Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1632 E. 2021/905 K. 18.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1632
KARAR NO : 2021/905
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/03/2018
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararı İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/03/2018 tarih ve ……. E. – …../…….. K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin 20 ilde cafe, restoran işletmeciliği yaptığını…… ve …… numaralı markalarının 43. sınıfta tescilli olduğunu, “…. …….. …… ……. – …..” markalarının cafe, restoran, bar işletmeciliği vb hizmetlerde kullanma hakkının münhasıran müvekkiline ait bulunduğunu, 29.06.2016 tarihinde önceki kazanılmış haklarına dayanarak seri marka oluşturmak ve tescilli markalarına çeşitlilik kazandırmak amacıyla “…… …. ……” ibareli markasının tescili istemiyle başvuruda bulunduğunu,…… numarası ile kaydedilen başvurunun, …….-M-…… sayılı YİDK kararı ile nihai olarak 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi hükmü gereğince kısmen reddedildiğini ve başvuru kapsamından “yiyecek ve içecek sağlanması, geçici konaklama hizmetleri, gündüz bakımı kreş hizmetleri, hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri”nin çıkarıldığını, oysa redde mesnet …/….. kodlu “……. ……. ….” markasının birçok davaya konu olduğunu, henüz tescil sürecini tamamlamamış bu marka başvurusunun logosunu kullanan birçok …… ……. …… A.Ş. bayiliklerine ……., ……., …… Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile şikâyetle soruşturma başlatıldığını, redde gerekçe markanın, müvekkilinin “……. …… …….. ……” markası ile iltibaslı kullanımına sebep olduğu yönünde birçok bilirkişi ve uzman raporunun bulunduğunu, hal böyle iken bu markanın tescil sürecinin tamamlanamayacağını ve davacının itirazları doğrultusunda tescil taleplerinin reddine karar verileceğini, bütünsellik açısından bu iki markanın birbirinden farklı olduğunu, iltibas oluşturabilecek düzeyde benzer olmadığını ileri sürerek, davalı Türkpatent YİDK kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, davanın reddini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu …/….. sayılı “…. ……. ….” ibareli davacı markasının kapsamındaki 43. sınıf: “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri.” ile redde mesnet davalı markası ……./… “…” kapsamındaki 43. sınıf hizmetlerin aynı tür olduğu, davaya konu markalar arasında 556 sayılı KHK 7/1-b maddesi kapsamında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLER: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, bütünsel açıdan bakıldığında, tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin ……../…… tescil sayılı “… ……” ibareli markasına dayalı kazanılmış hakkının bulunduğunu, müvekkilinin seri marka yaratmak amacıyla marka başvurularına ve yatırımlar yapmaya devam ettiğini, mahkemece müvekkilinin kazanılmış hak iddialarına yönelik herhangi bir incelemenin yapılmadığını
ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1- Dava, YİDK marka kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve dava konusu ……./……. sayılı “…” ibareli davacı başvurusunun kapsamındaki 43. sınıf: “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri.” ile redde mesnet …./….. sayılı “…” ibareli markanın kapsamındaki 43. sınıf hizmetlerin aynı tür olduğu, davaya konu markalar arasında ibareler yönünden de 556 sayılı KHK 7/1-b maddesi kapsamında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu, zira redde mesnet “…” ibaresinin özel bir yaratım ürünü olup, ayırt ediciliği yüksek bir ibare bulunduğu, davacının başvurusunda yer alan kelime ve şekil unsurlarının ise başvuruya herhangi bir ayırt edicilik katmadığı gibi taksi kavramını desteklediği, taraflar arasında açılan tecavüzün tespiti ve önlenmesi davaları ile suç duyurularının ise gerçek hak sahibi iddialarına dayalı olup, bu türden iddiaların, 556 sayılı KHK 7/1-b maddesine dayalı YİDK kararının iptaline ilişkin işbu davada dinlenebilmesinin mümkün olmadığı, yine her ne kadar mahkemece 556 sayılı KHK 7/1-b maddesine dayalı işbu davada, redde mesnet marka sahibine husumetin yöneltilemeyeceğinin gözden kaçırılıp, davalı şirket hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmemesi doğru değilse de, istinaf kanun yoluna başvuranın sadece davacı olması karşısında, Dairemizce bu yanlışlığın, kararın kaldırılması nedeni yapılamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2- Ancak davacının diğer iddialarının yanında kazanılmış hak iddiası da bulunmakta olup, mahkemece bu iddia konusunda herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Oysa davacının bu iddiasının doğru olması halinde, davacının marka tescil başvurusunun reddedilmemesi gerektiği açıktır.
Yargıtay 11. H.D.’nin 19.09.2008 tarih ve 2007/7547 E.-2008/10251 K. sayılı ilamda da belirtildiği üzere, kazanılmış hakkın varlığının kabulü için şu üç koşulun birlikte bulunması gereklidir:
1- Kazanılmış hak iddia edilen tescilli marka ile dava konusu markadaki ibarelerde asli unsurların muhafaza edilmiş olması ve eski markanın en azından hükümsüzlük davası açılabilecek kadar belli bir sürede çekişmesiz şekilde kullanılması,
2- Karşı taraf markalarına yanaşma niyeti olmadan ve iltibas tehlikesi yaratmayacak şekilde, eski ve yeni markalar arasında işletme ile bağlantının ve tüketici nezdinde yaratılan izlenimin korunmuş bulunması,
3- Yeni markada kazanılmış hak iddia edilen markaya nazaran emtia kapsamının genişletilmemiş olması.
Somut uyuşmazlıkta ise davacı vekilince sunulan istinaf dilekçesinde, ……/……… tescil sayılı “… …….” ibareli markasına dayalı kazanılmış hakkının bulunduğu ileri sürülmüştür. Davacı tarafça bu markaya dayalı kazanılmış hak iddiasına ise ne YİDK aşamasında ne de dava dilekçesinde dayanılmıştır. O halde mahkemece bu markanın incelenmemesi yerindedir. Ancak aksinin kabulü halinde dahi anılan markanın münhasıran “…….” ibaresinden oluşması nedeniyle yukarıda açıklanan birinci maddede belirtilen, asli unsurların muhafaza edilmiş olması koşulunu sağlamadığı ve işbu dava konusu başvuru yönünden davacıya kazanılmış hak sağlamayacağı açıktır.
Davacının YİDK’na itiraz ve dava aşamasında dayandığı ……./…… numaralı markasının tescil tarihi ise 08.04.2013 olup, anılan marka dahi 29.06.2016 tarihli işbu dava konusu başvuru yönünden, yukarıda birinci maddede belirtilen, eski markanın en azından hükümsüzlük davası açılabilecek kadar belli bir sürede çekişmesiz şekilde kullanılması koşulunu sağlamamıştır. Davacının ……./……., ……/………. ve ……/……. sayılı markalarının da aynı nedenle davacı yararına kazanılmış hak yaratması mümkün değildir.
Bu durum karşısında mahkemece, davanın somut uyuşmazlıkta başvuru markası ile redde mesnet marka arasında 556 sayılı KHK 7/1-b maddesi kapsamında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu gerekçesinin yanında, davacının işbu dava konusu başvuru yönünden kazanılmış hakkının bulunmadığına dair yukarıda açıklanan gerekçe ile de reddi gerekirken, davacının kazanılmış hak iddiasının incelenip değerlendirilmemesi doğru olmadığından ve HMK.’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, diğer bir ifade ile kanun koyucu, temyiz kanun yolunda Yargıtay tarafından verilebilen, yerel mahkeme hükmünün gerekçesinin değiştirilerek düzelterek onanması kararını, istinaf mahkemeleri için öngörmeyip, bu halde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiğini düzenlediğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince, davacı vekilinin diğer istinaf itirazları yerinde görülmediğinden ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun, ilk derece mahkemesi hükmünün gerekçesine ilişkin olarak yerinde görülmekle KABULÜ ile HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 01.03.2018 tarih ve ……/.. E.- …/…. K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yukarıda açıklanan gerekçeler ile REDDİNE,
4-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından, davacıdan peşin alınan 31,40 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 27,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davalılar ilk derece mahkemesinde kendilerini vekille temsil ettirmiş olduklarından, mahkeme karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 3.145,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan tebligat ve posta giderleri toplamı 25,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
8-Davalı şirket tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
10-Davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 18/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/06/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip