Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1635 E. 2021/887 K. 11.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2019
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/09/2019 tarih ve ….K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili; davalı şirketin “… …” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa … ve … … ibarelerini marka olarak ilk kullananın müvekkili olduğunu, anılan ibareler üzerinde SMK’nın 6/3 anlamında öncelik hakkı bulunduğunu, müvekkilinin davalı şirket ile yapmış olduğu franchise sözleşmesi doğrultusunda “… … …” çatısı altında 5 yıl süreyle faaliyette bulunduğunu ancak sözleşmenin davalının Kadıköy 29. Noterliği’nin 29.03.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedildiğini, ardından müvekkilinin 14.04.2017 tarihli yönetim kurulu toplantısı ile adını “… … … …” olarak devam ettirme kararı aldığını, müvekkilinin 1 yılı aşkın süredir bu isimle devam ettiğini, Türk ve Finlandiyalı eğitim uzmanları tarafından hazırlanmış bir … eğitim modelinin Türk eğitim modeline uyarlandığı özgün bir proje olduğunu, müvekkilinin….” isimli firma ile anlaşarak 25.03.2017 tarihinde marka başvurusu işlemlerini başlattığını, fakat anılan firmanın beyan ettiği harç bedelini ödememesi nedeniyle tescil alamadıklarını, davalının da bu boşluktan faydalanarak müvekkilini zarara uğratmak adına … ve dava konusu …. sayılı“… …” markaları için tescil başvurusunda bulunduğunu, bu isimleri hiçbir şekilde kullanmayan, herhangi bir yerde tanıtımını yapmayan davalının yalnızca müvekkiline zarar verme amacıyla hareket ettiğini , kötü niyetli olduğunu ileri sürerek YİDK’nın 24/10/2018 tarih ve… sayılı kararının iptali ile…. sayılı markanın tescili halinde hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, davacının SMK’nın 6/3 dayalı iddialarını ispatlayamadığını , Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkilinin çok uzun yıllardır eğitim alanında faaliyet gösteren, birden çok markayı Türkiye çapında tanınır hale getirdiğini, müvekkili şirket yetkilileri Prof. Dr. … ve Uzman Psk. …’in ilköğretim ve lise düzeyinde yüksek kalite ve standartta eğitim hizmeti verebilmek için 2011 yılında …’de … Okullarını açtığını, kuruluşunun üçüncü yılında İstanbul, Bursa, İzmir ve …’de şubeler açtıklarını, müvekkili şirketin “…” ve “… …” ibareli markalarını kurum nezdinde 41 ve 43. Sınıflarda tescil başvurularına konu ettiğini, davacının, tescilli markalarını izinleri ve onayları olmadan kullandığını, bu nedenle Kadıköy 18. Noterliği’nin 27.11.2018 tarih ve … sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini, davacının, müvekkilinin markasında yer alan ibarelerle ve tüketici gözünde açıkça karıştırılma ihtimali yaratan şekillerde markalar ürettiğini, bu nedenle davacı aleyhine Ankara 4.FSHHM’nin …. sayılı davaların bulunduğunu davacının açıkça kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece ,davacı şirket ile davalı şirket arasında önceye dayalı bir iş ilişkisi olmakla birlikte bu ilişkinin “… … …” ibaresinin kullanımına dair olduğu, taraflar arasında ortaya çıkan bazı sorunlar nedeniyle davalı yanın 29.03.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile aralarındaki ilişkiyi sonlandırdığı, bilahare “…” markasını yaratarak kullanımları ile eğitim hayatına bu marka altında devam etme kararı aldığı, nitekim işlem dosyası kapsamında sunduğu pek çok delilin de 2017 yılı Mart – Nisan ve Mayıs aylarına ilişkin deliller olduğu, söz konusu deliler incelendiğinde davacı yanın “… …” adı altında bazı basın organlarında tanıtımlarının yapıldığı, yine davacı yanca “… …” olarak … otelinde tanıtım seminerinin düzenlendiği, davacı yanın önceki tarihli e-posta görüşmelerinde de yine muhatap olarak “… …” olarak anıldığı, … alan adının 28.03.2017 tarihinde alındığı ve alan adının davacıya ait olduğu, yine davacının… hesabının 30.03.2017 tarihinde alındığı, mezkur kullanımlarda “… …” ibaresinin markasal etki yaratacak nitelikte kullanıldığı ve bu kullanımların başvuru konusu işaretin başvuru tarihi olan 12.05.2017 tarihinden önceki kullanımlar olduğu, dava konusu markanın başvuru tarihi 12.05.2017 olup davacı yanın ise davalı ile arasındaki franchise sözleşmesini 29.03.2017 tarihinde feshederek bu tarihten sonraki kullanımları için kendisine “… …” markasını tercih ettiği, dolayısıyla dava konusu başvuru ve davacı yanca yaratıldığı görülen yeni markanın kullanımının başlangıç süresi arasında 1,5 aylık kısa bir sürenin mevcut olduğu dikkate alındığında, bu süre zarfında davacı yanca gerçekleştirilen/gerçekleştirilmeye çalışılan kullanımların 6/3 maddesi anlamında yeterli görülmesi gerektiği, başka bir ifadeyle davacının henüz markasını yayma, yaygınlaştırma ve kullanma çabası içerisinde hareket ederken, işbu dava konusu başvurunun davalı yanca gerçekleştirildiği, davacı yanın “…” markası üzerinde eğitim ve öğretim hizmetlerinde gerçek hak sahibi olduğu, tarafların dava konusu marka başvurusundan kısa bir sure öncesine kadar ticari ilişki içerisinde olduğu ve davacı yanın, davalı markalarını taşıyan … işlettiği, bilahare taraflar arasındaki ilişki sona erdikten sonra davacı yanca yaratıldığı görülen özgün “…” ibaresinin, davacı yanca yeni yeni tanıtım çalışmaları yapılırken, davalı tarafından marka başvurusuna konu edildiği, yapılan başvuruda “…” ibaresinin tesadüfi olarak tercih edilmiş bir marka olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, bir başkası tarafından ticaret hayatında yeni yeni kullanılmaya başlanılan bir işaretin, henüz marka siciline kaydedilmemiş olunmasından yararlanılarak tescil başvurusuna konu edilmesi ve bilahare gerçek hak sahibine karşı hukuki yollara başvurulmuş olunmasının markanın gerçek hak sahibi tarafından kullanımını engelleme amacına, markayı gerçek hak sahibine karşı kullanma amacına veyahut markayı ticari olarak satışa konu etme – gerçek hak sahibine satma amacına yönelik olarak yorumlanabileceği, davalı şirketin kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile YİDK’nın 24.10.2018 tarih ve … sayılı kararının iptaline, davaya konu ….sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine katar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili; mahkemenin davacı tarafın eskiye dayalı kullanımının varlığına dair tespitlerinin hatalı bulunduğunu, zira SMK’nın 6/3 maddesine dayanılarak başka bir kişi tarafından yapılacak tescile itiraz edilebilmesi ve hükümsüzlüğünün istenebilmesi için tescilsiz işaretin maruf hale getirilmesi şartı aranmamakla birlikte ticaret sırasında kullanılması ve bu kullanım sonucunda her olayda ayrı ayrı incelenmesi gereken belli seviyede bilinir hale getirilmiş olması gerektiğini, davacının sunduğu delillerin tamamının 2017 tarihli olup markanın belirli bir süre kullanımı ve tanınırlık kazandırılması şartının gerçekleşmediğini, davacının itirazına mesnet gösterdiği markaların, dava konusu başvuru tarihinden sonra olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 6769 sayılı SMK’nın 6/3 maddesi uyarınca, tescilsiz bir markaya dayalı olarak hak elde edilebilmesi için tescilsiz markanın, öncelikle markasal biçimde kullanılması ve bu kullanımın Yargıtay 11. HD’nin 13.05.2019 tarih, … K. sayılı ilamında açıklandığı üzere yerelden daha geniş coğrafyada ve ciddi surette olması, ayrıca markaya konu işarete belirli ölçüde ayırt edici nitelik kazandıracak nitelikte bulunması gerektiği, somut olayda davacının “…” ibareli kullanımlarının dava konusu marka başvuru tarihinden önceki 1,5 aylık döneme ilişkin olsa da ; davacı ile davalı şirket arasındaki, franchise sözleşmesinin davacı tarafça 29/03/2017 tarihinde feshedilerek bu tarihten sonra “… … ” ibareli markanın tanıtılması ve yaygınlaştırılması için 1,5 aylık dönemde yoğun olarak kullanıldığı, bu dönemde dava konusu ibarenin tescili için başvuruda bulunan davalı şirket tarafından dava konusu ibareyi davacıdan daha önce kullandığına dair bir delilin de dosyaya sunulmadığı gözetildiğinde özgün “…” ibaresinin davacı yanca yaratıldığı ve uyuşmazlık konusu 41. sınıfta yer alan eğitim ve öğretim hizmetlerinde davacının öncelik hakkı bulunduğu yönündeki mahkeme kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Kurumundan alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı … üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/06/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip