi istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacıya ait ürünün FSEK’in 1/B-a maddesi kapsamında eser niteliği taşımadığı, davalı tarafından “…” ibaresi kullanılmış ise de bu kullanımın 6769 sayılı SMK’nın 7/5. maddesi kapsamında marka sahibinin engelleyemeyeceği bir kullanım olduğu, zira “…” ibaresinin, serbest şamandıralı kondonstop veya yüzer şamandıralı kondonstop ürünlerinin ifade edilmesinde kullanılması kaçınılmaz olan bir sözcük grubu olduğu da gözetildiğinde dava konusu edilen davalı kullanımının, malın türüne, kullanım amacına ve niteliklerine işaret eden bir kullanım niteliğinde bulunduğu, dava konusu ürünün, Türkiye’de davacı adına tescilli bir tasarım olmadığı, tescilsiz tasarımların ancak haksız rekabet hükümlerine göre korunabileceği, bu hususta Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 04.06.2015 tarih,…karar sayılı ilamının yol gösterici nitelikte bulunduğu, buna göre ilk defa yurt dışında kamuya sunulmuş bir tasarımın belli bir süre sonra Türkiye’de kullanılması durumunda şayet, Türkiye’de bu tasarımı ilk defa kullanan kişi büyük emek ve para harcayarak bu tasarımın kullanıldığı ürünü tanıtmış ve bir başkası da sırf bu tanınmışlıktan istifadeye yönelik olarak bu tasarımı aynen kullanmaya kalkışmış ise, bu davranışın haksız rekabet olduğunun kabulünün gerektiği, zira haksız rekabetin önlenmesindeki amacın, serbest piyasa düzeninde herkesin dürüstlük kuralları içerisinde hareket etmek suretiyle rekabet kurallarına uygun olarak piyasada faaliyet göstermesi ve sonuçta; mal ve hizmetlerin nihai tüketicilerinin aldatılmasına izin verilmeksizin kaliteli mal ve hizmetlerin piyasa kurallarına göre oluşan en uygun fiyatla satışa sunulması olduğu, bu açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde, dosyada mevcut bilirkişi raporunda açıklandığı üzere özellikle davacı ürünlerinin üzerinde yer alan ve sadece davacının ölçüm cihazlarının ölçüm yapması için ürün gövdesi üzerinde konumlandırılmış bölümlerin varlığının, davacı ürünlerini benzerlerinden ayırdığı, davalı tarafından satışa arz edilen ürünlerin de, yalnızca davacı tarafından kullanılabilecek işlevsel bölümler de dahil birebir davacı ürünleri ile aynı olduğu, bu durumun ilk derece mahkemesince de kabul edildiği üzere haksız rekabet oluşturduğu, yalnızca davacının ölçüm cihazlarının ölçüm yapması için ürün gövdesi üzerinde konumlandırılmış bölümlerin de davalı tarafından taklit edilmesi karşısında, davalının bu ürünler üzerine “…” ibaresini yazmasının, eylemini haksız rekabet olmaktan çıkarmayacağı anlaşılmakla, davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Taraflardan ayrı ayrı alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, taraflarca istinaf başvurusunda yatırılan 44,40’ar TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin taraflardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/07/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/07/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip